İSTANBUL (AA) - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetimi Uygulama Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, afet yönetiminin her evresinde medyanın bulunduğunu belirterek, "Afet yönetiminin idealinde herkesin katılımı gerekli. Sivil toplum kuruluşlarının katılımı yeni yeni başladı, halk katılımı henüz yok prosedürde. Sosyal medya halk katılımını mümkün kılan, efektif yapan bir şey." dedi.
Kadıoğlu, Türk Kızılayı, Twitter ve MEF Üniversitesi işbirliğiyle "Sosyal Medya Tabanlı Afet Yönetim Sistemi" eğitiminde yaptığı sunumda, afet konusunda sosyal medyanın basın ve halkla ilişkilerin yerine geçmediğini ancak tanımını değiştirdiğini, farklılaştırdığını ve halkın afet yönetimine katılımına izin verdiğini anlattı.
Afet yönetiminin ana aşamalarını zararı azaltma, hazırlık, müdahale, iyileştirme şeklinde sıralayan Kadıoğlu, bu aşamaların her birinde iletişimin ve sosyal medyanın önemli yeri olduğunu belirtti.
Kadıoğlu, Türkiye'de afete hazırlık, zararı azaltma konusunda sıkıntılar yaşandığını ve bireysel olarak ihmaller olduğunu dile getirdi.
Medyanın toplum paniğini azalttığını, toplumu eyleme hazırladığını belirten Kadıoğlu, "Medyayı nasıl kullanabileceğimizi, desteğini bilmemiz lazım ki ona göre medyayı yönlendirebilelim. Afet yönetiminin her evresinde medya var. Afet yönetiminin idealinde herkesin katılımı gerekli. Sivil toplum kuruluşlarının katılımı yeni yeni başladı, halk katılımı henüz yok prosedürde. Sosyal medya halk katılımını mümkün kılan, efektif yapan bir şey." diye konuştu.
Kadıoğlu, afet riskinin algılanmadığını ifade ederek, "Twitter'da 'Deprem olursa neler yaşarız?' gibi haberler yapınca, paylaşıyorum, neler yaşanabileceğinin fark edilmesi ve harekete geçilmesi için. Türkiye'de herkes deprem uzmanı ama eyleme geçen yok, davranış değişikliği yaratamıyoruz." dedi.
Sosyal medyanın iyi bir birleştirici olduğunu vurgulayan Kadıoğlu, şunları söyledi:
"5N 1K kuralı sosyal medyada da geçerli. Sosyal medyada en önemli şey, mesajlara fotoğraf eklenmesi. Tahmini erken uyarıda da medya çok yaygın kullanılabiliyor, tsunami erken uyarısı gibi. Japonlar eskiden köprüleri, yolları fotoğraflayarak uydudan merkeze gönderiyorlardı ve köprülerin, yolların hangilerinin açık olduğu görülüyordu. Bu bilgi artık Twitter'den geliyor, ama burada en büyük problem, Twitter'dan gelen bilginin haritalandırılması. Sosyal medyadan gelen bilgileri haritalandırırarak, sınıflandırılmasını yapanlar da olay yerinde değil. Türkiye'de bile Haiti depreminde çalışanlar olmuş."
- "Planlayarak, insanlara daha hızlı ve doğru bilgilerle erişebileceğimize inanıyoruz"
Twitter Türkiye-İspanya-İtalya Kamu İlişkileri Direktörü Emine Etili de Twitter'ın çok kullanılan bir iletişim platformu olduğuna değinirken, meydana gelen bir afete ilişkin olayların platformun üzerinde cereyan ettiğini gördükten sonra pasif kalmayı istemeyerek, dünyanın farklı ülkelerinde kurumlarla çalışmaya başladıklarını söyledi.
Kurumları etkin şekilde kullanıma yönlendirmeye çalıştıklarını ifade eden Etili, şöyle devam etti:
"Özel sektör, sivil toplum ve devlet bir araya gelip hızlı ve etkin şekilde iletişim kurulursa o kadar çok can kurtarılacak diye inanıyoruz. Afette en önemli şey, hız, bilgi, insanlara erişim. Bunu Twitter vasıtasıyla yapmak oldukça kolay, çünkü Twitter canlı bir platform. Bir tweet attığınız an ile 317 milyon kullanıcıya eriştiği an arasında 1 saniye var. Dolayısıyla çok hızlı bir şekilde insanlara erişmek mümkün. En etkin şekilde önceden planlayarak bazı stratejileri belirlediğimiz zaman, afet durumları olduğunda insanlara daha hızlı ve doğru bilgilerle erişebileceğimize inanıyoruz."
Türk Kızılayı Afet Koordinatörü İlhan Öztürk, iletişimin devam ettiği ortamda yardımların yönetimi ve bazı konularda sosyal medyanın etkin olduğunu belirterek, "Bu tür yeni uygulamaların, özellikle gönüllü veya diğer bağışların yönetimi kısmında daha efektif ve motivasyon kaynağı olabileceğini düşünüyoruz." dedi.
MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin ise doğal afetlerin sık sık Türkiye'nin gündeminde yer aldığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Türkiye'de devlet kurumları ve gönüllüler/sivil toplum kuruluşları arasında daha güçlü bir iletişim, koordinasyon ve işbirliğine büyük bir ihtiyaç var. Sosyal medyanın gücünü, yaşanabilecek bir afette etkili bir şekilde kullanmak için bu işbirliğinin ve bu işbirliği ile yapılacak olan eğitimlerin önemine inanıyorum. 1999 depreminden sonra Amerikan Federal Acil Durum Kurumundan aldığımız eğitimi de buraya yansıtarak katkı vermeyi hedefliyoruz."
AA