KARABÜK (AA) - Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sosyoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Yenen, sosyal medyanın terör örgütleri için bulunmaz bir fırsat olduğunu belirterek, "Kaos oluşturmanın en kolay, etkili yolu iletişim araçlarından geçmektedir. Bu anlamda terör ve iletişim arasında çok ciddi bir bağın olduğunu görebiliyoruz." dedi.
Türkiye'de çok satan gazeteler ve bunlara ait sosyal medya hesaplarında yer alan küresel terör haberlerine yönelik, dil ve söylem çerçevesinde incelemelerde bulunan Yenen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı haberlerde bir terör örgütünden "dinci" veya "İslami" diye bahsedilebildiğini, bunun çok sağlıklı ve normal bir durum olmadığını belirtti.
Yenen, "Dil bizim açımızdan çok önemlidir. Bu tip kavramlar toplumu maalesef bütünleştirmekten daha çok uzaklaştıran araçlar olarak karşımıza çıkıyor." diye konuştu.
- "Savaş' kavramı 'terör' kavramıyla yer değiştirdi"
Terörle baş edebilmek için öncelikle onu tanımlamaları gerektiğini vurgulayan Yenen, "İki kutuplu dünyanın kaybolduğu 1990'lı yıllardan sonra dünya yeni bir hal almaya başladı. 'Savaş' kavramı 'terör' kavramıyla yer değiştirdi. 1990'lı yılların sonuna kadar 'savaş' kavramını çok canlı bir şekilde tanımlıyor ve görebiliyorduk. 2000'li yılların başından itibaren artık 'savaş' değimiz olgu yerini 'terör' olgusuna bıraktı." değerlendirmesinde bulundu.
Yenen, dünyada savaş dahil her şeyin bir hukuku olduğunu ancak terörün hukuku bulunmadığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Bizim için en önemli sorun burada. Geleneksel savaşta toplumlar, devletler birbirleriyle savaşırken durmaları gereken yer bellidir. Bu hukukla sağlanmıştır. Günümüzdeki terör olaylarının hiçbir hukuku yok. Savaşlarda kadınlara, yaşlılara, çocuklara, yeşil alanlara, su kaynaklarına, iletişim aktörleri muhabirlere dokunulmaz. Terörün böyle dokunulmazlıkları yok. Hayatımızda değerli kılabildiğimiz ne varsa dokunuyor. Kadınlara, yaşlılara, çocuklara, yeşil alanlara, su kaynaklarına, gazetecilere."
- "Sosyal medya üzerinden taarruza maruz kalıyoruz"
"Terörün beslendiği en önemli kaynak iletişim. Çünkü terör faali̇yetleri̇ni̇n amacı doğrudan bi̇r sonuç elde etmek değil aslında. Terörde en büyük kazanç psikolojik, sembolik kazanç." diyen Yenen, şunları kaydetti:
"Yani terör, insanların zihinlerine, bilinçlerine nüfus edebilmeyi, kendi yapmış oldukları mücadelenin doğruluğuna, haklılığına ikna edebilmeyi esas almış ve bunu zihinlerde yaygınlaştırmayı amaçlar. Şimdiye kadar terör örgütlerinin, 'Hedefimiz doğrudan şudur ve bu hedefi şu şekilde gerçekleştireceğiz.' dediğini görmüyoruz. Sürekli amaç, araç değiştiriyorlar. Haliyle böyle bir amaçsızlık içinde en büyük amaç etki oluşturabilmek, ses getirebilmek ve toplumda bir kaos oluşturmak. Kaos oluşturmanın en kolay, etkili yolu iletişim araçlarından geçmektedir. Bu anlamda terör ve iletişim arasında çok ciddi bir bağın olduğunu görebiliyoruz. Maalesef sosyal medya üzerinden çok daha fazla taarruza maruz kalıyoruz."
Sosyal medyada insanlara, kanaatlerini, düşüncelerini, fikirlerini aktarma serbestliği tanındığını ancak bunun "kurallara bağlı verilmiş bir hak" olduğuna dikkati çeken Yenen, özel ve kamusal alanın ayrımını vurgulayarak, 'Sosyal medya özel alan mıdır, kamusal alan mıdır?' Sosyal medya bir kamusal alan faaliyetidir. Haliyle davranış, söz ve düşüncelerimizi kamusal alana göre düzenlememiz gerekir. Bizde maalesef sosyal medya özel alan gibi kullanılıyor. 'Ben istediğimi söylerim, istediğim fikri ortaya koyarım, istediğimi paylaşırım ama bana da bir şey olmamalı' gibi bir anlayış var." ifadesini kullandı.
- "İletişim bir kamu hizmetidir"
"Sosyal medya terör örgütleri için bulunmaz bir fırsat. Çünkü bütün insanlara ulaşabiliyorlar. Biz vatandaşlar olarak terör örgütlerinin işini kolaylaştırmamamız gerekiyor." uyarısında bulunan Yenen, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Terör saldırılarıyla ilgili yayın yasakları var. Bu yasaklara tepkiler var. Yapılan haberin haber değeri vardır ancak topluma ne gibi bir faydası olacaktır düşünmemiz gerekir. Çünkü bunlar çok kolaylıkla toplumsal hareketliliği, refleksleri mekanizma halinde harekete geçirebilecek durumlardır. Biz de terör örgütü ya da örgütlerinin kullandığı araçları 'aynı şekilde kullanalım ve tepki verelim' dersek doğru bir şey yapmış olmayız. İster özel sektör isterse devlet tarafından yerine getirilsin. Bütün kamu hizmetlerinde şu soruyu sormamız gerekir. 'Bu hizmetten kamuya ne fayda vardır?' Terör haberlerinin kamuya ve topluma zararı varsa ve bunu görebiliyorsak bunu sınırlandırmak hatta gerekirse engellemek gerekir."
AA