Kürtlerin istekleri belliydi...
-Yerel yönetimlerin, eğitim, güvenlik ve bütçe konularında yetkilerinin arttırılması...
-Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, konut ve çevre gibi alanlarda merkezi hükümetin hedef ve standartları belirleyerek, kamu hizmetlerinin sunulmasını bölgesel idarelere bırakması...
-Eğitimde ve kamuda anadil hakkı...
-Etnik temele dayanmayan vatandaşlık tanımı...
-Gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve yargı paketlerinin devreye sokulmasıyla sayılarının binlerce olduğunu öne sürdüğü tutukluların serbest bırakılması...
-Seçim barajının düşürülmesi...
-Adları değiştirilen köy, bucak, ilçe ve diğer yerleşim yerleriyle coğrafi yerlerin eski adlarının kullanılması...
-Nevruz Bayramı’nın resmi tatil ilan edilmesi... Vs. vs...
***
Bunlar tartışılır... Tartışıldı da...
Bugün hedef tahtasına konulan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girdiği riske şimdiye kadar hiçbir lider girmedi... Türkiye’de özgürlükler noktasında atılan adımları inkar edecek kadar yüreği kararmışlara bir şey diyemem... Ama pek çok adım atıldı.
İnsanlık adına; eksik ve bazı yanlışlarına rağmen iyi adımlar...
Çünkü Çözüm Süreci, Türk insanının gönlünün tecellisidir.
Teröre taviz değil, bu ülkenin asli unsurlarından olan Kürt kardeşlerimizin haklarının tesliminden başka bir şey değildir.
Ama olmadı... İstemediler...
***
Elbette tartışılmayacak bir gerçek var...
O da bu vatanın bölünmezliği...
Türk, Kürt bütün etnik unsurlarla birlikte bu vatan, gerçekten de İslam’ın son kalesidir...
Saldırı her yönüyle İslam’a ve İslam kardeşliğinedir...
Bunun fark edilmesi lazım... Bunu en başta Kürt kardeşlerimizin görmesi lazım...
***
Ezilenlerin Sosyalist Partisi Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Müslüman Kürt kardeşlerimizi temsil edebilir mi?
Sahi, o ne zaman Kürtçü oldu?
Bakmayın siz onun ‘eş başkan’ mavallarıyla konuştuğuna...
Tüm medyaya ve siyasilere de bundan sonra Figen Yüksekdağ’ın gerçek kimliğini maskeleyen ‘eş başkan’ unvanını değil, ‘Sosyalist Başkan’ unvanını kullanmaya davet ediyorum...
İşte gerçek bu... O bir Sosyalist Parti Genel Başkanı...
***
Dağlıca’daki hain saldırının ardından yaptığı açıklamaya bakın Sosyalist Başkan’ın, Kürtlerin taleplerini yansıtıyor mu:
-Bizler direneceğiz ve direniş çizgisini bu zalim, zorba iktidarı ait olduğu yere gönderene kadar sürdüreceğiz.
-Biz, direnişe de hazırız, seçimlere, sandıklara da hazırız ama bu siyasi iktidar ve saray, halkının seçimine hazır değil.
***
Sosyalist Başkan’la özellikle Müslüman Kürt seçmenin ne tür bir gönül bağı, kader bağı, kültür bağı, kardeş bağı olabilir... Olamaz!
Bunların maksadı; devletin temelini dinamitlemek. Türkiye’yi, kurtlar sofrasına oturtmak!
Sosyalist Başkan’ın, Çözüm Süreci riskine giren bir iktidara ettiği sözler; ülkenin ne büyük bir tehlike altında olduğunu ortaya koyuyor...
Evlbette... Kürtler, ana dilde eğitim hakkı isteyebilirler...
Ama terör ve onların arkalarındaki güçler bilsinler ki...
Ezilenlerin Sosyalist Partisi Genel Başkanı Figen Yüksekdağ bilsin ki, biz Müslüman Türkler ve Kürtler dedelerimizin kanıyla mirasçısı olduğumuz:
BU ÜLKEYİ BÖLDÜRTMEYECEĞİZ.
Ülkemizi, Libya’ya, Suriye’ye, Irak’a çevirmelerine izin vermeyeceğiz.