Ne de güzel söylemiş değil mi söyleyen. Öyle ya lafta ve söylemde herkes çok güzel şeyler ve temennilerde bulunup ahmak kesebiliyor. Ancak söylemden eyleme geçen icraat noktasına bakıldığı zaman olayın hiçte öyle olmadığı malum. Âcizane bende ekmeğimin hakkı ve mesleğim gereği sürekli söylemde bulunan yazan çizen yorum yapan biri olarak, okurlarıma karşı hele hele genç okurlarıma karşı güvenilir ve inandırıcı olmam için savunduğum ve idea ettiğim konularda kendimin de örnek olmam gerekliliğine inanan biriyim.
Mesela ben en çok neyi savunur ve iddia ederim? Her insanın içinden çıktığı ilçesine ve içimde yaşadığı ülkesine karşı mecburi hizmet borcu olduğunu ve bu borcunu kendine yakışan bir şekilde ödemesi gerektiğini hep dile getirmişimdir. Peki, bu noktada benim karşıma birileri çıkıp –Sen bu konuda kendine yakışan ne yaptın? Diye sorduğu zaman verecek bir cevabım, bir icraatım olması adına âcizane bir şeyler yapmaya gayret ediyorum. Bunlara örnek olarak, şayet reklâm olarak kabul etmezseniz; mesela geçen yıl bir “Meke Efsanesi” isimli bir eser yazdım ve yayınladım. Hem Türkçe hem İngilizce çift yüz olan bu duvar posterinden binlercesini ücretsiz olarak dağıttım. Turizm bölgelerinin İl Turizm Müdürlüklerine postalamıştım. Geçen yaz tatilinde Akdeniz sahillerinde hiç tahmin edemeyeceğim otellerin giriş ve lobi duvarlarında çerçeveli şekilde asılmış olmasını görmek inanın ilçem adına güzel bir olaydı. Bu örneklere devam edip kafanızı şişirmek istemem ama şurası bir gerçek ki; bazı güzelliklerin paylaşarak çoğalması anlamında “Teşhire ve reklâma ihtiyaç vardır.” Bir başka örnek olarak, çok yakın zamanda açmış olduğum www.bizimkarapinargazetesi.com isimli sitemiz sayesinde yüzlerce hatta binlerce insan bir şekilde ilçemizden haberdar oldu. Buda ilçem adına hiçte azımsanmayacak bir hizmet diye düşünüyorum.
Bugün asıl yazmak ve sizlerle paylaşmak istediğim konuya gelince. Hikmet Peker olarak ideallerimden birisi; yazılı bir eser, bir kitap yazmak, bastırmak ve paylaşmaktı. Ki bu gün o hayalimde gerçek oldu. “Er Meydanı” isimli ilk eserim şuan okuyucularla paylaşıma hazır. Buram buram Karapınar koktuğuna inandığım ilk kitabımın okuyuculara ulaşmasını sağlarken araya para konusu girsin istemedim. Ve insanların beni yanlış anlamalarına fırsat vermemek adına ücretsiz dağıtmayı uygun gördüm. İçerik olarak; tamamen Karapınar Sevdalısı bir insanın (benim) hayata ve dünyaya bakış açısını ve olayları yorumlayışını ifade ettiği köşe yazılarından oluşan, bu arada Karapınar’ın isimsiz şairlerinin bu güne kadar hiç yayınlanmamış şiirlerinin de bulunduğu, bunun yanı sıra, ilçemizin o eşsiz güzellikteki manzara fotoğraflarından bir buket yaptım. Umarım beğenerek ve bir solukta okunacak 120 sayfalık bir eser olarak olmuştur.
İşin maddi yükünü üstlenen Karyem A.Ş. yönetimine de buradan teşekkürlerimi arz ederken, bana bu çalışma ortamı fırsatını veren, değerli patronum Sayın Adem Alemdar’a da teşekkür etmeyi, boynumun borcu olarak kabul ediyorum. Sonuç olarak kitabın bütün telif ve gelir haklarını “Konya Şehit Aileleri Derneğine” bağışladım ve noktayı koydum. Özetle olağan üstü bir şeyler yaptığımı falan sanmıyorum. Sadece elimde bulunan imkânlar ve içinde bulunduğum ortamı değerlendirerek, kendime yakışan bir şeyler yapmaya çalışıyorum hepsi bu kadar... “Yapabildiklerim, yapmayı istediklerim yanında hiç kalır.”
ADAM GİBİ**********************
“Er kişi dediğin ardında bıraka bir eser;
Eseri olmayanın yerinde yeller eser.”
***************HİKMETLİ SÖZLER
Geleceğim
Yıllar yirmi olsa da, otuz olsa da
Yollar kar, çamur olsa da, buz olsa da
Bedenim yorgun, aç ve susuz olsa da
Bir gün yalın ayak, terli gömlekle
- Gelirim, beni bekle
Belki yakında olur, belki de uzak
Sırtımda hatıralar, saçlarımda ak
Gün, tarih bilemem amma, muhakkak
Bitmeyen bir azim, sabır ve emekle
- Gelirim, beni bekle
Unutmam mümkün değil, unutur sanma
"Gelmez" diyen olursa sakın inanma
Umutlarını kaybetme ha zamanla
Geç kaldı diyerek gam çekme
- Gelirim, beni bekle
Sıcak bir yaz akşamında olabilir
Sarı bir güz akşamında olabilir
Kişin beyaz akşamında olabilir
Ellerinde bir top mavi çiçekle
- Gelirim, beni bekle
Cümle köprüleri sel alsa da tek, tek
Söz vermişim bir kere engel ne demek
Başı karlı, kara dağlardan geçerek
Azığım bir tas su, bir dürüm ekmekle
- Gelirim, beni bekle