Spor-Medya-Siyaset

yazar-50

Değerli sporseverler; Bugünkü ele alacağımız konuları, belki bazılarını, belki de bizi toplumsal açıdan ilgilendiren, biraz da zülfüyare dokunacak  konulardan seçtik. Amacım doğruyu görmek ve doğrudan yana tavır kullanmak ile ilgili olacak.

Sporu geniş açılı ele alarak konuya başlamak istedim. Yoksa yurdumun insanında spor eşittir futbol olduğunu bilenlerdenim. Hem niye böyle olmasın ki, ekonomik, sosyal ve politik olguları içerisinde taşıyan başka bir branş olabilir mi? Futbolu bir araç olarak kullanıp ticaretini ve siyasetini buna göre kullananlar olmadı mı? Hatta futbolun etiketini alıp kendine paye kazandıranlar yok mu? Kim neyler ki  judo, güreş, hentbol, basketbol veya tenis, su topu… ve buna bağlı federasyonları. İşte ben de önemine binaen biraz futboldan dem vurarak aslında spor olan ama özde futbol, medya ve siyaset üçgeninden bahsetmek istedim. Toplumca yıllardır özlemini duyduğumuz bir şey vardır. Liyakatli insanlar iş başında olduğu zaman ülkemizde her şeyin düzeleceği ve arzu edilen seviyeye geleceğimiz malumumuzdur. Ama nafile… İyi niyet ve temennilerimizle de hep avunur dururuz. Buna tek sebep de bence siyasetin, ahtapot gibi  her yeri sarıp nefes aldırmaz bir pozisyona bürünerek hiç kimseye yaşam şansı dahi tanımamasından kaynaklanıyor. Bu siyasi iradenin ve gücün altında kalan medyada siyasetin ve siyasilerin istediği doğrultuda hareket etmeye bir nevi mecbur kılınıyor.

Bu girdabın içerisine sıkışmaktan da inanın insanlar bunalmış durumdalar. Aklın yolu olan doğru yoldan değil de siyasi iradenin ve ekonomik gücün çizdiği yoldan gittiğimiz sürece yanlış yapmaya ve yanlış yönlendirilmelere devam eder gideriz.      

Karmaşık gibi görünen bu uzun girişin ardından son zamanlarda yaşanan futbol adına olaylardan başlayıp son Konyaspor Galatasaray maçı sonrasına kadar bir kaç satır da ben karalamak istedim. Yukarıdaki paragrafın geniş açılımını ilerleyen haftalarda devam edebiliriz. Spor, medya ve siyaset ilişkilendirmelerinden sonra, belli noktalara parmak basmak istiyorum.Daha birkaç hafta önce yenilenen federasyon seçimlerinde Konya’nın tavrı ve izlediği tutum zaten tartışıldı. Doğru yapıldı, diyenler oldu, yanlış yapıldı, diyenler oldu. Doğru yapıldı, diyen bir kısım birlik beraberlik örneği verildi, diyerek bu işten sıyrılmak istedi. Yanlış yapıldı diyenler ise doğru tercih kullanılmadı, diye haykırdı. Hatta bu kadar aleni taraf tutmanın sıkıntılarından, iki güne bir taraf değiştirmenin zararlarından bahsetti. Olan oldu artık. Benim takıldığım bu yapılanlar dahası kaybedilen tarafta durmalar hep mi Konyamız’a rastlar. Bu filmi 2004’ün yazında izlemiştik.O günleri hatırlıyorum da seçim sonrası Konya kamuoyu ve basın bir linç etme kampanyası düzenleyerek mevcut yönetimi olağanüstü kongreye götürmüştü. Acaba ne olmuştu da o günkü yönetimin üzerine bu kadar çok gidilmişti. Yanlış ise aynı yanlış yapılmıştı. Pekala doğru olan neydi o gün ki linç etme eylemi mi? Yoksa bugünkü sessizlik mi? Şayet sessizlik olgunluk ve erdemlilik ise o günkü yönetimi tu kaka yapmak neydi acaba… İşte üzerinde durulması gereken futbol, basın ve siyaset üçgeni bu olsa gerek. Güç dengelerini oluşturduğunuz vakit, hele bir de yanınıza aldığınız zaman size kimse bir şey yapamaz. Ama vicdanlar hep aynı soruyu sorarlar. Neden böyle oluyor?.. Ben kıralım dökelim hatta dozajı arttırıp günlerce eleştirerek yıpratalım demiyorum. Fakat yapıcı ve iyileştirme adına bari görüşlerimizi açıklayalım istiyorum. Her şeye rağmen sesimizi çıkartmamak bu şehre haksızlık olmaz mı? Nerede kaldı Konyalılık ve Konyasporluluk.

Üstüne üstlük takımın içini, boşaltıp, oynayanların gönderildiği oynamayanların takas edilerek alındığı modeli acaba dünyada nerede var? Bir de bunları beğenmeyip geri göndermek yeni moda olsa gerek. Alınan gençlere de maşallah güzel bir isim bulmuşunuz geleceğe yatırım. Bunların hepsi kocaman bir yalan. Desenize dibe vuran PAF takımına milyarlarca transfer parası verip futbolcu aldık diye. Yazık günah değil mi? PAF takımı 17. olsa ne olur 15. bitirse ne olur. Daha önceleri ne oldu ki? Geleceğe yatırım… Geleceğe yatırım. Bu da büyük yalan. Sizin geleceğinize garantiniz mi var? Her değişen yönetimde altyapı kaosu yaşanmıyor mu? Malzemeciden hocasına kadar değişim yaşanarak hangi gelecekten bahsediyorsunuz?  Geleceğe ışık saçacak hangi sporcunuza prim verdiniz?. Hangi futbolcunuza şans tanıdınız da oynatmaya zorladınız? Yukarıya çıkartıp ta alttakilere yol gösterecek, ışık tutacak kaç futbolcunuz var? Birilerinin gönlü olsun diye transfer yapılmaz. Hoş transfer yapılanlarda gönderildi ya.

Yeni alınan Okan ile ilgili fazla yorum yapmak istemiyorum. Geçmişin gol kıralı idi ama bugünkü geldiği nokta Zafer Biryol’dan farklı değil. Transferi düşünülerek mi yapıldı yoksa kamuoyu baskısından mı yapıldı bilemiyorum.

Bu takımın transfere dahi ihtiyacı yokken bu takaslar da nereden çıktı anlamak mümkün değil. Bazıları yine çomak sokmaya başladılar. Ne yapmak isteniyor anlamak mümkün değil. Gönderdiğimiz futbolcular takır takır oynarken yerlerine aldıklarımızı memleketlerine geri gönderiyoruz. Değerli sporseverler  “Önce yönetimi dağıttılar şimdi de takımı dağıtıyorlar.” Yarın birbirlerine girerlerse kimse şaşmasın.  İşin sahibi çıkıp buna bir dur demediği müddetçe bu çalkantının sonu gelmeyecek gibi görünüyor. İşte ben bunlar neden bahsedilmiyor diye hayıflanıyorum. Yazılı ve görsel basınımız bu konulara girmeyerek kimleri memnun ediyorlar bilemiyorum. Bildiğim bir şey var Konya’ya ve Konya sporuna zarar veriyorlar. Değerli sporseverler kimse bunlara dur demiyor. ‘Siz ne yapıyorsunuz’ diyen yok. Bu transferlerin hesabını soran yok. Sanki Aykut hocada sessiz kalıyor gibi.

Velhasıl hocasından ses yok, hacısından ses yok…                             

Yapılan yanlış icraatları bedava bilet, bedava forma ve kaşkol dağıtarak bir nebze kapatabilirsiniz. Bu yanlışları öteleyebilirsiniz ama unutturamazsınız. Bugün basında güneş gözlüklerinin markalarını gösterenler yarın basını arayarak görüntülerinin çıkmaması için aracı bile koyarlar.Yani bir gün olur ki her şey tersine dönebilir. 

Güneşi balçıkla sıvayamayız. Her şey ortada. Son oynanan müsabakada da gördük ki Konyaspor’un içi boşaltılmış. O günkü Galatasaray’ı yenemeyen Konyaspor, bundan sonra çetin geçecek ligde bu görüntüsü ile zor maç kazanır. Oyuna girecek değişiklik yapacak oyuncumuz dahi yok.

Kısacası Konyaspor’u çok tehlikeli, keskin virajlı bir ikinci yarı bekliyor. Kötü gidişat, içerideki transferler, yeni federasyonla olan sıkıntılar. Şayet buna bir de maddi problem eklenirse Allah korusun…

Tüm bu olumsuzlukların olmaması dileği ile hoşçakalın…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.