ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Rus araştırmacıların spor salonuna düzenli giden erkekler üzerinde yaptıkları araştırma, vücut geliştirmek ve yağ yakmak uğruna kalıcı zararlara neden olan performans artırıcı ürünleri tüketmekten vazgeçmediğini ortaya koydu.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Avrupa Endokrinoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada milyonlarca sağlıklı insanın tıbbi bir neden olmaksızın kas geliştirme, yağ yakma, fiziksel görünüşü iyileştirme, güç ve performansı artırma amacıyla çeşitli ürünler kullandığını söyledi.
Bu ürünlerin sağlığı tehdit ettiğinin altını çizen Yıldız, konunun artık bir toplum sağlığı problemi haline geldiğini vurguladı.
Yıldız, Dünya Anti-Doping Ajansı tarafından, bu ürünlerin atletler ve profesyonel sporcularda kullanımının uzun süredir yasaklandığını anımsatarak, bunların amatör olarak spor yapan kişiler tarafından da kas geliştirme, yağ yakma, fiziksel görünüşü iyileştirme, güç ve performansı artırma amacıyla kullanıldığını hatırlattı.
- "Ürünlerle ilgili bilgiler internet üzerinden ediniliyor"
Fransa'nın Lyon şehrinde düzenlenen Avrupa Endokrinoloji Kongresi'nde sunulan, sporcularda performans artıran ürünlerin kullanımına ilişkin yapılan bilimsel araştırmanın sonuçları hakkında bilgi veren Yıldız, "Saint Petersburg Üniversitesi araştırıcılarınca yapılan çalışmayla, sporcularda performans artıran ürünlerin kullanımı incelendi. Çalışmaya düzenli olarak spor salonuna giden erkekler dahil edildi." dedi.
Prof. Dr. Yıldız, araştırma kapsamında, katılımcılara yapılandırılmış bir soru formunun doldurulduğunu aktararak, "Araştırmaya göre, performans artıran ürünleri kullanan erkeklerin yüzde 74'ünü 22-35 yaş aralığındakiler oluşturdu. En çok kullanılan ürünün testosteron üzerinde etkili olduğu ve haftalık enjeksiyon şeklinde alındığı belirlendi. Katılımcıların yüzde 49'u bu ürünlerle ilgili bilgileri internetten edinirken, ürünleri kullananların yüzde 74'ü bunların olası yan etkileri ve uzun dönem zararlarını bildiklerini ancak yine de kullanmaya devam ettiklerini ifade etti. Ayrıca, katılımcıların yaklaşık yarısı bu ürünlerle ilgili bilgileri internet üzerinden edindiği belirtti." diye konuştu.
Araştırma sonucunun iki yönden endişe verici olduğuna değinen Yıldız, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunlardan birincisi kullanım oranının her 3 kişiden biri şeklinde çok yüksek olması, ikincisi de katılımcıların büyük çoğunluğunun bu ilaçların zararlarını bildiklerini belirtmeleri ve buna rağmen ilaç kullanımına devam etmeleri.
Çünkü, bu ürünler hekim bilgisi dışında kontrolsüz kullanıldığında sağlık üzerinde hem kısa hem uzun vadede olumsuz etkilere ve bağımlılık yaratma potansiyeline sahip. Söz konusu ürünler, erkeklerde saç dökülmesi, meme dokusunda büyüme, testislerde küçülme, sperm sayısında azalma, kısırlık, prostat kanseri, kadınlarda ise yüzde ve vücutta aşırı tüylenme, saç dökülmesi, ses kalınlaşması, göğüslerde küçülme, yumurtlama bozuklukları, ergenlerde büyüme ve gelişme geriliğine neden olabiliyor. Ayrıca, sinirlilik, öfke, paranoya, duygudurum bozuklukları, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, böbrek ve karaciğer hasarına yol açabiliyor ve hatta erken ölüm riskini artırıyor."
Prof. Dr. Yıldız, yeni araştırma ve literatürdeki diğer veriler ışığında bu ürünlerin kullanımına yönelik toplumsal düzeyde tedbirler alınması ve sağlık üzerindeki olumsuz etkilere ilişkin bilimsel verilerin toplumla paylaşılması gerektiğini vurguladı.
Bu konuda toplumu bilgilendirmeye yönelik çalışma yapılmasının önem taşıdığına değinen Yıldız, bu kapsamda özellikle internet mecralarının ve sosyal medyadan da faydalanılmasının uygun olduğunu sözlerine ekledi.