Almanya'da cumhurbaşkanı seçilen ve 18 Mart'ta göreve başlayacak Frank-Walter Steinmeier, Türkiye dostu olarak biliniyor.
1956'da marangoz babanın çocuğu olarak dünyaya gelen, Hukuk ve Siyaset Bilimi mezunu Steinmeier'in siyasette en büyük hamiliğini eski Başbakan Gerhard Schröder yaptı.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Gerhard Schröder'in Aşağı Saksonya Başbakanı olduğu dönemde, 1991 yılında Schröder'in medya danışmanı olarak siyasi kariyerine başlayan Steinmeier daha sonra Schröder'in özel kalem müdürü oldu. Schröder'in Almanya Başbakanı olmasının ardından Başbakanlıkta istihbarattan sorumlu müsteşarlık görevini yürütün Steinmeier, hemen ardından da Başbakanlık Müsteşarlığına atandı.
Bu görevi 6 yıl sürdüren Steinmeier, Schröder'in başbakanlığı bırakmasının ardından Angela Merkel'in SPD ile olan koalisyon hükümetinde dışişleri bakanı olarak görev yaptı. SPD'nin başbakan adayı olarak 2009 yılında Angela Merkel'e rakip olan Steinmeier, bu yarışta galip gelemedi ve SPD'nin hükümet ortağı olamamasının ardından milletvekilliği görevinde bulundu.
2013 yılında yapılan seçimde Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile SPD koalisyonunda üçüncü Merkel hükümetinde yine dışişleri bakanlığı görevine dönen Steinmeier, Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un bir daha aday olmayacağını açıklamasının ardından koalisyon ortakları tarafından bu göreve aday gösterildi ve Federal Seçiciler Kurulundan aldığı 931 oyla ilk turda Almanya Cumhurbaşkanı seçildi.
Steinmeier, yıllardır Almanya'nın en sevilen siyasetçileri arasında ön sırada yer alıyor. Steinmeier, duygularıyla değil, mantığıyla hareket eden ve düşündüklerini açık bir şekilde ifade eden biri olarak biliniyor.
İdare mahkemesi hakimi Elke Büdenbender ile evli olan Steinmeier'in böbreğini 2010 yılında eşine vermesi ülke gündeminde önemli yer tutmuştu.
- Türkiye'ye bakışı
Türkiye'ye en hakim Alman siyasetçilerin başında gelen Steinmeier, Türkiye'ye ilişkin olumlu bakışıyla biliniyor.
Türkiye’ye ve Almanya’da yaşayan Türk kökenlilere hep sıcak bakan Steinmeier, Federal Mecliste (Bundestag) geçen yıl kabul edilen Ermeni karar tasarısını da eleştirdi ve oylamaya katılmadı.
Steinmeier, Almanya'da Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine de hep destek veren siyasetçilerin başında geliyor.
Yeni dönemde Steinmeier'in Türk-Alman ilişkilerinde, uluslararası anlaşmazlıkların giderilmesi, ikili ilişkilerde karşılıklı güven ve diyaloğun güçlendirilmesi konularında, uzun yıllara dayanan diplomasi tecrübesini kullanması bekleniyor.
Steinmeier, Almanya’da göçmenlere yönelik olumlu bakışı, çoğulculuğu ve çeşitliliği savunması, aşırı sağcı popülist hareketlere karşı tavır almasıyla da övgü alan bir politikacı. Steinmeier bunun göstergesi olarak Filistin asıllı Savsan Chebli’yi Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcılığına atadı.
- ''Trump nefret vaizi''
Steinmeier, dışişleri bakanı olduğu dönemde ABD Başkanı Donald Trump'a "nefret vaizi" demesiyle de medyada bir hayli dikkati çekti.
Frank-Walter Steinmeier geçen yılın ağustos ayında Donald Trump'ı ''nefret vaizi'' olarak nitelendirdi, açıkça Trump'ın seçilmesini istemediklerini ve hatta buna ihtimal bile vermek istemediklerini dile getirdi.
ABD seçimlerinin ardından, "Sonuç, Almanya’da çoğunluğunun dilediğinden farklı çıktı. Ancak elbette sonucu kabul ediyoruz." diyen Steinmeier, kapatılması kolay olmayan derin yaralar açan seçim kampanyasının sonlanmasının iyi olduğunu kaydetti.
Steinmeier, "Donald Trump tüm Amerikalıların başkanı olmak istiyorsa ilk görevi seçim kampanyası sırasında açtığı çukurları kapatmak olmalı. Trump seçim kampanyası sırasında sadece Avrupa’ya değil, Almanya’ya yönelik de eleştirel sözler söyledi. Ben, Amerikan dış politikasının daha az öngörülebilir ve Amerika’nın daha sık tek başına karar vermeye eğilimli olacağına hazır olmamız gerektiğine inanıyorum." diyerek yaşadığı hayal kırıklığını ifade etti.
Steinmeier ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesiyle eski 20’nci yüzyıl dünyasının sona erdiğini vurguladı.
Steinmeier, Bild am Sonntag gazetesinde yer alan makalesinde, Donald Trump'ın ABD başkanı seçilmesinin tarihi bir öneme sahip olduğuna işaret ederek "Donald Trump'ın seçilmesiyle eski 20'nci yüzyıl dünyası tamamen sona erdi. Ne tür bir yeni düzenin uygulamaya konulacağının, yarının ne göstereceğinin ise ucu açık.'' ifadelerine yer verdi.
Steinmeier, dışişleri bakanı olduğu dönemde 4,5 yıl Guantanamo hapishanesinde haksız bir şekilde tutulan Murat Kurnaz olayı nedeniyle ağır bir şekilde eleştirildi. Suçsuz olduğu anlaşılan ve daha sonra serbest bırakılan Murat Kurnaz, Steinmeier’i kendisini Guantanamo’dan kurtarmak için hiçbir çaba sarf etmemekle eleştirmiş ve özür dilemesini istemişti.