STK’ların dikkatine!
HARAMZÂDELERDEN HAYIR KABUL ETMEK
Kültürümüzde diye bir kavram vardır. Harama batmış, toplayıp biriktirdiği haram, harcayıp tükettiği haram, içi dışı haram, haram düşünen, haram konuşan ve haram işleyen kimseler için kullanılır.
Her şeyin parayla ölçüldüğü günümüzde, insanların nereden biriktirdiklerine pek dikkat edilmez. Çoğu hayır kurumları nezdinde, nereden gelirse gelsin, nasıl biriktirilmiş olursa olsun çok veren kişiler hep baş köşeye oturtulur, onlara ayrı ve özel değerler verilir.
Oysa haramla beslenen vücutlar ancak haramzâde ateşe layıktırlar. Kerahatten keramet gelmez. Haramlar hiç kimseyi ondurmaz, haramdan hayır gelmez. Haram yiyenler, karınlarına ateş dolduran, cehennem yakıtlarını depolayan kimselerdir.
Pek çok hadisi ile bu konuda ümmetini uyaran peygamberimiz şöyle buyurur:
Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez. (Buhari, Nesaî)
Oysa bir yere haram girdi mi, bir işe haram bulaştı mı, bir ibadete haram karıştı mı ondan hayır, bereket, kabul beklenmez. Haram, duanın bile kabulüne manidir. Bir kimse ellerini semaya kaldırarak: 'Ya Rabbi, ya Rabbi, diye dua eder. Halbûki, yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, kendisi haramla beslenmiş olursa, duası nasıl kabul edilir? (Müslim, Tirmizî, Darimî)
Toplumumuzda çoğu kimse, zenginliğe imrenir. Elbette zenginlik istenmeyen bir şey değildir. Ancak İslam’ın onayladığı, helal yollardan elde edilen zenginliktir. Tıpkı Hz. Süleyman peygamberin variyeti gibi. Onun için ne olursa olsun, nasıl olursa olsun gerçekleşen bir zenginlik değil; helalinden ve hayırlısından oluşan bir zenginliğe talip olmalıyız.
Dünya ve ahirette kendisinden hayır ve bereket beklenen zenginlik, helal yollardan elde edilen, zekât başta olmak üzere gerekleri yerine getirilen, hayırlı yerlerde kullanılarak sahibine sevap, dost ve dua kazandıran zenginliktir.
Bir kısım variyetli kimseler de biriktirdiklerini temizlemek için, kara para aklarcasına hayır kurumlarına getirip verirler. Sanırlar ki günahlarımıza kefaret olur! Halbûki haram yollarla elde edilen, kesin olarak haram olduğu bilinen variyetle hayır yapılmaz. Haram yollarla elde edilenler, şayet mümkünse sahiplerine iade edilerek onlardan helallik dilenir. Bu mümkün değilse karşılığında hiç sevap beklenmeden hayra verilir. Ardından da tevbe istiğfar edilir. Haram yollarla elde edilenlerden hayır yapmak imrenilecek ve övünülecek bir şey değildir.
Bunun için etkili ve yetkililer olarak insanımızı uyarmalıyız: Haramdan elde edilenlerle hayır yapılmaz. Haramdan elde edilenleri hayra vermek, onların günahını defetmez. Haramdan elde edildiği kesin olarak bilinen şeyler, alanlara da hayr etmez.