“Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir.”
Bir ilim yıldızı kaydı, dünyamızdan.
Şükrü Özüdoğru hocamız Hakk’a yürüdü. Yakınları, sevenleri, öğrencileri ve meslektaşlarıyla birlikte saf tuttuk Hacı Veyis camiinde.. Öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazından sonra Üçler mezarlığında ebedî istirahatgahına tevdi eyledik.
Hepimizin başı sağolsun.
Merhum hocamız Merkez İmam-Hatip Lisesi’nde derslerimize girmişti. Hem de yatılı okuduğumuz için akşamları kaldığımız pansiyonda belleticilik de yapardı. Çok mütevazı, kibar, disiplinli, giyim-kuşamına özen gösteren, tertipli düzenli, vakarlı ve ilim ehli bir hocamızdı. Bizleri okumaya teşvik eder, ileri hedefler gösterirdi. 1980 öncesinin Türkiye’sini hatırlayanlar bilir. Her yönüyle zor yıllardı, o yıllar. Bütün bir ülke sathında anarşinin kol gezdiği, her gün yaklaşık 10-15 vatandaşımızın teröre kurban gittiği günlerdi. İşte o acılı ve sancılı günlerde öğrencilerinin zarar görmemesi için üzerlerinde titrerdi. Uyarılarıyla onları korumaya ve kollamaya çalışırdı. Başta ülkemiz olmak üzere insanlığın İmam-Hatip nesline çok ihtiyacının olduğunu vurgulardı. Bu sebeple de bilgi ve ufuk bakımından iyi yetişmemiz gerektiğini söylerdi. Bizlere okumamız için kitap listeleri verirdi. Bu kitapların bir kısmını okul kütüphanesinden temin eder, orada bulamadığımız kitapları ya kendisinden emanet alır ya da Hayra Hizmet Vakfı’nın kütüphanesinden edinirdik.
Şükrü hocamızın dersleri dolu dolu bereketli ve hareketli geçerdi. Hocamız dersinin hakkını tam verirdi. Verdiği derslere iyi hazırlandığı belli olurdu. Derslerde asla malayani şeylere tevessül etmez, ciddiyetini bozmazdı. Kendisi bir akademisyen gibi çalışırdı. Sınıfta, verdiği derslerle ilgili çantasından birçok kaynak eser çıkarır, onları tanıtır, böylece öğrencilere, bizlere kitap sevgisi de kazandırırdı.
Hocamız tam bir İmam-Hatip Lisesi sevdalısıydı. Sadece İmam-Hatip Lisesi’nde değil, Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nde de dersler verirdi. Aslında, İmam-Hatip Lisesi’ne dar gelen bir hocamızdı. Yükseköğretimde olması gerekirdi. Oralara intisap etme konusunda girişimleri oldu mu olmadı mı bilmiyorum. Ama o yıllarda Enstitü talebeleri tarafından da ilmine ve irfanına büyük değer verilen, saygı duyulan ve çok sevilen bir hoca olmuştur.
Şükrü Özüdoğru hocamız, bizlere, akademik çalışmalar yapmamızı hep teşvik etmiştir. Yerine göre telefonla, yerine göre bizzat ziyaretlerimize gelerek yönlendirmişlerdir. Onun teşvikleriyle ta İmam-Hatip Lisesi’nde okurken başta Arapça olmak üzere yabancı dil öğretimine ağırlık vermiştik. O çalışmalar daha sonra bizleri İlahiyat Fakültesi’ne taşımada rehberlik ettiğini söyleyebilirim.
Hocamız aynı zamanda velut bir kalemdi. Benim bildiğim 4-5 adet kitabı da neşredilmiştir. Her çıkan kitabını imzalayarak bizlere hediye etmişlerdir. Özellikle onun Kuruluşundan Bugüne Türkiye’de İmam-Hatip Liseleri ve Konya İmam-Hatip Lisesi ile ilgili yazmış olduğu kitaplar akademide Din Eğitimi araştırmacıları için kaynak eserler arasında şimdiden yerini almıştır. Başta Din Görevlileri ve İmam-Hatip Liseleri öğrencileri olmak üzere herkese hitap eden “Dini Bilgiler Rehberi” adlı eseri de özgün bir çalışmadır. Elbette bunların dışında “Âyet ve Hadislerin Işığında İslami Gerçekler” adlı bir eseri de vardır. Bu eserde hocamız güncel dini ve sosyal problemleri âyet ve hadislerin ışığında ele alarak çözmeye çalışmıştır. Yalın ve sade Türkçe ile yazılan bu eser herkes için faydalıdır. Özellikle din görevlilerimiz doğrudan hutbe hazırlarken bu eserden yararlanabilirler.
Sonuç olarak, geride ahde vefa sahibi, çalışkanlık, prensiplerine bağlı, disiplinli, araştırmacı gibi özelliklerle donanan Hocamızdan değerler alanında bize birçok miras kalmıştır. Bizler İmam-Hatipli olmanın mensubiyetini ve ilmi hayata intisap etmenin değerini hocamızdan öğrendik. Elbette Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz. Hocamız da bu dünyadan hoş bir seda bırakarak ayrıldı. Ben başta yakınlarına ve camiamıza başsağlığı diliyorum. Rabbim hocamız gibi heyecanlı, dava adamı kimliğine sahip ve ilmiyle âmil olma ahlakını hepimize kazandırsın. Kendisine Yüce Allah’tan rahmet, şefkat ve merhametiyle muamele etmesini niyaz ediyorum. Makamı âli olsun. Firdevs cennetlerinde kalsın.
Nur içinde yat Değerli Hocam, rûz-i mahşerde görüşmek dileğiyle!..