“Sünnetin Dindeki Yeri” Konferansı..

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

18 Temmuz günü DİB Konya Eğitim Merkezi’nde kalabalık bir öğrenci topluluğuna  “Sünnetin Dindeki Yeri” konulu bir konferans verdim.  Diyanet İşleri Başkanlığımız uzun zamandan bu yana; imam, vaiz, Kur’an öğretmeni, müftü, müfettiş vb. alanlarda hizmet eden bütün görevlilere  belli periyotlarda Türkiye’de bulunan eğitim merkezlerinde  hizmet içi eğitim kursları düzenliyor.  Kursiyerlerin hem meslekî alanında bilgilerini artırmak ve hem de yeni ortaya çıkan problemler konusunda bilgilerini yenilemek adına bu kursları düzenliyor.   Bunlar arasında; kurum kültürü ve aidiyet bilinci, İslam dünyasının içinden geçtiği süreçler, mezhep gerçeği, dini görünümlü ayrılıkçı hareketler, medyanın etkisi vb. gibi konularda alanın  uzmanlarını konuşturuyor.  İşte ben de böyle bir topluluğa iki saate yakın sünnetin dindeki yerini anlatma fırsatı buldum.

Bildiğiniz gibi Kelam ilmi, İslami ilimler içerisinde temel ilimlerin başında gelir. Kelam ve usul-i fıkıh asıl, diğer ilimler ise fer’ hükmündedir. Başta Gazalî, Farabi ve İbn Haldun gibi âlimlerin yazdığı İslamî ilimlerin tasnifi ile ilgili kitaplarda bunun detaylarını bulmak mümkündür.  İşte Kelam ilmi yapısı gereği, kesin deliller kullanarak İslam inancına, kültür, medeniyet ve değerlerine yönelik saldırılar konusunda vaziyet alır. Olaya  holistik açıdan bakıldığı zaman, nebevî sünnet alanında içten ve dıştan bir tehdit varsa, buna karşı da hem savunma ve hem de olayın dindeki yerini müdellel bir tarzda ortaya koyar. Bu görev ilm-i kelamın sorumluluğundadır. Her halde bundan dolayı sünnetin dindeki yerini anlatma vazifesini bana vermiş, hocalarımız. İyi de oldu. Ben de bilgilerimi tazeleme fırsatı buldum. Kaldı ki İslami ilimler bir bütündür, parçalanamaz.

Sünnet; tebliğ, tebyin ve temsil sahibi olan Muhammed Mustafa (s.a.v)’in sözlü, fiili ve takriri uygulamaları şeklinde tanımlanabilir.  Sünneti, Kur’an mertebesine çıkarmamak şartıyla, Kur’an’dan  sonra dini delillerin ikincisidir. Aynı zamanda Kur’an’ın hükümlerini açıklama konusunda da çok önemli bir kaynaktır. Hüküm çıkarırken hem Kur’an’a ve hem de sünnete bakılır. Çünkü Kur’an küllî hükümleri içerir. Bu hükümlerin geniş açıklaması sünnet sayesinde olur. Kur’an’ın lafzı ve manası Hz. Peygamber tarafından bize iletilmiş ve açıklanmıştır.  Kur’an’da emredilen namaz, zekât, hac vb. gibi ibadetleri geniş bir şekilde açıklamak ancak, sünnetle sağlanabilir. Herkesce bilinmektedir ki, İslam’ın,  toplumların hayatında şekli dindarlık olarak görünülürlüğü, nebevî sünnete dayanır. Çünkü nebevî sünnet, vahyin peygamberin hayatında ete-kemiğe bürünmesi halidir. Müslümanların hayatında; dini uygulamalardan mimariye, sanattan edebiyata, yemek kültüründen kıyafete, musikiden güzel yazıya, spordan eğlenceye vb. varıncaya kadar sünnetin belirleyiciliğini görmek mümkündür.

Diğer yandan dünya müslümanlarının birliğini sağlamada nebevî sünnetin çok önemli bir rolü ve işlevi vardır.  İslam hukukunda da müstakil bir kaynak olarak değerlendirilir.  Hem doğrudan Kur’an’daki kimi hükümlerin açıklaması ve Kur’an’da bulunmayan hükümler için sünnete bakılır. Bu anlamda sahih sünnet; ibadet, muamelat, ukubat ve ahlak gibi konularda da delil teşkil eder. İtikadi konularda sadece mütevâtir sünnet delil olur. Helal ve haram kılma konusunda Kur’an’la sahih sünnet arasında fark yoktur. Temel kaynak olarak sünnetin delil oluşunu gösteren Kur’an’dan pekçok ayet vardır. (Bkz. Nisa 4/59, 80; Âl-I İmran 31).Bu ayetlerde Peygambere itaat etmenin ve ona uymanın gerekliliği  üzerinde durulmaktadır. Çünkü Kur’an metinleri, Hz. Peygamberin (a.s) Allah’tan vahiy alarak konuştuğunu bildirmektedir: “O, kendiliğinden konuşmamaktadır. Onun konuşması, ancak indirilen bir vahiy iledir.” (Necm Suresi 53/3-4). Dolayısıyla bütün bu açıklamalar, sünnetin dinde vazgeçilmez bir kaynak olduğunu ortaya koyuyor.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.