Geçtiğimiz günlerde, Selçuk Üniversitesinin 42. Kuruluş yılı etkinlikleri töreni, Konya protokolü ve akademisyen hocalarımızın katılımları ile kutlandı. SÜ rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin hocamın şahsında, bu güzide kurumda çalışan tüm yöneticiler, tüm akademisyenler, tüm idari personel ve tüm öğrencilerimizi tebrik eder, başarılar dilerim. Ben de mezkûr, köklü ve devasa bir yükseköğrenim kurumunun mensubu ve mezunu olmakla ne kadar iftihar etsem azdır.
Selçuk Üniversitesi, 11 Nisan 1975’te yürürlüğe giren, 1873 Sayılı Kanunla öngörülmüş ve bu kanuna istinaden kurulmuştur. 1976 – 1977 eğitim - öğretim yılında, Fen Fakültesi ve Edebiyat Fakültesi olmak üzere 2 fakülte, 7 bölüm, 327 öğrenci ve 2 kadrolu öğretim üyesi ile faaliyete geçen Selçuk Üniversitesi, 1982 yılına kadar, kayda değer bir gelişme gösterememiştir. Selçuk Üniversitesi için atılım yılı 1982’den sonra olmuştur. Bu dönemde kısa süre de olsa rektörlük görevinde bulunan, rahmetli Erol Güngör hocamızı da rahmetle anmak gerekir. Selçuk Üniversitesi; Bu gün itibari ile bünyesinde 21 fakülte, 6 enstitü, 6 yüksekokul, 22 meslek yüksekokulu, 1 devlet konservatuarı, 3 binin üzerinde akademisyeni, 5 bin idari personeli ve 90.000'i aşkın öğrencisi ile Türkiye’nin en büyük yükseköğrenim kuruları arasında yer almaktadır.
SÜ 42. kuruluş yılı etkinlikleri kutlama töreni için Kurumsal İletişim biriminde bulunan dostlarımız, basından seçme arkadaşlarımız ile iletişimi geçmeyi kendilerine uygun görmüşler. Demek ki böyle bir etkinliği, yerel ve ulusal basında, haber değeri olarak çok fazla önemli görmemişler? Diğer basın kuruluşları ve yöneticilerine de sadece toplu bir mail veya davetiye göndermeyi kendilerine münasip görmüşler. Kurumsal İletişim departman çalışanları, hem de yüksek öğrenim kurumunun, basın kuruluşları arasında seçim yapmamalıdır. Böyle bir etkinlik için mümkün olduğu kadar tüm basın kuruluşları ile birebir iletişime geçmek en doğru olan İletişim yöntemidir. Bir vakıf veya derneğimiz, küçük bir etkinlik yapmayı planladığı zaman, şehrimizde bulunan tüm basın kuruluşlarında çalışan dostlarımız arasından seçim yapmaksızın tümü ile acaba neden iletişim kurarlar ki? Yapılan etkinliğe verdikleri değer ve önemden dolayı olsa gerekir. Selçuk Üniversitesinin Kurumsal İletişim departmanında çalışan dostlarımız 42. kuruluş yılı gibi bir etkinliği acaba hafife mi almışlardır? Basın kuruluşları ile iletişime geçmeyen, geçemeyen bir Kurumsal İletişimin, Kurumsal İtibar ve iletişim başarısından söz edilebilir mi? İletişimin temeli; Açıklık, şeffaflık ve güven olduğunu, Kurumsal İletişim departmanında çalışan dostlarımız farkında değiller midir? İletişimin bir diğer özelliği de farkındalık yaratmak değil midir? SÜ’nün 42. kuruluş yılı etkinliklerini, yerel ve ulusal basında, böyle bir iletişim yönetimi ile mi farkındalık oluşturacaksınız?
SÜ 42. yılı kuruluş etkinliklerinde bulunan, protokol ve katılımcılara da kabaca bir bakmak gerekir diye düşünüyorum. 42 yıllık bir yükseköğrenim kurumundan mezun olmuş, bir yerlere gelmiş, bir devlet bakanı, bir genel müdürü vb. yok mudur? Bu kişiler özel olarak davet edilmiş midir? Yoksa davet etmiş olmak için posta ile sadece bir davetiye göndermekle mi yetinilmiştir? Bünyesinde bu gün itibari ile 21 fakülte, 6 enstitü, 6 yüksekokul, 22 meslek yüksekokulu, 1 devlet konservatuarı olan bir eğitim kurumunun, sadece bu kurumların yönetici ve idari kadrolarının salonda bulunmaları ile dolu olması gerekirken, neredeyse boş denecek bir durumda bulunuyordu. Acaba, Kurumsal İletişim, bu kişilere de davetiye gönderirken basın kuruluşlarında olduğu gibi seçici davranmış olabilir mi? Bilemiyorum, sadece bir iletişimci ve gazeteci olarak soruyorum…
SÜ 42. yılı kuruluş etkinliklerinde, daha önceden planlandığı şekli ile 3 kişiye de plaket takdimi yapıldı. Böyle bir kurumun Kurumsal İletişim depatmanında çalışan dostlarımız acaba plaket verdikleri protokolün kim olduğunu da mı bilmiyorlar? Laf olsun diye mi bu plaketi hazırladınız? Plaket verdiğiniz davetli protokolün kim olduğundan da mı bizar ve bu işten uzaktasınız? Daha önceki yazılarımda da sürekli olarak vurgulamaya çalıştığım, Kurumsal İletişim, sadece ve sadece ‘Kurumsal İtibarı’ yönetmektir. Kurumsal İletişim departmanı, Kurumun ve Makamın İTİBARINI Yönetmek ve korumaktan başkaca ÖNEMLİ ve ACİL acaba ne gibi çok mühim işleri olabilir ki?