ANTALYA (AA) - Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çolak, İçişleri Bakanlığının verilerine göre 2014-2017 yıllarında Suriyelilerin karıştığı olayların toplam asayiş olaylarına oranının yüzde 1,32 olduğunu bildirdi.
Çolak, Antalya'nın Kundu turizm merkezindeki bir otelde Polis Akademisi Göç ve Sınır Güvenliği Araştırma Merkezince "Göç ve Uyum" temasıyla düzenlenen 2. Uluslararası Göç ve Güvenlik Konferansı'nın ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Polis Akademisinin eğitim ve öğretim ile araştırma faaliyetleri başlıkları altında iki temel üzerinde çalışmalarını yürüttüğünü söyledi.
Eğitim ve öğretim faaliyetleriyle ön plana çıkmalarına rağmen çok güçlü bir araştırma ve bilimsel çalışma yanlarının olduğunu belirten Çolak, eğitim ve öğretim faaliyetleri kapsamında emniyet teşkilatının polis ihtiyacını karşıladıklarını dile getirdi.
Aktif olarak eğitim gören 23 bin öğrenciye 2 bin 200 komiser yardımcısının daha katılacağını ifade eden Çolak, akademi olarak Güvenlik Bilimleri Enstitüsü ve Adli Bilimler Enstitüsü'nde 12 yüksek lisans ve 2 doktora programıyla 400'ün üzerinde yüksek lisans ve doktora öğrencisine de eğitim verdiklerini kaydetti.
Araştırma ve bilimsel çalışma faaliyetlerine ilişkin altı merkezlerinin bulunduğunu, bu merkezlerde Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı farklı güvenlik konularıyla ilgili çalışmalar yürüttüklerini anlatan Çolak, üç yılda çeşitli konu başlıkları altında 16 konferans, sempozyum ve çalıştay düzenlediklerini aktardı.
- "Dünyada 65 milyonun üzerinde insan zorunlu olarak yerlerinden edilmiş durumda"
Geçen yıl göç ve güvenlik konferansı serisini başlattıklarına değinen Çolak, şöyle devam etti:
"Uluslararası kitlesel göçler üzerine odaklandık. Geçen yılki konferanstan elde ettiğimiz verilerle bir rapor hazırlayıp karar alıcılara ulaştırdık. İkinci konferansı göç ve uyum konusuna ayırdık. Göç dünyanın en fazla dikkate aldığı konulardan birisi. Artık uluslararası göç, küresel bir sorun. Dünyada 65 milyonun üzerinde insan zorunlu olarak yerlerinden edilmiş durumda. Bunların büyük bir kısmı mülteci durumunda. Bizim civar ülkelerimizde 5 milyon insan zorunlu şekilde yerlerinden edildi. Ağırlıklı olarak Suriye, Irak ve Afganistan'da yaşanan iç karışıklıklar ve savaşlardan dolayı yerinden edilenler oldu. Bu bağlamda Türkiye de 3 milyonun üzerinde Suriyeli mülteciyi ağırlıyor. Uyum sadece sığınmacıların veya mültecilerin sığındıkları ülkeye uyumunu kapsamaz, aynı zamanda yerleşilen ülke vatandaşlarının da gelen sığınmacılara uyum sağlaması gerekmektedir. Sığınmacıları,mültecileri karşılayan ülkelerin ve kurumların da bu sürece hızlı bir şekilde uyum sağlaması gerekiyor. Eksikleri olmasına rağmen Türkiye bu sürece Batı ülkelerine nazaran çok daha hızlı şekilde uyum sağlamıştır."
- "650 bin Suriyeli çocuk örgün eğitim sisteminde"
Türkiye'nin çok yoğun göç almasına rağmen ülkeyi sarsacak düzeyde bir güvenlik sorunun ortaya çıkmadığını söyleyen Çolak, uyum ve entegrasyon noktasında olumlu gelişmeler yaşandığını ifade etti.
Çolak, Suriyelilerden kaynaklanan suç oranlarının sanıldığının aksine düşük olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Kamuoyunda, Suriyelilerin asayiş olaylarına neden olduğuna dair bir kanaat var. Türkiye'de mahkumiyet alanların yüzde 0,59'u yabancı uyruklu. Bu oranın içinde sadece Suriyeliler bulunmuyor. İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre 2014-2017 yıllarında Suriyelilerin karıştığı olayların toplam asayiş olaylarına oranı yüzde 1,32'dir. Suriyeliler dahil tüm yabancı uyruklular tarafından işlenen suçlar, ülke genelinde işlenen suçların çok küçük bir kısmına karşılık geliyor. Bu verilerin de gösterdiği gibi göç kaynaklı uyum problemlerinde suç unsuru, uyum ve entegrasyonun önünde bir engel olarak görülmüyor."
Türkiye'ye gelen Suriyelilerin yaklaşık 1 milyonunun eğitim çağındaki çocuklardan oluştuğunu anlatan Çolak, Türkiye'nin büyük bir başarı hikayesi yazarak bu nüfusun 650 binini örgün eğitim sistemine dahil ettiğini söyledi.
Bu durumu devletin büyük bir başarısı olarak değerlendiren Çolak, "Suriyeli sığınmacı ailelerden kaynaklanan nedenlerden dolayı örgün eğitime dahil edilemeyen öğrencilerin sisteme katılabilmeleri için Milli Eğitim Bakanlığı yoğun bir çalışma içinde. Batı ülkeleri, çok daha az sayılarda mülteci aldığı halde bütün sistemleri olumsuz etkileyen dalgalanmalar yaşıyorlar, hatta sistemleri çöküyor. Bu durum Türkiye'nin hem insani olarak bir başarısıdır hem de kurumsal kapasitesinin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir." diye konuştu.
AA