Mustafa Pehlivanoğlu, Ankara’nın Balgat semtinde otururken 22 yaşında, ‘Ülkücülük’ suçundan ceza evine girmiş ve idam cezasına mahkûm edilmiş…
12 Eylül cuntası tarafından, idam edilmesi için verilen emir, 7 Ekim 1980 tarihinde Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde yerine getirilmiş ve sabahın erken saatlerinde asılmış…
Pehlivanoğlu anne ve babasına gönderdiği ‘son mektup’ta “Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah’ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah’tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar” diyor.
***
Ülkücü Ozan Arif, “Acım millet içindir, millet bilir acımı / Terk eyledim yurdumu, gardaşımı, bacımı / Ben ölürsem oğluma miras koydum öcümü / Ben 12 Eylül'ün nesini seveceğim / Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim” diyordu kulağı çınlasın…
Tam da öç alma sırası gelmişken, MHP’nin ‘başı’ döndü…
***
Anlaşılıyor ki, ülkücü Mustafa’nın Allah’a havale ettiği ‘davadan’ Yücel’in haberi yok… Ya da Yücel’in ülkücülüğü ile idamlık Mustafa’nın ülkücülüğü arasında dağlar var…
M. Ali Köseoğlu’nun yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN