İnsanoğlu, doğumundan itibaren hep bir meşguliyet içinde bulunmaktadır. İnsanın bu meşguliyeti, hem kendisi, hem de toplum için bazen olumlu ve faydalı olsa da, bazen boş, gereksiz, faydasız, anlamsız ve malayani şeyler de olabilmektedir. İnsanın yaratılışı, faydalı ve faydasız şeylerin seçimi ve ameliyesi olarak da bu fani âleme gönderilmemiş midir? Yoksa İnsan için ve özellikle de İman ehli Müslümanlar için bu Âlem ve bu geçici Dünya, sadece bir Oyun ve oynaştan mı ibarettir? İnsan, boş ve kuru bir meşguliyet çerçevesinde günlerini de bir birini kovalamaktadır. İnsanoğlunun Dünyaya gelişinin bir anlam ve hesabı da olacaktır! Kendisine verilen sayılı ve belirli bir günü olan ömründe yapmış olduğu seçimleri ile baş başa kalacak ve bu seçimleri çerçevesinde de hesaba çekilecektir.!
Bugün, Müslüman birey ve kul için eski bir yılın bitip, yeni bir takvim yılının başlamasından başkaca bir anlam ve önemi de yoktur. Müslüman’ın yılbaşı Hicri takvime göre, Muharrem ayı ile başlar! Müslüman bireyin bu yeni takvim değişikliğine yükleyebileceği değişik ve başkaca bir anlam ve manası da yoktur!
Yeni takvim yılına girmek birey ve insan için yitirilen ve geçen yılın bir hesabını ve muhasebesini yapmaya da vesile olmasıdır. Birey, bir önceki yılda yapılması gerekenleri yapmış ve neleri de yapmadığının bir envanterini çıkarması demektir. İnsan her gün bir gelişim ve değişim zaviyesinde bulunmalıdır. Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.) efendimizin de her daim iman ehlinin kulaklarında küpe olması gereken şu ifadeleri çok manidar değil midir? İki günü müsavi olan zarardadır.! Ne demektir, iki günü eşit veya müsavi olan insan!? İnsanın bu geçici âlemde bulunması ve sürekli olarak kendisini de bir gelişim ve değişime tabi tutması demek değil midir? Günler bir birini sadece aynı ve benzeri olarak mı kovalamalıdır? Bir değişim ve gelişme de olmalı mıdır? Hz. Peygamber ile tanışmadan, buluşmadan önceki sahabenin halinde olduğu gibi! İnsan için, mümin için her bir günü, Hz. Peygamber efendimiz ile bir ve beraber olduktan sonra, gökteki yıldızlar mesabesine de erişebilmektir, iki günü müsavi olmayan! İman ehlinin günleri, sadece dünyalıklarını yığdığı, biriktirdiği ve saydığı günler de değildir! Kendisi için ne gibi güzel hasletlere eriştiği ve sahip olabildiğidir tüm mesele!
2017 yılı bitip ve yeni takvim yılı 2018’in bu ilk gününde, tüm insanlık için, özellikle de dünyanın her bir bölgesindeki mazlum milletler için, Savaşların olmadığı, bir damla petrol için kanların dökülmediği, Barış, Huzur, Selamet, Esenlik ve Sağlık getirmesini, Sonsuz Kudret sahibi Yüce Allah’tan niyaz ederim. Tabii ki bireyin bu güzelliklere erişebilmesi için öncelikle bu yönde bir niyetinin olması ve fiil olarak da çalışması, gayret etmesi gerekmektedir! Sadece kuru bir dilek ve temennilerle bu hedef ve ideallere erişilemez! Sadece dilek ve temennilerle olabilseydi, dünyanın yaratıldığı tarihten itibaren güllük ve gülistanlık içinde bulunması da gerekmez miydi? Dünya denen yerde, Güzellik ve Çirkinlik, Savaş ve Barış, Düşmanlık ve Kardeşlik, İyilik ve Kötülük, Zulüm ve Affetmek gibi hasletler olmadan yaşanması da mümkün değildir! Bu yönde olan her bir birey de olacaktır ve bu seçimleri ve tercihleri karşılığında da hesaba çekileceklerdir! Dünya sadece bir oyun, oynaş ve eğlenceden ibaret değildir! Bir hesabı ve de kitabı da mutlaka olacaktır; tüm yaptığımız ve işlediğimiz, güzellikler ve kötülüklerin!