KÜTAHYA (AA) - İHH İnsani Yardım Vakfı Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Türk, "Türkiye'de de çok ciddi anlamda misyonerlik faaliyetleri yürütülmekte. Bu faaliyetlerin neticeleri ve meyveleri de maalesef bizim ülkemizde de alınmakta." dedi.
Türk, Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı İnsan Hak ve Hürriyetleri Topluluğu tarafından düzenlenen ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan "Tarihi süreç içinde misyonerlik ve faaliyetleri" konulu konferansta, misyonerliğin, kelime anlamının "görev ve yetki" olduğunu, misyon kavramından geldiğini kaydetti.
"Bu kelime bizde sözlük anlamı olarak pek bir şey ifade etmiyor. Bizim için önemli olan misyonerliğin ideolojik karşılığıdır. Bizi ilgilendiren bu." diyen Türk, şöyle konuştu:
"Misyonerlik faaliyetleri yeryüzünde Haçlı seferleri ile kurumsallaşmaya başladı. Misyonerlik 11. yüzyılın sonlarından 17. yüzyılın başlarına kadar kurumsallaşmış. Hristiyanlığın ağırlıklı olarak Katolik ve Protestan mezheplerini sistematik bir şekilde yaymaya çalışan örgütlülük diye açıklamak mümkün. Bu şekliyle misyonerliğin ideolojik anlamını en kısa şekilde ifade etmiş oluruz. Bu, İslamiyet’teki gibi bir tebliğ çalışması değildir. İslamiyet'te tebliğ ve davet var. Ancak misyonerlik, Hristiyanlığın tebliği ve Hristiyanlığa davet olarak açıklanamaz. Bu da misyonerliği bir tebliğ çalışması olmaktan çıkarıyor ve tehlikeli noktalara taşıyor. Biz de bu tehlikelerle sahada, çalışma alanlarımızda karşılaşıyoruz."
- "Çocuklarımızı yabancı okullara sokmak için adeta yarışıyoruz"
Türk, misyonerlerin faaliyetlerde bulunmak üzere çeşitli başlıkları araç olarak kullandıklarını ifade ederek, "Misyonerler, Afrika’da yardım, Ortadoğu’da eğitim, Güney Asya’da ise sağlık başlığını araç olarak kullanarak misyonerlik faaliyetlerini sürdürüyorlar." diye konuştu.
Misyonerlerin Türkiye’de kullandıkları başlığın ise eğitim olduğuna dikkati çeken Türk, "Türkiye’de de çok ciddi anlamda misyonerlik faaliyetleri yürütülmekte. Bu faaliyetlerinin neticeleri ve meyveleri de maalesef bizim ülkemizde de alınmakta. Türkiye’de misyonerlerin hayat bulduğu mekanlar yabancı okullardır. Bugün hala rağbette sınır tanımayan yabancı okulların kuruluş amaçlarına, misyonlarına bakıldığında bunun için kuruldukları zaten açık. Kendileri bunu ifade ediyorlar ama biz bilmiyoruz. Bizler, çocuklarımızı bu yabancı okullara sokmak için adeta yarışıyoruz." yorumunu yaptı.
AA