Bir milletin ayakta kalabilmesi, varlığını ve hayatiyetini sürdürebilmesi, tarihini bilmek ve millet olarak da bu tarih şuuru içinde olması ile mümkündür. Tarihini bilmeyen milletler tarih sahnesinden hep silinip gitmişlerdir. Tarihin tozlu sayfaları bunun canlı örnekleri ile doludur. Anadolu coğrafyasındaki tarih olan devletleri saymakla bitiremeyiz. Bu devletler neden yıkılmıştır. Bu devletler neden tarihin tozlu sayfalarında yerlerini almışlardır? Milletler tarihin tozlu sayfalarında yer almamak için neler yapmalıdır? Ne gibi önlemler ve tedbirler almalıdır?
Avrupalı bilim adamları ve tarihçiler sürekli olarak, insanlık ve medeniyetler tarihinden Türkleri çıkarırsanız geriye hiçbir şey kalmaz. Acaba bu ifadelerle neyi kastediyorlar? Avrupa’nın güçlü devletleri, bizleri 100 yıllardır tarihimizden ve mazimizden neden koparmaya çalışıyorlar? Millet olarak anlamakta zorlandığımız şeyler cereyan etmektedir. Biz Türkler ve mazlum milletler bu oyunu hiçbir zaman da anlayamadık. Anlayabilseydik, 300 yıldır, Anadolu, Ortadoğu, Afrika ve Asya’da devam eden sömürü ve zulümlerin de bir sonu olurdu. Halen bu düzen neden ve nasıl devam etmektedir? Neden ve nelerden korkuyorlar?
Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile birlikte 1000 yıllık şerefli ve şanlı tarihimiz tamamen silinmiştir. Acaba neden? Bir milletin tarihini birileri veya bir güç neden silmek ihtiyacı hissedebilir ki? Bu asil milletin şerefli tarihini silmek için içeriden de kendilerine işbirlikçileri çok rahat bir şekilde bulmuşlardır. Taşeronlar ve işbirlikçiler tarihin her döneminde var olagelmiştir. Yeni ve uydurma tarih bu asil millet için yeniden yazılmıştır. Neden böyle bir tarih yazmak istenmiştir? Tarih okuttuğunu iddia eden tarihçilerimiz de bu oyunu sürekli olarak sergilemiştir.
Bu asil millet tarihini hatırladığı zaman neler olabileceğini çok iyi Avrupa’nın medeni devletleri bilmektedir. Son günlerde yaşadıklarımıza bakar mısınız? Avrupa’nın irili ufaklı ülkeleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, 16 Nisan tarihinde yapılacak olan, Anayasa Değişiklik referandum sürecini sabote etmek veya baltalamak için her türlü girişimde bulunmaktan geri durmuyorlar. Neden? Yine Dünyada bir şeyler olmakta ve bizler anlayamıyorduk. 100 yıl önce Osmanlıyı parçalamak, bölmek için geri planda antlaşma yapan emperyalist ülkeler, yine kirli bir pazarlık ve plan peşindeler. 100 yıl önceki Dünya halkları, Sykes- Picot vb. anlaşmaları anlayamadığı gibi bugün de gözlerimizin önünde cereyan etmekte olan bölme ve parçalama anlaşmalarını göremiyor, ülkemiz, bölgemiz ve insanlık adına bir şeyleri sürekli olarak kaçırıyoruz.
Amerikalı Devlet Adamı Wendell Wilki, 1970’lı yıllarda ülkemizdeki tetkiklerinden sonra vardığı hüküm; Bugün ve yarın ülkemizi idare edenler için bir ibret ve kulaklarında küpe olacak niteliktedir. Türkiye varisi olduğu engin tarihin beraberinde getirdiği müspet ve menfi tortulara ister istemez sahip bir memlekettir. Huzuru ve huzursuzluğu karar mevkiinde olanların bu hakikati idrak nispetleriyle belirecektir. Bir Tarih beldesi olabilmenin mazhariyeti yanında böylesine muhafazası güç emanetler de vardır. Ben bir Amerikalı olarak bu verasetin hem hasretini hem de rahatını hissederim.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Milletler için Millet olabilmek adına, Tarih ve kültürün önemine binaen; Kültür, tarihi bir birikimdir. Bu birikim, tarih içinde meydana gelen şartların özüne dokunamadığı iman, kanaat, bilgiler ve davranışların bütünüdür. Tarihi birikimin sonucu, maddi ve manevi kültür değerleri oluşur. Bu değerler, toplumun bütün kesimlerinde bütünleştirici bir tesir göstermesi de milli şuura yol açar. Milli şuur; toplumun kimliğine sahip çıkması, kendine güvenmesi, yeni mal, hizmet ve fikir üretmesi, tarih içinde devam etme arzusu ve inancıdır. Tarih, geçmişin ortak kültür mirasını bugüne aktarmakta, bununla birlikte insanı geçmişin yükünden ve ağırlığından kurtarmaktadır. Bu miras, kişi veya topluma, ne olduğunu, niçin ve nasıl böyle olduğunu açıklar. İnsan, ortak kültür mirasının şuuruna eriştiği andan itibaren, kendini o miras karşısında hür hissedebilmektedir. Bu günü anlamak, gelecek için hazırlanabilmek, sağlam ve doğru bir tarih şuuru ile mümkündür. Vurgusu ve açıklamalarını, dün ve bugün insanlık tarihindeki meydana gelen olayları anlayabilmek ve millet olabilmek adına, milletlerin tarih bilinci ve şuuruna erişmesi, tarih olmamak adına çok manidardır.