Tarihsel Mi’râc mucizesinden, evrensel mesajlar!
İsrâ ve Mi’râc mucizesi hepimizin malumu. Yüce Allah’ın son peygamberine ilâhî bir lutfu olarak o mucize bir kere gerçekleşti, bir daha da gerçekleşmez. Ama Kur’ân’da da geçen bu mucizenin mesajları evrenseldir ve kıyamete kadar da devam edecektir.
Şimdi önce İsra ayetini meâlen okuyup bu mesajlarla kendimizi test edelim. İsrâ, hedefe ulaşmak için gece demeden ve yoldan sapmadan yola devam etmek; Mi’râc da ulv’i hedeflere doğru yücelmekse; bizler yolun neresindeyiz, Miraca hazır mıyız?
Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (17 İsrâ 1)
Hani sana, “Muhakkak Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır” demiştik. Sana gösterdiğimiz o temaşayı da, Kur’an’da lânetlenmiş bulunan o ağacı da sırf insanları sınama aracı yaptık. (17 İsrâ 60)
Şimdi mesajlar:
Yüce Allah erişilmez kudret sahibidir. O’nun kudretiyle olmazları oldurduğuna şeksiz iman edelim.
İsrâ ve Mi’rac mucizesi, peygamberimizin sevgili eşi Hz. Hatice ve hamisi amcası Ebu Talib’i kaybettiği hüzün senesinde gerçekleşmiştir. Yine bu sene Mekke’de müşriklerin yoğun baskısından bunalan peygamberimiz, büyük ümitlerle gittiği Taif’ten taşlanarak dönmüştür. İşte bu sırada İsrâ ve Mi’rac mucizesi gerçekleşmiştir. Bununla Yüce Allah, peygamberimize moral vermiş, ona sahip çıktığını bir kez daha göstermiş ve onu manen dinlendirmiştir. Zira yolunda olanları, O asla yalnız ve yardımsız bırakmamıştır. Bizler de O’nun yolunda olursak, O bizlere de sahip çıkacak, lutf u keremini üzerimizden eksik etmeyecektir.
İsrâ’nın kilometre taşları, Mekke’deki Mescid-i Haram ve Kudüs’deki Mescid-i Aksa’dır. Müslüman bu iki merkeze sahip çıkarak, o merkezlerden beslenerek kendisini uzun soluklu yücelişlere hazırlamalıdır. Bu iki mescidin gerçek anlamda özgürlüğü gerçekleşmeden, ümmetin özgürlüğü gerçekleşmeyecektir.
Kulluk, en yüce mertebedir. Zira Yüce Allah, bu büyük mucizeden bahsederken peygamberini kulluk ünvanı ile anmıştır. Bu nedenle yüceliklere ermek için, kul olmak, ama yalnızca O’na kul olmak kaçınılmazdır.
İsrâ ve Mi’rac mucizesinin en büyük hediyesi beş vakit namazdır. Bu mucizeden önce de namaz vardı, ama iki vakit. İsrâ ve Mi’rac mucizesi ile namaz beş vakit oldu. Dolayısıyla beş vakit namaz konusundaki eksiklik ve aksaklıklar manevi yücelmelere engel olacaktır.
İsra suresinin baş taraflarında sayılan İlahî emirler de ulviyyat için olmazsa olmazlardandır. Bunlar özetle şöyledir:
Allah’tan başkasına kulluk yapmayın!
Ana babaya iyilik ihsanda bulunun!
Akraba ve fakir fukaraya sahip çıkın.
Savurgan da olmayın, cimri de!
Geçim derdiyle çocuklarınızın yaşama hakkı ellerinden almayın!
Zinaya yaklaşmayın, onu düşünmeyin bile!
Haksız yere cana kıymayın!
Yetimlerin hakkını yemeyin!
Ölçüde tartıda haksızlık yapmayın!
Hakkında bilgi sahibi olmadığınız konularda ileri geri konuşmayın!
Kibirli olmayın!
Şimdi tekrar soralım kendimize İsrâ ve Mi’rac’a hazır mıyız? Hazırsak Miracımız mübarek olsun!