İç Anadolu’nun en önemli gelir kaynaklarından birisin tarım sektörü oluşturuyor. Hatta Milattan önceye dayandığımızda Çatalhöyük’te yapılan tarım Orta Anadolu'da, günümüzden 9 bin yıl önceye dayanıyor. Dünyanın ilk tarım anıtı olan İvriz Kaya Anıtı ise, keza yine milattan günümüze kadar 10 bin yıl geçerek gelmiş. Bolluk tanrısı ‘Kibele’de bu coğrafyaya ait. Memlekette daha nice tarımın bin yıllar önce yapıldığına dair kanıtlar var. Bu coğrafyaya insan ilk ayak bastığında, tarımı keşfederek üretmeye başladı. Günümüze kadar geldi ve bundan sonra da böyle devam edecek.
Anadolu’da tarımın tam olarak gelişmesini ele alacak olsak, gözle görülür kıpırdanmalar ancak 20 yıldır devam ediyor. Orta Anadolu’nun kuru tarıma uygun en iyi yerlerinden biri olan Konya’da yürütülen tarım da yeni yeni canlanmaya başlandı. Geçtiğimiz günlerde TÜİK’in traktör sayısındaki istatistikleri yayınlandı. Türkiye’de en fazla traktör olan iller arasında Konya birinci sırada yer aldı. Gurur duyulacak bir sonuç, fakat normalde de öyle olması gerekiyor.
Üretim istatistiklerimiz diğer illere göre fena değil, aynı durumu dünya ülkeleriyle karşılaştırınca acı gerçekler ne yazık ki ortaya çıkıyor. Çocukluğum tarımın içinde geçtiği için biliyorum. Yıl 2016 olmasına rağmen halen geleneksel yöntemlerle tarım yapıyoruz, sudan tasarruf ederek üretimi artırmayı bilmiyoruz, yüksek katma değer vergili ürünler üretmeyi düşünmüyoruz.
Bazen düşünüyorum, bu topraklar da bu kadar olmakla yetinmemeliyiz. Amerika ve Avrupa’da yayınlanan birçok raporda şeker pancarı, arpa ve siyah havuç üretiminde dünyanın en kaliteli ürünlerinin bu topraklarda yetiştiğini söylüyor. Bunları kendimiz de bilmemize rağmen bir türlü üretimi 2 katına çıkaramadık.
Bu konuda en iyi açıklamayı Konya’ya yeni kurulan Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Rektörü H. Avni Öktem açıkladı. Daha önceki açılışlarda Konya’daki tarım için yapılacakları ortaya koymuştu. Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir sohbette özel konuşmalar yaptı. Tarım ülkesi olmamıza rağmen ne kadar geri kalmış olduğumuzu anladım. Oysa insanoğlu bu coğrafyaya geldiğinden beri tarım yapıyor. Öktem hocanın verdiği örnekler karşısında dondum kaldım. Amerika’daki Purdue Üniversitesi bölgesini tarıma açmış ve 2 bin metrekarelik bir alanda üretim yapıyor. Bunları yaparken hem üretiyor hem de uzman tarımcılar yetiştiriyor.
Biz durumu yeni anladık olacak ki, nihayet tarımın da üretimi artırırken yeterince de uzman yetiştireceğiz.
Meksika’dan bir örnek vereyim. Adamlar dünyanın en acı biberi bizde diyerek dünyaya biber ihracatı yapıyor. Oysa Meksika’yla yakın iklim sıcaklıklarımız olmasının yanında bizde onlardan daha kaliteli ‘Acı Biber’ üretimi yapılıyor. Bu ‘Acı Biber’de en iyi Konya’da yetişiyor. Meksika’nın ihraç ettiği biberin en azından yarısını Konya dünyaya ihracat yapabilir; ama biz ‘Acı Biber’i Adana’ya özgü diye biliyoruz. Sulamadaki problemlerimize el atarak tarımı canlandırma projeleri yapıyoruz, tohumda ıslahlaşmaya gidiyoruz, yeni uzmanlar yetiştiriyoruz. Geç kalmış olsak da yeniden bir tarımda diriliş var. Hayırlısıyla, bundan sonraki yıllarda kendi tarımımıza gereken değeri vereceğiz gibi görünüyor.
En çok Konya’da Tarım için bir diriliş bekliyoruz.
Yoksa Tarımın Bu topraklardaki ataları bizi ahirette öfkeyle bekleyecekler…