Tarsus'un UNESCO gözdesi "St. Paul"

Mersin'in Tarsus ilçesinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan "St. Paul Kilisesi, Kuyusu ve Tarihi Çevresi", kentin önemli inanç turizmi merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor- MEÜ Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Durukan:

MERSİN (AA) - SERKAN AVCI - Mersin'in Tarsus ilçesinde bulunan, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan ve her yıl çok sayıda Hristiyan tarafından ziyaret edilen "St. Paul Kilisesi, Kuyusu ve Tarihi Çevresi", kentin önemli inanç turizmi merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor.

"Tarsuslu Pavlus" olarak bilinen St. Paul'un (Aziz Pavlus) doğum yeri olan ilçedeki tarihi kilise, 1994'te tescillenerek koruma altına alındıktan sonra Kültür ve Turizm Bakanlığınca 1997'de başlatılan ve 2001'de tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından “Anıt müze” olarak ziyarete açıldı.

Hristiyan dünyasında önem taşıyan kilise ve St. Paul'un yaşadığı evin bulunduğu yer olarak rivayet edilen avluda bulunan su kuyusu, 2000 yılında "St. Paul Kilisesi, Kuyusu ve Tarihi Çevresi" adıyla UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alındı.

Yaklaşık 30 metre derinliğindeki kuyunun çevresindeki arkeolojik kazılarda Roma, Bizans ve Osmanlı kültür katlarının varlığına rastlandı.

Papa 16. Benediktus'un Aziz Paul'ün doğumunun 2000. yıl dönümü dolayısıyla 28 Haziran 2008 ve 29 Haziran 2009 arasını ''St. Paul Yılı'' ilan etmesiyle "St. Paul Kilisesi ve kuyusu"nun bilinilirliği daha da arttı.

Her yıl çok sayıda Hristiyan tarafından ziyaret edilen tarihi kilise ve kuyu, inanç turizmi açısından Mersin'in önemli merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Dönem dönem ayinlerin de yapıldığı, hem Katolik hem de Ortodoks mimari stilinde yapılan kilisenin orta nefinin tavanında Hz. İsa, yanlarda ise 4 büyük havari olan Yohannes, Mattios, Marcos ve Lucas'ın freskleri bulunuyor.

- "Burada vaftiz olmak, Hristiyanlar için çok değerli"

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Durukan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tarsus'un milattan önce 7000'li yıllara kadar uzanan bir geçmişi dolayısıyla Anadolu'nun en eski kentleri arasında yer aldığını belirterek, ilçenin çok önemli kültürel ve arkeolojik değerlere sahip olduğuna vurgu yaptı.

Tarsus'un, Helenistik ve Roma dönemlerde en zengin yıllarını yaşadığını anlatan Durukan, ilçenin aynı zamanda Hristiyanlık açısından önem taşıyan St. Paul'un doğum yeri olduğunu söyledi.

Durukan, St. Paul'un Hristiyanlıkta önemli bir isim olduğunu ifade ederek, "Aziz Pavlus'un en büyük önemi, yaşadığı dönemlerde dinin yayılması için büyük kentlerin meclislerine yazdığı mektuplar. İncil yazarları, dini kitaplarını oluştururken, bu mektupları dikkate alarak İncil'i yazmışlardır. Günümüzdeki Luka İncili'nin içerisinde, Aziz Pavlus kendisini nitelendirdiği 'Ben, Kilikya'nın hiç de önemsiz olmayan kenti Tarsus'tanım' sözleri yer alıyor. Bu vesileyle Tarsus'un adı İncil'in içerisinde geçiyor." diye konuştu.

İlçenin bütün Hristiyan alemi tarafından bilindiğine işaret eden Durukan, şunları kaydetti:

"Tarsus, inanç turizmi anlamında büyük bir potansiyele sahip. St. Paul'un varlığı da bu bölgede çok önemli bir inanç turizmi olduğunu gösteriyor. Bu açıdan St. Paul Klisesi ve kuyusu, turistlerin dikkatini çeken önemli değerler arasında yer alıyor.

Hristiyanların geçmişten günümüze dünya üzerinde çok değer verdiği bazı kentler var. Tarsus ve Hatay'ın Antakya ilçesi de bunlar arasında yer alıyor. Bazı Hristiyanlar hacı olma mertebelerini güçlendirmek için bu noktalara uğradıktan sonra Kudüs'e geçiyor. Tarsus'ta Azil Pavlus'u ziyarete gelen Hristiyanlar, St. Paul Kuyusu içerisinde çıkan suyla vaftiz oluyor. Burada vaftiz olmak Hristiyanlar için çok değerli. Tarsus, Türkiye'de Hristiyanlığın korunan en büyük değerlerinden birisine sahip."

AA

Kültür Sanat Haberleri

Yurtdışından getirilen kültürel miras Galata Kulesi’ne yansıtıldı
Asırlık Yağlıpınar Camii harabeye döndü
Sezen Aksu’dan Diziye Özel Ağıt: De Mardin, Uzak Şehir Dizisinde İlk Kez Yayınlanacak
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Tarık Buğra’yı Vefatının 30. Yılında Andı
Ahşap Oymacılığı Sanatını Geleceğe Taşıyor