Ahmet Taşgetiren cemaate yönelik eleştirilerini sürdürüyor. Taşgetiren, Star gazetesinde '‘Hiç'e indirgemek' başlığıyla kaleme aldığı köşe yazısında, cemaatin seçimlerde Başbakan Erdoğan'ı hiçe saymak için uğratığını söyleyerek ancak kendisinin seçim sonrası hiç olabileceğini söyledi.
Taşgetiren 30 Mart'taki seçim tarihini işaret etti ve o tarihte cemaatin hiç görmek istemediğini göreceğini ifade etti. İşte Taşgetiren'in köşe yazısının ilgili bölümü:
30 MART'TA SONUÇ HİZMET'İN GÖRMEK İSTEMEDİĞİ OLACAK
Camia, Erdoğan'ı seçimlerde de "Hiç"lemek gibi bir yola girecek muhtemelen.
Nasıl sonuç alınacağını, 30 Mart'ta göreceğiz.
Bence görülecek olan, Hizmet'in görmek istediği olmayacak.
Yani toplum Tayyip Erdoğan'ı "Hiç"e indirgemeyecek.
Evet o zaman ne olacak?
Bugün benimsenen dilin, yarınları da karartacağını unutmamak lazım. Ve diyelim, daha epeyce süre bu ülkede söz sahibi olacak bir Tayyip Erdoğan'la boğuşma yükünü kitlelere taşıtmamak lazım.
Peki şunu da soralım:
Acaba Hizmet hareketi "Hiç"e indirgenmeli mi?
Şu anda Hükümetin "paralel yapıyı tasfiye" gibi bir operasyonu yürüttüğü açık.
Acaba bu operasyon, tüm Hizmet hareketinin kökünün kazınması istikametinde mi seyretmektedir, ya da seyretmelidir?
Böyle bir yönelişi sağlıklı ve doğru bulmam, öncelikle bunu belirtmeliyim.
Anlıyorum, şu anda Hizmet sözcüleri, bir tür "kök kazıma" algılaması içinde hareket ediyor ve gerilimi en yüksek dozda sürdürerek, kıran kırana bir savaş iklimi içindeymiş görüntüsünü veriyor. Hükümet cenahından veya tabandan böyle bir savaş dilinin yansıtıldığı da bir vakıa.
Ama, Hizmet hareketinin yurt içinde - yurt dışında "pozitifler"inin ihmal edilmeyecek ölçüde olduğunu bizzat bu hükümetin en önde gelenlerinin, mesela sayın Başbakan'ın, sayın Arınç'ın ifade ettiklerini biliyoruz. Bence o sözler yanlış değildi. Hizmet camiasının içerde - dışarda, eğitime, yani insana yatırımı önemsiz değildi. Hükümetlerin, dışarda Türk okullarını korumaları yanlış değildi.