Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren bugünkü köşesinde Başbakan Erdoğan’ın yüzde 60 olacağını belirterek sosyolojik boyutunu yazdı. Taşgetiren’in yazısı yıllar önce 28 Şubat ğpost modern darbesinde merhum Erbakan için yazdığı “Seni seviyoruz savunan adam”ı akıllara getirdi. İşte o yazının tam metni.
“Kazlıçeşme Meydanı'na koşan bir milyonu aşkın insanı anlamak.
Tayyip Erdoğan'a "öfke"si "üslup"u şusu busu sebebiyle kızabilirsiniz ama ya o kitleye ne diyeceksiniz?
O kitleyi anlamak gerekmiyor mu?
Onun bir sosyolojisi yok mu?
Niye aktı bir milyonu aşkın insan bir tatil günü meydana?
Gittiniz veya televizyonlardan izlediniz, orada her türden insan vardı, genç yaşlı, erkek kadın, başı açık-örtülü, Üsküdarlı Kadıköylü...
Ne söylediklerini duydunuz:
-Kulağımızın dibinde tencere-tava çalındı, sabrettik.
Acaba tencere-tava çalarken, yanı başınızdaki komşunuzun ne hissettiğini düşünmüş müydünüz?
Acaba bir başörtülü annenin üzerine işerken, o genç annede nasıl bir travma oluşturduğunuzu düşünmüş müydünüz?
O genç anneye yapılanı medyanızın hiçbiri görmezken, toplumun sizi nasıl değerlendirdiğini düşünmüş müydünüz?
Şunu adım gibi biliyorum
Tayyip Erdoğan, Anadolu'da mitingler yapacak ve her bir miting, Kazlıçeşme'dekinden daha az coşkulu olmayacak.
İnsanlar akacaklar o mitinge.
Tayyip Erdoğan oyların yüzde 60'ını alacak.
Nasıl oluyor da Tayyip Erdoğan toplumda bu karşılığı oluşturuyor, bunun bir sosyolojisi yok mu?
Bu toplum aklını peynir ekmekle mi yiyor da Tayyip Erdoğan'ın sesine kulak veriyor?
Bakın size bir bilgi vereyim:
-O gün, belki de dünyanın böyle bir mitinge en az katılma ihtimali bulunan toplulukları, üstelik aşkla şevkle mitinge katılma çağrısı yaptılar çevrelerine.
Bakın size bir bilgi vereyim:
Kaç günden beri "Bilmem kaç bin Fetih Suresi okuyalım" diye mesaj dolaşıyor bu ülke insanlarının dünyasında.
Bakın size bir bilgi vereyim:
Milyonlarca anne gece seher vakti kalkıp duaya duruyor.
O saatlerde çoktan mayışmış bulunan sosyologlarımız, anlamaz toplumun o saatte uyanık olanlarını.
Diyelim ki siz iktidar oldunuz, oldunuz ya, 27 yıl tek başına tek parti olarak, sonra da, darbelerle, ne oldu? O toplum kesimini anlamadınız bir türlü ve o toplum kesimi, samanlıkta Kur'an okuyarak varlığını sürdürdü.
Tıpkı Sovyet düzeni altında, Hacegan türbelerini ziyaret ederek varlığını sürdüren insanlar gibi.
Bu toplumun iktidara getirdiği bir başbakanı astınız.
Tayyip Erdoğan, "Menderes gibi narin bir insanı astınız, be vicdansızlar" demekte haksız mı? Hâlâ "idam" rüyaları gören sanatçı müsveddeleri var. Ne dediniz o adama?
Dua eden anneleri ne yapacaksınız?
Darbe, darbe; darbe...
Halk seçti darbeler yapıldı, halkın kafasını yeniden yeniden tornadan geçirmek için.
Tek parti döneminde 27 yıl süreyle tornadan geçirildi bu halkın kimliği, kişiliği...
İşte o halk hâlâ var olmakta direniyor.
Birilerinin içine sindi mi bu halk ve onun seçtikleri, sinmedi, şimdi de Tayyip Erdoğan içlerine sinmiyor.
Türkiye, bu tür provokasyonlara şerbetli. Taa 27 Mayıs öncesinden bu yana... 12 Eylül'de darbe kotarmak için zemin oluşturulduğunu biliyor bu halk ve internet andıçlamalarını biliyor. Şimdi de tweet andıçlamaları gündemde. Anneler, çocuklar bile Gezi provokasyonunda kullanıma sokuldu.
Ben Tayyip Erdoğan'a seslenebilirim: Lütfen Sayın Başbakan, size oy vermeyenlerin bile hukukunu gözetin, incinmesinler.
Ama şu yüzde 60'ın, 70'in, 75'in hukukunu gözetmesi için kime çağrıda bulunmalıyım?
Bir ara "Yüzde 95 bile olsanız hikaye" dendi. Ben bir tek kişinin bile üzerinin çizilmesine karşıyım, ya siz yüzde 95'in üzerinin çizilmesine ne diyorsunuz?
Seher vakti dua edenleri anlıyor musunuz?
Dua eden anneleri ne yapacaksınız eyyy!