Tv8 Ankara Temsilcisi Erkan Tan, ‘Erkan Tan İle Başkentten’ Programında Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar’ı Ağırladı. Tayyar, ‘Çelik Çekirdek’ Kitabındaki İddialarına Yer Verdi.
Tayyar, Savcılara Meydan Okudu:Çelik Çekirdek, Kabak Çekirdeği Değil! Dişiniz Kırılır…
“A diyorsunuz dava, B diyorsunuz dava” diyen Tayyar şunları kaydetti,
“Bana inanılmaz hakaretler ediliyor ama ben suç duyurusunda bulununca 61. gün takipsizlik veriyorlar. Çünkü 60 gün içinde suç duyurusunda bulunmanız gerekiyor. Şamil Tayyar ile ilgili bir iddiada çok acele, zaman aşımına girer diye ifademi bile almıyorlar. Ortada şikayetçi de yok. Savcı durumdan vazife çıkarıp dava açıyor. Ben de mi dağa çıkayım? Derin Devletle çalışıp pis işlere mi gireyim? Ne yapayım yani? Kaleminizle bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz ama sizi maalesef kendi halinize bırakmıyorlar”
Bir Savcı Gidiyor, Diğeri Geliyor! Toprak Verimli
“Benim çok meşhur Ali Çakır isminde bir savcım var. Beni 32. Gün’de düelloya davet etmişti. Çıktık dersini aldı, gitti. Toprağımız çok verimli. Ali Çakır gider, başka savcı gelir. Şimdi çok sevdiğim başka bir kardeşim var. Allah razı olsun beni hiç aldatmıyor. Benimle ilgili her olayı anında davaya dönüştürüyor. Eğer benim yazdıklarım suç unsuru teşkil ediyorsa, aynı konuları başkası yazdığı zaman da bu olmalı. Olmuyorsa burada çifte standart var. Kayseri’de Enerji Bakanı Taner Yıldız’a yapılan saldırı ile ilgili yazdığım yazıdan dolayı soruşturmanın gizliliğini ihlalden hakkımda dava açıldı. Tüm televizyonlar canlı yayınlarda, günlerce, saatlerce bu olayı haber yaptı. Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’ın hakkında ‘köstebeklik iddiası’ var diye yazı yazdım. Kamu görevlisine hakaret etmekten dava açıldı. Adam cezaevinden çıkmış, gelmiş. Hakaret bunun neresinde?” dedi.
Bakırköy’de Şamil Tayyar ve Star Gazetesi’ni Takip Eden Bir Ekip Var
“Operasyon Ergenekon’ kitabımı koşarak gidip alıyorlar. Savcının aynen ifadesi, ‘kitabı akşam heyecanla okuduğu ve bundan çok fazla dava çıkacağı’ yönünde. Sayın savcılarım ‘Çelik Çekirdek’i yazdım. Bunu didik didik okuyun. Elinizden geleni ardınıza koymayın. 1 milyon tane dava açın ama ben bunları yazmaya devam edeceğim. Beni yazmaktan alıkoyamayacaksınız” dedi.
Atatürk Cumhurbaşkanı Olsa da İktidar İnönü’deydi
“Cumhuriyet’i kuran Osmanlı derin devletidir” diyen Tayyar,
“1930’dan itibaren Atatürk ile İsmet İnönü arasında iktidar çatışması olduğunu, İnönü’nün bu savaşı kazandığını yorumluyoruz. Atatürk 1930’dan itibaren Cumhurbaşkanı olsa da iktidar gücünü büyük ölçüde devretmiştir ve gerçek anlamda iktidar değildir. İnönü’nün Atatürk öldükten sonra askeriyenin desteğini alarak Cumhurbaşkanı seçildiğini biliyoruz” şeklinde konuştu.
Bugünkü Mehmet Ağar Ne İse, O Günkü Şükrü Kaya Oydu
Dönemin en güçlü aktörünün İçişleri Bakanı Şükrü Kaya olduğunu belirten Tayyar,
“Mesela; Başbakan olmasına rağmen Celal Bayar’ın adı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ciddi şekilde geçmemiştir. Genel Kurmay Başkanı olarak Fevzi Çakmak, İçişleri Bakanı olarak Şükrü Kaya, eski Başbakan olarak İsmet İnönü’nün adı geçiyor. Teşbihte hata olmaz; bugünkü Mehmet Ağar neyse o günkü Şükrü Kaya oydu. İnönü lehine, Mareşal Fevzi Çakmak ile İsmet İnönü arasındaki dengeyi bozan da Şükrü Kaya’dır. İnönü’nün iktidarı ele geçirirken, derin devleti ciddi biçimde kullandığını görüyoruz” diye konuştu.
Hanefi Avcı’yı, Avcı Yapan 1997’de Susurluk İfadeleridir
“Susurluk komisyonuna ifade verdiğinde ben dahil herkes alkışladı. O zaman olayları sağlıklı değerlendirecek bilgilere sahip değildik. 1996’da Susurluk olayı meydana geldiğinde bu olayın üzerine gidilmesi ile ilgili ciddi bir anlayış oluştu” dedi.
Hanefi Avcı Susurluk Olayını Perdelemeye Çalıştı
Bugün Ergenekon palavrası diyenlerin o tarihte, Ergenekon örgütünün adını ortaya attıklarını ve Aydınlık Dergisi’ne kapak yaptıklarını ifade eden Tayyar şöyle konuştu,
“İlk telafuz eden o zaman emekli Deniz Binbaşı Erol Mütercimlerdi. Erol Mütercimler’in Ergenekon ile ilgili konuşmaları yayınlandı. Ergenekon’u deşifre ederken JİTEM’in olmadığını söylediler. Ergenekon’un adını telaffuz ederken JİTEM’i görmezden geldiler. O zaman Aydınlık Dergisi JİTEM yok diye yayınlar yaptı. Hanefi Avcı ise Ergenekon’u ve Emniyet içindeki yapılanmayı bir kenara iterek, JİTEM’i deşifre edip, JİTEM üzerinden yeni bir tartışma başlattı. Geriye dönüp bakınca Avcı’nın olayın üzerine giderek perdelemeye çalıştığı algısı şimdi daha güçlüdür”
Mehmet Eymür: Hanefi Avcı, Mehmet Ağar’ın Adamıdır
“Mehmet Eymür’in o tarihte Milli İstihbarat Teşkilatına verdiği dilekçede; Hanefi Avcı, Mehmet Ağar’ın adamıdır dedi. Her ne kadar Susurluk Komisyonunda Emniyet ile ilgili ifadeleri söylese bile bu, Susurluk’un üzerine gidilmesin, Susurluk perdelensin diye bir çabadır. Avcı’yı, Ağar’ın adamı olarak telaffuz ediyor” dedi.
Avcı: Cem Ersever’i Yeşil’i Öldürdü. Yeşil de Öldü
Hanefi Avcı, kitabında objektif değerlendirme yapmıyor. Yani Ergenekonu, Balyozu, Sabancı Suikastini, Hrant Dink, Danıştay cinayeti gibi akla gelen her hadiseyi toptan redde gidiyor. Cem Ersever’i Yeşil’in öldürdüğünü söylüyor. Yeşil’in de öldüğünü söylüyor. Elinde belge var mı bilmiyorum” dedi.
Yeşil’in Tarihi Yazılsa, En İyi Yazacak Adam Hanefi Avcı’dır.
Diyarbakır’da Mustafa Deniz’in ifadesini kitaba ekledik. Orada, bir dönem Cem Ersever ile daha sonra da Avcı ile çalıştığını, o dönem bazı karanlık işlere, cinayetlere bulaşmış bazı itirafçıların da JİTEM ile ters düştükten sonra Hanife Avcı’ya sığındığını ve onun tarafından korunduğunu söylüyor. 1 Kasım 1993’de Ankara’da 3 cinayet işlendi. Mustafa Deniz, Cem Ersever öldürüldü. Cesetler, Ankara giriş güzergahlarına kondu. Bugün Yeşil’in tarihi yazılsa bunu en iyi yazacak adam Hanefi Avcı’dır. Çünkü bir dönem onunla çalışmıştır. Para hareketleri, silah transferleri gibi konularda Yeşil’i en iyi bilen isimdir. Son operasyon, ‘Devrimci karargah örgütü operasyonu’ her şeyi anlatıyor aslında.
Avcı ‘Cemaat Kafayı Bana Taktı’ Diyor… Kadına da mı Cemaat Gönderdi? “Avcı, iki özel hat aldığını, bunlardan biriyle, bir şahısla özel görüşme yaptığını söyledi. Eğer özel bir ilişki ise neden o hat mahkeme kararı ile dinlensin? Dinlenen isim Devrimci Karargah Örgütü Üyesi Necdet Kılıç. Örgütün derin Devlet tarafından kullanılan bir örgüt olduğunu düşünüyorum. Necdet Kılıç ile 30 defa o hat üzerinden görüştüğü tespit edildi. Bir takım örgütsel faaliyetler içinde olan bir adamla, Hanife Avcı gibi tecrübeli bir istihbaratçının ne işi olabilir. İlişkiler derinleşince Edirne’de tanıştığı evli bir kadın ortaya çıkıyor. Kılıç ile ilişkisinde bu kadın rol oynuyor. Diyelim sana cemaat kafayı taktı. O kadına, Necdet Kılıç’a da seni cemaat mi gönderdi?” dedi.