Tayyar, Tayyip Erdoğan'ın planını yazdı

Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar, Erdoğan'ın önümüzdeki dönemdeki muhtemel adımlarını yazdı...

Başbakan Erdoğan, son 8 yılda girdiği 2 yerel seçim, 2 genel seçim ve 2 referandumdan zaferle ayrılmayı başardı. Vatan Gazetesi’nin dünkü manşeti şöyleydi: Neden hep o kazanıyor?

Gariptir, ne muhalefet, ne muhalefet partilerine oy verenler bu sırrı çözebildi. 2002’de her türlü derin operasyon ve medyadaki karşı kampanyaya rağmen iktidar kilidini açan AK Parti’nin devam eden başarılarını kömür, pirinç, patates gibi yardımlara, devlet baskısına ve tarikatların desteğine bağladılar.

Her yenilgi, onları daha da azgınlaştırdı, seçim sandığını Truva atına benzettiler, karşı her oya yönelik ağır ithamlara şimdi “hain” yaftasını eklediler. Bakıyorum, sanal alemde yüzde 58 için “vatan haini” diyorlar. Bir ara Erbakan da AK Parti’ye oy verenler için “cehenneme bilet aldılar” demişti.

Vizyonsuz ve mazerete dayalı bu sığ siyaset anlayışından iktidar postu çıkarılamayacağını hala kavrayabilmiş değiller. Önder Sav ve Deniz Bölükbaşı gibi eğri koltuk değnekleriyle iktidar koşusundan, iflas etmiş paradigmalardan medet umuyorlar.

Merak etmesinler, onlara yine en büyük iyiliği Tayyip Erdoğan yapacak. Bir süre sabırlı olsunlar yeter.

Başbakan daha önce açıkladı, 2011 genel seçimleri katılacağı son seçim olacak. Üçüncü kez tek başına iktidarı hedefleyen başbakan, 2015 yılına kadar iktidarda kalmayı ve sonrasında siyasete veda etmeyi düşünüyor.

Son Bosna ziyareti sırasında özel sohbette bu mevzu açıldığında başbakanı yine çok kararlı görmüştüm. Dedi ki: “Sözümde duracağım, bunun olacağını göreceksiniz.”

Samimi olmak gerekirse, bu sözün tutulması çok zordur. En azından siyasi örnekler böyle düşünmeyi zorunlu kılıyor. Bu zorluğu hatırlattığımızda, başbakan, “Allah’ın izniyle sözümde duracağımı herkes görecek” dedi.

Bu kararlılığı “zirvede bırakma” teziyle açıklamak mümkün olduğu gibi, 2012 veya 2014’de yapılması muhtemel cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylık olarak da görülebilir. Yaygın kanaat, Erdoğan’ın aday olacağı yönündedir.

Böyle bir niyeti beslerse, herhalde kimse ayıplamaz. Kurduğu siyasi partiyi henüz birinci yılında iktidara taşıyan ve 8 yıldır bu pozisyonunu koruyan bir siyasetçinin Çankaya’ya çıkmak istemesi kadar doğal ne olabilir?

Peki aday olur mu?

Cevap vermeden önce yine bir özel sohbet esnasında hafızamda kalan anekdotlara gönderme yapmak isterim. Başbakan, 2007’deki referanduma giderken cumhurbaşkanının görev süresini 7 yıl olarak öngörüyordu. Eğer böyle bir niyeti varsa, Çankaya hesabı

nın 2014 yılı için olduğu düşünülebilir.

Şimdi şartlar değişti. Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl olacağı yönündeki tezler ağır basıyor. Karar bu yönde çıkarsa, Abdullah Gül’e yeniden aday olma imkanı doğacak. Haliyle, bir dönem Çankaya’da oturan Gül’ün yeniden adaylığı sürpriz olmaz.

Bu durumda Gül, seçimi kazanırsa (veya başka biri) 2017’ye kadar Çankaya’da kalacak demektir. Başbakanın siyasetteki ömrü 2015’de dolacağı için bu takvim pek uygun gözükmüyor.

Başbakan, Çankaya’yı düşünüyorsa ve seçim 2012’de yapılacaksa, “2014” planını revize etmek zorunda kalacaktır.

Tahminim, Gül ve Erdoğan kafa kafaya verir, tek adayda uzlaşırlar. Buradaki temel kriter, hangi adayla kazanma ihtimalinin yüksek olacağı sorusuna verilecek cevaptır.

Şunu unutmayalım, 8 yıldır bu ikiliyi birbirine düşürmek için yoğun çaba harcayanlar, yine devreye girecektir. Çünkü böyle bir çatışma, AK Parti üzerinde göktaşı etkisi oluşturur.

Erdoğan aday olursa problem yok. Başbakanlıktan istifasına gerek kalmaksızın aday olabiliyor. Kazanırsa Çankaya’ya çıkar, kaybederse başbakanlık görevini sürdürür. Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması halinde, milletvekili olmadığı için Gül’ün başbakanlık koltuğuna oturması imkansız.

Gül’ün aktif siyasete dönme ve başbakanlık planı varsa, ara seçim yoluyla milletvekilliği yolunun açılması gerekecek. Böyle bir planın yeni hükümetin kuruluş aşamasında realize olması çok zor. Bunun anlamı şudur: Gül’e kadar yeni bir başbakan bulunacak.

Gelelim saadete

Elbette başbakanın kafasından nelerin geçtiğini bilemeyiz. Ama mesajlarını birbirine eklemleyerek tahminde bulunmak mümkündür. Her şey yolunda giderse; Gül son cumhurbaşkanı, Erdoğan ilk devlet başkanı olur.

Daha doğrusu, başbakan, böyle bir düşünce içine girebilir. Ancak, karar vermesi ayrı bir durumdur. Gül’den önce Çankaya’yı çok düşündü ama aday olmaktan son anda vazgeçti. Bu kararında, AK Parti’nin geleceğine ilişkin kaygılar ve yarım kalan icraatları tamamlama düşüncesinin etkili olduğunu düşünüyorum.

Gün gelip çattığında nasıl bir karar verir, hiçbir tahminde bulunmak istemiyorum. Zira, kararın şekillenmesinde Gül’ün tavrı önemli olacaktır.

O nedenle önümüzdeki 5 yıl kritik bir evredir. Erdoğan ya Çankaya’ya çıkmak ister ya akil adam sıfatıyla siyaset dışı mücadelesini sürdürür. 2011’deki seçimi kazanırsa muhalefete düşmeden siyasete veda eder.

ŞAMİL TAYYAR