TBMM (AA) - ALPER ATALAY - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, "Türkiye'nin içinde bulunduğu ortamın yüzde biri Avrupa ülkelerinin herhangi birisinde olsaydı, Avrupa ülkelerinin reaksiyonu, totaliter bir reaksiyon olurdu. O devletlerin tamamı totaliter devletlere dönüşürdü." dedi.
Yeneroğlu, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, terör örgütü PKK tarafından tehdit edildiğini açıkladı. Yeneroğlu, kendisini tehdit edenin, sosyal medyada terör örgütü PKK'ya ilişkin paylaşımlarda bulunan, "PKKKurdistan" isimli bir kullanıcı olduğunu, Hamburg'da yaşamasının muhtemel olduğunu ve Almanya'da terör örgütünün faaliyetlerine aktif olarak katıldığını bildirdi. Yeneroğlu, kendisinin Almanya ve Avrupa'daki PKK tehditinin dikkate alınmasına ilişkin çağrılar ve açıklamalar yaptığını anımsatarak, bunları dile getirdiği için oradaki kamuoyunun rahatsız olduğunu ifade etti.
- "Almanya'da 3 milyondan fazla insanımız yaşıyor"
Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilere değinen Yeneroğlu, 41 yaşında olduğunu, 40 yıl Almanya'da yaşadığını, Alman toplumu ile 40 yıl birlikte yaşamış birisi olarak, Türk-Alman ilişkilerini önemsediğini söyledi. Türkiye ile Almanya ilişkilerinin bazı konjonktürel gerginliklere kurban edilecek nitelikte olmadığını belirten Yeneroğlu, şöyle devam etti:
"Bizim Almanya'da 3 milyondan fazla insanımız yaşıyor. Türkiye kamuoyunda bazen bu maalesef gözardı ediliyor. En yüksek ticaret hacmimizin olduğu ülke Almanya'dır. Kültürel işbirliği noktasında o kadar yoğun çalışmalarımız var. Almanya'dan geçen sene 5 milyona yakın turist Türkiye'ye geldi. Bunun ötesinde Alman ve Türk üniversiteleri arasında işbirliğine baktığımız zaman binin üzerinde işbirliği var.
Almanya, bu konularla ilgili Türkiye'deki varsaydıkları insan hakları ihlallerini öne çıkarma noktasında maalesef çok farklı bir tutum içerisine girebiliyor. Bazen öyle bir noktaya gelebiliyoruz ki PKK terör örgütü ve onun uzantıları Almanya'nın Türkiye siyasetini belirleyebilecek bir düzeye gelebiliyor. Biz son zamanlarda bunu yaşıyoruz. Bu konuyla ilgili de rahatsızlıklarımızı dile getiriyoruz.
Türk-Alman dostluğu noktasında bu kadar hassas birisi olarak 29 insanımızın katledildiği bir hafta sonu Almanya'nın önemli kentlerinden birisi olan Köln'de PKK terör örgütünü açıktan, çok rahatlıkla, emniyet güçlerinin de desteğiyle, siyasilerin sessiz kalmasıyla miting yapıp, o mitingde terörü kutsayan bir eda içerisinde, bakın öldürülen teröristlerle ilgili saygı duruşunda bulunmaktan, çocukların PKK terör örgütüne katılması teşvik etmek mi diyelim, bunların hepsi orada oldu. Alman Meclisinde bulunan Sol Parti genel başkanı orada çıkıp PKK terör örgütüne yönelik yasağın kaldırılması gerektiğini açıkça savunan bir pozisyon içerisinde. Alman hükümetinin de 'kendi milletvekilimi savunuyorum.' şeklinde bir yaklaşım içerisine girmekten ziyade, terörle ilgili çok daha kararlı bir tutum sergilemesi gerektiğini özellikle ifade ediyorum. Aksi taktirde biz bu sürecin Türk-Alman ilişkilerine daha fazla zarar vereceğini biliyoruz."
Terör örgütü PKK'ya, Almanya'nın neredeyse her şehrinde çadır kurarak reklam yapma ortamının Almanya tarafından sağlanmasının kabul edilebilir bir tarafı olmadığını vurgulayan Yeneroğlu, PKK'nın Almanya'da da terör örgütü olarak kabul edildiğini ancak Almanların burada yanlış bir strateji izlediğini, Türkiye'de PKK terör örgütünün saldırıları durumunda, söylemde dayanışma içerisinde olduklarını ifade ettiklerini dile getirdi.
Yeneroğlu, Almanya'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Kızıl Ordu terör örgütü tehdidinden sonra böyle bir tehditle karşı karşıya kalmadığını bildirdi. Yeneroğlu, dolayısıyla masa başında rahat bir ortamda insan hakları idealleri ile o ülkeleri yargılama noktasında ölçüsüz bir siyasetin takip edildiğini, özellikle terör örgütü PKK konusunda da meselenin temelinde etnik bir çatışma olduğunu benimseyen basın mensuplarının sayısının çok fazla olduğunu anlattı.
- "Sol Parti, HDP'den ileri boyutta PKK'yı destekleyen noktaya geldi"
Yeneroğlu, şu görüşlere yer verdi:
"Almanya'da parlamentoda temsil edilen Sol Parti yani burada HDP'den çok daha ileri boyutta PKK'yı destekleyen noktaya geldi. Alman Meclisinde temsil ediliyor bunlar. Sol parti içerisinde PKK aktivisti olarak ortaya çıkan, PKK'nın yasaklı flamalarıyla görüntü verdiği için dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilleri var. Yine PKK'nın siyasi uzantılarını açıktan destekleyen Yeşiller Partisi'nde milletvekilleri, eş genel başkanı var. Bunu yaparken de Alman siyaseti üzerinde ciddi manada etkin oluyorlar.
Daha haftasonu Doğu Almanya'nın bir eyaletinde yapılan seçimlerde ırkçı partiler toplamda yüzde 25 oy alabiliyorlar. Bu Almanya, Avrupa için çok büyük bir tehdit. Avrupa için çok büyük bir tehdit olduğundan Türkiye için de bir tehdit. Bunun söylenmesini bile bazıları garipsiyebiliyor. Aşırı sağın böylesi olduğu bir durumda, Avusturalya'da Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Irkçı partinin temsilcisi seçimleri kuvvetle muhtemel kazanacak. Böyle bir Avrupa tablosuyla karşı karşıyayız."
- "Asıl problem yerli toplumun entegre edilememiş olması"
Yeneroğlu, Avrupa'da aşırı sağ partilerin yükselişine dikkati çekerek, bu partilerin bunu "ötekiler" üzerinde yaptığını o "ötekinin" ise Müslümanlar olduğuna değindi. Yeneroğlu, Avrupa'nın içerisinde bulunduğu gidişatın sadece Müslümanları tehdit etmediğini, Avrupa'nın anayasal ve toplumsal düzenlerini de tehdit ettiğini vurguladı.
Avrupa'da göçmenlerle ilgili devamlı "bunlar topluma entegre olmamış" denildiğine işaret eden Yeneroğlu, asıl problemin bu olmadığını, asıl problemin, Avrupa ülkelerindeki gelişen toplumsal şartlara, yerli toplumun önemli bir bölümünün entegre edilememiş olmasının olduğunu söyledi.
- "Almanya'da Müslüman dini cemaatler üzerinde ciddi baskı var"
Yeneroğlu, İslam dünyasının hassasiyetinin de arttırılması gerektiğine dikkati çekerek, "Bizim, Türk-Alman yıllık ticaret hacmimiz 20 milyar doların üzerinde. Bu ne demek? Bu şu demek: Bizim iş adamlarımız, iş adamı kuruluşlarımız Avrupa ülkelerini ziyaret ettiklerinde bu hususlara dikkat çekmeleri gerekiyor. Alman sanayi devlerine içinde bulunulan ortama ve endişelendikleri durumlara dikkatlerini çekmeleri gerekiyor." ifadesini kullandı.
Yeneroğlu, Almanya'da Müslüman dini cemaatler üzerinde ciddi manada baskı olduğunu, bu baskının özellikle son birkaç hafta öncesinde başladığını ve bunun Türkiye kamuoyunun gündeminde olmadığını bundan dolayı uluslararası düzeyde de dikkate alınmadığını bunun için gerginliklerin bedelini oradaki azınlıkların ödediğini belirtti.
Mustafa Yeneroğlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu ortamın yüzde birinin Avrupa ülkelerinin herhangi birisinde olsaydı, Avrupa ülkelerinin reaksiyonunun, totaliter bir reaksiyon olacağını, o devletlerin tamamının da totaliter devletlere dönüşeceğini vurguladı.
Yeneroğlu, Almanya'da 2015 yılında emniyet güçlerinin halka yönelik şiddetinin sayısının 2 bin 300'ün üzerinde olduğunu, tahkikat başlatılanların sayısının 53'ü, yargılamaların ise 3-5'i geçmediğini, insan hakları ideallerinin şu veya bu ülkeyi temsil etmediğini, tanımlamadığını, her ülke için her gün sınandığı değerler olduğunu, devamlı Türkiye'ye ders vereceğim edasıyla bu meselelerin gündeme getirilmesinin hiçbir karşılığının olmadığını bildirdi.
- "Darbe girişimi oluyor, Avrupa ülkeleri bekliyor"
Yeneroğlu, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin Avrupa'dan hemen tepki gelmemesini de eleştirerek, şunları kaydetti:
"Bir terör örgütünün darbe girişimi oluyor Avrupa ülkeleri ilk önce bekliyorlar. Ben o gece Meclisten birkaç dilde çağrıda bulundum. Bütün dünyanın ayağa kalkmasını, Türkiye'deki demokratik meşruiyete ve hükümete sahip çıkılması noktasında çağrılar yaptık. İlk çağrılara bakıyorum, ortaya demeçler. Yani dostlar alışverişte görsün. Seçilmiş hükümete sahip çıkan demeçler sabaha doğru veriliyor. Neden? Çünkü, sabaha doğru zaten darbenin püskürtüldüğünü herkes biliyor.
Bu konuda diplomatik nezaketi de zorlayan bir noktaya bizi getiriyorlar. Manşetlerin bir çoğu darbe girişimiyle ilgili değil de darbe girişimini püskürten halkın şiddet uygulamasıymış. İlk verilen manşetler bu şekilde. Ben inanamadım, böyle bir şey olabilir mi diye."
AA