Teknoloji duygu üretemiyor

Hasan Ukdem

İnsan inanmak ister. İnsan dua etme ihtiyacı duyar. İnsan içini dökecek bir mecra arar. İnanmanın yolu din, duanın makamı Allah, içini dökeceği mecra ise sanattır. Bütün bunların tezahür ettiği yer ise insan kalbidir. Kanaatimce insanın en büyük özelliği kalbinin böyle bir pencereye sahip olmasıdır, zira diğer canlılarda da kalp, yürek vardır ama böyle bir bakış açısına sahip değillerdir. Onlar da Allah’ı zikrederler ancak bilerek, idrak ederek ve bu sanatı kavrayarak değil, içgüdüsel bir hareketle yaparlar bunu. İnsan, kendini yaratan gücün, kudretini bildiği gibi, O’nun her yarattığı varlığa bir sanat uyguladığını da kavrar. 

 

Voznosenski, “Teorik olarak, geleceğin bilgisayarları insanın yaptığı her şeyi yapabileceklerdir. İki şey istisna olmak üzere her şeyi; dindar olamayacak ve şiir yazamayacaklardır” diyor. Şunu da biz ekleyelim, çünkü kalpleri yoktur. Aklı bir şekilde imal edebilen insanoğlu, kalbi imal edemeyecektir. Kalp, Allah’ın kuluna verdiği en değerli nimet ve en büyük emanettir. Şiir de kalpten beslendiği için o yapay zekaların haddi değildir.  

 

İnanmak insan için en güvenli limandır. Dindar insan, gerçek anlamda inanıp dinin vecibelerini yerine samimi bir şekilde getirebilse, onu dünyada mutsuz edecek bir şey kalmaz. Sabır, tevekkül ve zamanı gelince gerekeni yapmak üzere harekete geçmek, dinin emirlerindendir. Zulme boyun eğmemek ancak imanlı insanların harcıdır. İnanan insan ne zalimden korkar ne de ölümden. “İnanıyorsanız üstünsünüz” diyen ayetin sesi bir mümine büyük bir cesaret verir. Ancak bu sesin algılanması kulakla değil, kalple mümkündür. 

 

“Bana bir inanç armağan et, Tanrım” diye çırpınan Tolstoy’un aradığı bu limanın şefkatli sularıdır aslında. Bu gerçekten çok büyük armağandır ve aslında bütün insanlara sunulmuştur, ancak nasibi olanlar alabilecektir. Kur’an’da, din ve ilim zikredildiği her yerde tekil olarak geçer, hiçbir yerinde çoğul olarak geçmez. Din, İslam'dır ve ilim Allah’ın yarattığı her şeyi kapsar. Bu ilmi aklın yoluyla bulmak isteyenler Tolstoy gibi çırpınır durur, işin içine kalp de girmeli ve karanlıklar orada nura dönmelidir.  

Her insan kendi inancını bulmak, kendi sanatını tespit etmek ve şiirinin sesini duymakla mükelleftir. Din, islamdır dedik, sanat, Necip Fazıl’ın deyimiyle “Allah’ı aramaktır” ve şiir insanın duygularındaki vezindir. Şiir, illaki kelimelerden oluşmaz, şiir bir derenin akışında, bir çiçeğin dokusunda, bir kelebeğin kanatlarında karşımıza çıkabilir ve biz onu yazmak zorunda değiliz; ama duymak en tatlı nimettir. Şiirin en güzel durduğu yer ne kağıtlar, kitaplardır ne de bilgisayar ekranlarıdır, şiir en güzel insan yüreğine yazılır ve en güzel orada durur. 

 

Mademki geleceğin bilgisayarları dini inanca sahip olamayacak ve şiir yazamayacaklar, o zaman onlar üzerinde bunca çaba harcamak ve bunca para dökmek, neye hizmettir? Niçin günümüzün hâkim güçleri böyle bir gayretten medet ummaktadırlar? Bu insanlığa bir ihanet değil midir? Bu soruların cevaplarını oturup düşünmeli ve sabır ve tevekkülden sonra gelen zamanı gelince harekete geçme gereğini yerine getirmenin vakti gelmiştir. İnsanlığın birçok değerini talan edenler, dindarlığını ve şiirini erozyona uğratanların zulmettiklerini görmemek için kör olmak gerekir. 

 

Bazen güzellikleri korumak için çirkinleşmek lazım gelir. Naif olmak, zarif kalmak kimi zaman ölümcül bir tehlikeyi de beraber getirir. Hayat hareketten ve mücadeleden beslenir. Ömür süreli bir şeydir. Bu iki hakikatin anlattığı kıssadan hisse ise, silkinmek ve ayağa kalkmanın kaçınılmaz olmasıdır. Bütün bunları yaparken üç şeyimize sonuna kadar sahip çıkmalıyız; Adaletimiz, inancımız ve estetik duygularımız. Bunlar hem başarı için hem bu dünyaya dayanma gücü elde etmemiz için hem de ebedi saadetimiz için şart olan argümanlardır. 

 

Üstadın şiirinde dediği haberi olmak için kapıyı açmak gerekir, sonsuzluk bestesini duyabilmek için ise kalbin kapısını açmak gerekir. 

 

Aç kapıyı haber var,  
Ötenin ötesinden. 
Dudaklarda şarkılar,  
Kurtuluş bestesinden. 

Biz geldik, bilen bilsin. 
Gönül gönül girilsin. 
İnsanlar devşirilsin, 
Sonsuzluk destesinden. 

 

Necip Fazıl Kısakürek  

 

Sevgiyle kalın. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.