Şu günlerde Türkiye gündeminde iki ana konu var. PKK terörü ve 1 Kasım seçimleri…
Ülkemizde 30 yıldır akan kanı durdurmak için başlatılan çözüm sürecini istismar ederek yeni eylemlerinin hazırlığını yapan ve sonrasında da terör saldırılarını tekrar başlatan hain PKK, her Allah’ın günü ocaklara ateş düşürmeye devam ediyor.
Her gün şehitler veriyoruz, gazilerin sayısı her geçen gün artıyor. Vatan sathının her tarafı ateş çemberine dönüştürülmek isteniyor. Ülkemiz bölünmek isteniyor. Bu amaçla kalleş ve kahpe saldırılar bitmek bilmiyor.
Güzel ülkemiz üzerinde gizli planlar yapılıyor ve hain oyunlar oynanıyor.
Bu planları bozmak ve oyunları bertaraf etmek için devletimiz büyük bir mücadele başlatmış durumda…
Bu mücadele, vatan topraklarını başka emellere alet etmenin karşısındaki milli mücadeledir.
Bu mücadele ruhu, vatan hainleri eliyle yurdumuzun Türkiye düşmanlarına peşkeş çekilmesine karşı başlatılan milli mücadele ruhudur.
Bu mücadeleye destek vermek, bu mücadele ruhunun yanında olmak en büyük vatanseverliktir.
Bu mücadele ruhunun karşısında olmak ve kan dökülerek, can verilerek yapılan bu mücadeleye köstek olmak en büyük vatan hainliğidir.
Bu hainliğin dünyada da, ahirette de hesabını vermek mümkün değildir.
*** *** ***
Ocaklarına ateş düşen şehit aileleri şunu bilsinler ki, şehitlerimiz giderken gülerek gitmişler ve ağuşunu açarak bekleyen Peygamber kucağına vasıl olmuşlardır. Onlar şimdi, cennet nimetleri ile iç içedir.
Onlar da hiç bir sıkıntı yok ama onlardan ayrı kalan ailelerde sıkıntı büyük… O aileler şehitlerin güzel hallerini düşünerek teselli bulacaklardır. En büyük mertebe, vatan müdafaası yolundaki şehitlik mertebesidir.
Böyle bir milli mücadelede elbette şehitler olacaktır. Başarmak için şehitlere ve gazilere ihtiyaç vardır. Şehitsiz olmaz, çilesiz olmaz, kurbansız olmaz…
*** *** ***
Her ne kadar seçim hükümeti olsa da, büyük oranda Ak Parti ağırlığını teşkil eden hükümet, 1 Kasım’dan önce öyle bir şey yapmalı ki, hem milletimizin daralan ruhunu rahatlatsın hem de tek başına iktidarını perçinlesin.
PKK’ya son 50 gün içinde vurulan darbe yıllardır vurulamamıştır. İçeride ve dışarıda yapılan operasyonlar, PKK’nın belini bükmüş ve diz çöktürme noktasına getirmiştir.
Bu esnada yapılacak büyük bir operasyon, PKK’nın sonunu getirmeye ve tam anlamıyla diz çöktürmeye yetecektir.
Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Fehman Hüseyin, Mustafa Karasu, Sabri Ok ve Zübeyir Aydar’dan oluşan PKK elebaşlarından bir kaçını ölü veya diri ele geçirmek, yurt sathında çok büyük bir yankı uyandıracak ve bu durum 1 Kasım’da sandığa da yansıyacaktır.
1999’da Bülent Ecevit’in yıpranan partisine tekrar iktidar yolunun açılması, Abdullah Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirilmesi operasyonu ile sağlanmıştı. Şimdi de benzer bir operasyon planı ile PKK liderleri ele geçirilebilir.
Şu kadar var ki; Öcalan, ABD planı ile yakalanıp getirilmişti. Şimdi ise milli bir planla bu operasyon rahatlıkla yapılabilir.
*** *** ***
Seçimlere 1 ay kaldı ama henüz seçim çalışmaları başlamadı. Yurt genelinde de bir seçim havası mevcut değil.
Terörün alabildiğince hız kazandığı bir ortamda yapılacak olan seçimlerde, normal olarak iktidar partisi dezavantajlı olur.
Ama ülkemizde istikrarın sağlanması ve milletimizin Mecliste bulunan muhalefet partilerine güveni olmaması gibi nedenler, iktidar partisini dezavantajdan, avantajlı duruma dönüştürmektedir.
Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.
NOT 1: HASBİHAL programım, yeni yayın döneminde de ekranda olmaya devam edecektir. Pazar günü saat 13.00 te hepiniz Kanal 42 ekranlarına davetlisiniz.
NOT 2: Yazılarıma yapılan her türlü destek, katkı ve eleştiri yorumları hakaret içermediği sürece baş tacımdır. Yapılan hakaretler ise beni değil yapanı küçültür. Bunlarla ilgili bu dünyadaki yasal girişimlerim saklı kalmak kaydıyla, hakkın helal olmayacağını ve ahiret hayatında hesaplaşacağımızı da belirtmek istiyorum.