ANTALYA (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yıllardır mücadele edilen PKK terörünün en başından itibaren dışarıdan lojistik ve stratejik destek aldığının bilinen bir gerçek olduğunu belirterek, "Ülke olarak çok bedeller ödedik, çok acılar da çektik. Ancak şunu ifade etmek isterim ki Türkiye olarak, bu mücadelemizin her adımında etik ve samimi olduk." dedi.
Soylu, Antalya'nın Kemer ilçesinde bir otelde düzenlenen "Sahil Güvenlik Komutanlığı Karadeniz Ülkeleri Sınır Sahil Güvenlik Teşkilatları İşbirliği Forumu Yıllık Liderler Toplantısı"nda, forumun, 2019-2020 dönem başkanlığını Sahil Güvenlik Komutanlığının devralmasından büyük onur ve heyecan duyduğunu söyledi.
Dönem başkanlığını devraldıkları Ukrayna'ya ve önceki dönemlerde başkanlık yapan ülkelere, forumun bir Karadeniz ideali üzerinde ayakta kalmasına katkı koyan tüm üye ülkelere teşekkür eden Soylu, bu coğrafyada problemleri kardeş olarak çözmek gerektiğini bildirdi.
"Dünyanın güvenlik parametreleri üzerinden yeni bir yön arayışı içinde olduğu bu dönemde, Karadeniz'e kıyı ülkelerin buradaki fırsatları ve tehditleri birlikte yönetmesi, bu iradeyi oluşturması, bugün çok önemlidir." diyen Soylu, Karadeniz'in, Türkiye olarak şu an temasta olduğu bölgelerin ve denizlerin en huzurlu, en istikrarlı ve en az problemlisi olduğunu aktardı.
Ege ve Akdeniz'deki göçmen kaçakçılığıyla mücadeleye değinen Soylu, şunları kaydetti:
"2017'de Karadeniz'i de bir göç yolu haline getirmeye çalıştılar. Türk Sahil Güvenlik teşkilatı olarak zamanında aldığımız tedbirlerle ve özellikle Romanya ile Bulgaristan makamlarının ortaya koyduğu iş birliği sayesinde, kısa zamanda bu yolu kapattık. Karadeniz'de 27 Kasım 2017'den bugüne kadar herhangi bir düzensiz göç olayı yaşanmadı. Ancak bu tehlike asla geçmiş değil. Karadeniz, doğu ile batı arasında tam bir deniz köprüsü olduğu için bu noktadaki cazibesini elbette ki kaybetmeyecektir. Eğer Karadeniz güvensiz olursa Asya'nın da Avrupa'nın da güven içinde olması mümkün değildir. Halihazırda Karadeniz'e gemi trafiğini düzenleyen Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin varlığı, Karadeniz'in güvenliğindeki en sağlam uluslararası argümandır. İlk yazıldığı tarihten bu yana, tamamen taraf devletlerin inisiyatifiyle bugüne gelmiştir ve Montrö sözleşmesi, kendi adına bir bölgesel denge oluşturmuştur. Bunun devamını, tüm taraf devletler için faydalı görüyoruz. Bu noktadan hareketle Karadeniz'in güvenliğinin ve gelişmesinin bu altı sahildar devlet tarafından sağlanabileceği, buraya ait olmayan iradelerin, süreçlere müdahil olmamaları gerektiğini düşünüyoruz. Bunu sağlamanın tek yolu da aramızdaki iş birliği ve diyaloğun canlı tutulmasını temin etmektir."
- "Terörle uyuşturucuyla, havada karada mücadele ediyoruz"
Türkiye'nin terörle, düzensiz göçle ve uyuşturucu ticaretiyle karada ve denizde önemli mücadeleler verdiğine işaret eden Soylu, bu başlıkların hiçbirisinin Türkiye'nin iç dinamiklerinin ürettiği problemler olmadığını bildirdi.
"Yıllardır mücadele ettiğimiz PKK terörünün de en başından itibaren dışarıdan lojistik ve stratejik destek aldığı bilinen bir gerçektir. Ülke olarak çok bedeller ödedik, çok acılar da çektik. Ancak şunu ifade etmek isterim ki Türkiye olarak, bu mücadelemizin her adımında etik ve samimi olduk." diyen Soylu, başarılı mücadeleler yaptıklarını söyledi.
Bakan Soylu, dünyanın tavrından dolayı bugün gelinen noktada 258 milyon göçmen, 70,8 milyon zorla yerlerinden edilmiş mülteci, yıllık 1,3 trilyon dolarlık küresel savunma harcaması ile doğrudan ve dolaylı uyuşturucu kullanımından sadece 2017'de yaklaşık 585 bin kişinin hayatını kaybettiği bir dünya tablosu olduğunu belirtti.
Soylu, "40 yıldır bir terör örgütüyle karşı karşıyayız. Binlerce şehidimiz oldu, binlerce anne evlatsız kaldı. Çocuklar babasız kaldı, eşler eşsiz kaldılar. Yıllardır bunu yaşıyoruz. Güzel bayrağımıza, ay yıldızlı bayrağımıza sarılan tabutları uğurlamakla büyüdük. Kaç yıl daha sürecek. Gelecek nesillere bunu mu bıracakacağız? Hemen yanı başımızda terör devleti oluşturabilmek için çaba sarf eden müttefiklerimiz ne yapmak istiyor? Teröristlerle görüşenler acaba ne yapmak istiyorlar? Hangi birimiz kendi egemenlik alanınızda buna müsaade edersiniz ya da ettiniz? Dikkat ediniz bunun sadece teröre ait sonuçları yok ki. Bölgesel istikrarsızlığa sonuçları var. Nesilleri tramvayla bırakan sonuçları var." değerlendirmesinde bulundu.
- "Huzur oluşturmaya çalışıyoruz
Gelecek nesillere terörle mücadele eden bir Türkiye bırakmak istemediklerini belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Bunu temizlemiş artık başka şeyleri konuşan bir Türkiye, coğrafya bırakmak istiyoruz. Bu, bölgenin de Avrupa'nın da dünyanın da çıkarınadır. Bakın bizim bugün huzura erdirdiğimizi Afrin, Cerablus, Azez, El-Bab da evinden barkından edilmiş 365 bin insan geri döndü ve hayatını orada devam ediyor. Oranın huzurunu kim sağladı? Amerika, Fransa, Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika mı? Hayır. Oranın huzurunu biz sağladık. Orada bir demografik değişikliğe sebebiyet verdik mi? Hayır. Bir taraftan DEAŞ, PYD, PKK demografik yapıyı değiştirmeye çalışıyordu, hepsini tasfiye ettik."
Soylu, coğrafyada insanların huzurlu yaşamasını sağlamak, terör örgütlerinin oluşturduğu huzursuzluğu ortadan kaldırabilmek için hem insani gayret gösterdiklerini hem bir yardım koridoru hem de huzur ortamı oluşturmaya çalıştıklarını belirtti.
Toplantının sonunda Soylu, Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya Federasyonu, Türkiye ve Ukrayna Sınır ve Sahil Güvenlik Komutanlarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi.
(Bitti)