Her çocuğa sorarlar “Büyünce ne olacaksın?” diye. Her çocuğun hayalinde yatan bir meslek portresi vardır aslında. O mesleğin içeriğini bilmez ama bilinç altındaki mi dersiniz yoksa farkında olmadığı yeteneğinin diline vurmuş halimi dersiniz, bilinmez ama aklındaki mesleği ‘şey olacağım’ gibi cümlelerle uzatmaz pat diye hayalini söyleyiverir. Şimdi söylemek istediğim bundan 17 yıl önce ilkokul öğretmenim sınıfa gösterdiği resimdi. Birçok mesleğini eline almış ve mesleki kıyafetleriyle ilkokul sıralarında; sınıfa giren öğretmenlerini ayakta karşılayan insanların resmiydi. Hiç unutmam o resmi. Doktor olan stetoskopu ve beyaz önlüğüyle, avukat olan cübbesiyle, polis olanı üniformasıyla, pilot olan üniformasıyla, terzi olan mezurasıyla, öğretmen olan kitabıyla, mühendis olan elindeki proje kağıdıyla ve birçok öğrencisi ayakta karşılıyorlar, yıllar sonra öğretmenlerini. Benim gözüm, ‘boynunda fotoğraf makinesi asılı, üzerinde gazeteci yeleği ve elinde not defterini tutan gazeteciye kilitlenmiş durumda. Öğretmenim sormadan ben hayale dalmıştım bile. “Herkes buradaki mesleklerin içinden ne olmak istediğinizi beğenip bana söylesin” dedi öğretmen. Nasıl heyecanlandım anlataman…
İlk ben söyledim “öğretmenim! Ben o gazeteciden olmak istiyorum” dedim bağırarak.
Bana baktı ve gülerek ‘neden?’ dedi.
‘-Çünkü o her şeyi biliyor gibi geldi bana. Televizyonda gördüm, bu adamlar buradaki her adamla konuşup televizyona çıkıyor, yazı yazıyorlar. Ama buradaki diğer insanlar başkalarıyla bu kadar konuşmuyor’ dedim.
Bana baktı ve kararlı sözlerle “senden araştırmacı filan beklerdim” dedi
Öğretmenim bu adamlar araştırmıyor mu? Diye sordum. “ evet araştırıyorlar. Hadi bakalım, inşallah… dedi ve sırasıyla arkadaşlara sorarak devam etti.
Yıllar geçti bir çok olaylar değişti ve hayata başka pencereden bakarken o resimdeki adamın peşine düştüm. Hiçbir meslekte gözüm olmadığı için bir şeyleri de başarmak içimden gelmedi. Askerlik görevimi yaptıktan sonra üniversite sınavlarına girerek “Gazeteciliği” kazandım. Aradan geçen onca yıla rağmen o çocukluğumda gördüğüm gazeteci hayalinin heyecanını dişlerimi ve yumruğumu sıkarak yeniden yaşadım. Bağıramamanın sebebi belki istediğim mesleğe biraz geç olarak başlamam ve kendime kızgınlığımdandı.
* * *
Şimdi çocuk olsam ve bana sorsalar ‘büyüyünce ne olacaksın?’ diye. Yine söylerim ‘o adamdan olacağım’ diye. Bana hayallerimde başarı hedefini gösteren ve her konuda yardımcı olarak hayallerime koşmamı sağlayan ‘Memleket Gazetesi’ ailesine teşekkür ederim. Gazeteciliği başlamamda yeni olsam bile yeminimi, haklının yanında olacağıma ettim. Allah nasip ederse, bundan sonraki hayatımı bu mesleğe büyük heyecanla ve istekle devam edeceğim. Allah’ın verdiği izinle ‘Bismillahirrahmanirrahim’ diyerek haberlerimi yazmaya çoktan başladım. Şimdide Pazar günleri köşe yazılarımı “İnşallah” diyerek yazacağım… Memleket Gazetesi benim ilk yuvam ve Ahmet Yalçın Kaya, Mehmet Ali Köseoğlu, Adem Alemdar, Mustafa Özdemir; ilk hocam. Teşekkürler… Gazeteciler.