Tişörtlere Edebî Dokunuşlar / Mavi Jeans / Elif Şafak
08.10.2011 tarihli Sabah gazetesinin cumartesi ekinde, bizi sevinç yumağına dönüştüren bir haber-mülakat-yorum yazısı vardı.
Bu yazıda; 2007 yılından itibaren önce şarkı sözlerini, şimdi de yazar Elif Şafak Hanımefendinin romanlarında geçen çok dikkat çekici sözleri, ürettikleri tişörtlerin üzerine basan Mavi Jeans’den bahsediliyordu.
“Sesli tişört koleksiyonu”ndan birkaçı…
Farklılıklar sadece dışarıda, yürek hep aynı. (“İskender” adlı romandan.)
Seni daha tanımadan özlüyorum. (“Aşk” adlı romandan.)
İsimler büyülüdür; sade büyülü mü, isimler hem de büyücüdür. (“Pinhan” adlı romandan.)
Çünkü aşk, karşılıklı parçalanmak demektir. (Med-Cezir” adlı romandan.)
Bu projenin mimarlarını; başta, romanlarından seçtiği cümleleriyle insanlara evrensel mesajlar veren sevgili Elif Şafak Hanımefendiyi, bu cümleleri bir Türk ve Dünya markası olan Mavi Jeans’in tişörtlerine basmayı ve sesli Türkçe tişört üretmeyi başaran firmanın genel müdürü Cüneyt Yavuz Beyefendiyi can ü gönülden kutluyoruz. Emeği geçen herkese milyonlarca teşekkür.. Yüreğinize, kaleminize, zihninize sağlık…
Darısı, diğer işletmelerin başına… Kubbede hoş bir sada bırakan bu uygulama, dileriz diğer giyim firması sahipleri tarafından da benimsenir; böylece, hem kıyafetlerimizdeki dil kirliliği ile kimlik karmaşası sona erer; hem de bu uygulama sayesinde değerli yazarlarımızın eserleri tanıtılmış ve okuyan bir toplum olma yolunda ciddî adımlar atmış oluruz.
Raid Elektrolikit’le 45 Sivrisineksiz Gece. / Johnson And Johnson
Öyle bir cihaz düşünün ki, fişe takıyorsunuz ve bu cihaz pencereniz açıkken içeri giren sivrisinekleri sayıyor. (!) Sayı 45’e ulaşana kadar sivrisineklere geçiş yok. (!) Ancak sonrası felâket! Çünkü, arkadaşlarının intikamını alacak bir sivrisinek ordusu hücuma geçmiş bile. (!)
“Raid Elektrolikit’le 45 sivrisineği öldürmeyi taahhüt ediyoruz, 45’ten fazlası için başınızın çaresine bakın.“ der gibi. Çok hoşsunuz vesselam! Oysa, burada kastedilen sivrisineksiz geçirilecek olan 45 gece.
Bir hatırlatma: Eczacıbaşı firmasına ait ürünün üzerinde ise, “Detan, Sivrisineksiz 45 Gece“ ifadesi yazılı.
Hoca Camide... / Gani Müjde / Hayat Bilgisi / Show Tv
Önce “Hoca” kelimesinin kullanıldığı yerlere bir bakalım. Sonra, hep birlikte bir karar verelim, “Hoca -sadece- camide mi?”
“Hoca” din görevlisi olarak camide; öğretmen, eğitici, öğretici, akademisyen olarak bütün eğitim kurumlarında; çalıştırıcı, hakem olarak sporda; doktor olarak bütün sağlık kurumlarında...
Malumunuz; anaokulunda ve ilkokulda öğretmenlerimize çocuk yüreğimizle hep “öğretmenim” hatta “örtmenim” diye sesleniriz.
Ancak; ortaokuldan başlayarak, lise, yükseköğretim, yüksek lisans, doktora derken eğitim öğretimin son kademesine kadar olan süre içerisinde bize emek verenlere hep “hocam” diye hitap ederiz.
Bu şekilde hitap etmek âdet hâline gelmiştir. “Hoca”, bir saygı sözüdür. Bundan dolayıdır ki, söz konusu kurumlarda bulunan eğiticilere öğreticilere “öğretmenim” diye hitap edene rastlamak imkânsız hâle gelmiştir.
Spor camiasında, çalıştırıcılardan hakemlere varıncaya kadar spor eğiticisi olan herkese; hem sporcuların ve spor otoritelerinin, hem de seyircilerin “hocam” diye hitap ettiğini görürüz.
En küçük sağlık kuruluşu olan Aile Sağlığı Merkezlerinde bile, yardımcı sağlık personelinin doktorlara “hocam” diye hitap ettiklerini hepimiz çok iyi biliriz.
Elbette, “hoca” camide de var. Ama, camideki görevlinin meslek adı hocalık değil; din görevliliği, imamlık, hatiplik, müezzinlik. Çok iyi biliyoruz ki, hoca sadece camide değil; hayatın her anında, her kademesinde.
O hâlde, kendisine hocam diye hitap edilen öğretmenin öğrencilerini azarlarcasına “Hoca camide, hoca yok, öğretmenim, öğretmenim...” diye tepki göstermesi hiç de hoş değil.