BURSA (AA) - Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik açılan, eski İl Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, eski İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar ve eski Vergi Dairesi Başkanı İbrahim Saydam'ın da aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 8 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında tanık sıfatıyla dinlenen F.K, "Bazı iş adamları yüksek miktarda bağış yaptığında, örgüt imam ve yardımcıları, teşvik ve özendirme için bu bağışları diğer iş adamları ve sanayicilere söylerlerdi. Bana da Cansun Sarıyıldız söyledi, vali, başsavcı ve emniyet müdürünün, M.Ç'nin çiftliğinde 80 bin lira himmet aldıklarını." dedi.
Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın duruşmasına tutuklu sanıklar Kahya, Gülsar, Saydam ve eski İl Sağlık Müdür Yardımcısı Yusuf Ziya Leventoğlu ile tutuksuz sanıklar K.B, F.Ö, A.M.A, Y.Y. ve avukatları ile bazı tanıklar katıldı.
Duruşmada tanık sıfatıyla dinlenen, eski Bursa Valisi Şahabettin Harput'un yargılandığı davada tutuksuz sanık olan F.K, örgütün sözde Bursa imamı Cansun Sarıyıldız'ın, babası R.K'dan okul yaptırmak için yüklü miktarda para istediğini, okula onun adını vereceklerini söylediğini, babasının da kabul ettiğini söyledi.
Yargılandığı davada tutuklanıp 3 ay cezaevinde yattıktan sonra etkin pişmanlıktan faydalanıp tahliye olan F.K, mahkeme başkanı Yaşar Sarcan'ın, "FETÖ sizden hiç bağış ya da himmet adı altında para istedi mi?" sorusuna "Cansun ayda bir babamın yanına gelirdi fabrikaya, himmet adı altında para istemeye, babam da bağış yapardı. Benden de para istediği olmuştur." cevabını verdi.
- "Vali biz, il emniyet müdürü biz..."
Ayrıca iddianamede de geçen örgütün sözde imamı Sarıyıldız'ın "Vali biz, il emniyet müdürü biz, başsavcı biz, vergi dairesi başkanı biziz" dediği iddialarına cevaben de şunları söyledi:
"Cansun Sarıyıldız geldi 2013'te elinde bir listeyle, babamdan para istedi. Babam da okulun zaten eğitim öğretim verdiğini, daha fazla para veremeyeceğini söyleyip para vermeyince bana geldi. 'Bu işlerde çekinilecek bir şey yok, Vali biz, il emniyet müdürü biz, başsavcı biz, vergi dairesi başkanı biziz.' dedi. Sonra benim şahsımdan para istedi. Ben bunu tehdit gibi, şantaj gibi algıladım. Soruşturma yapıldığında düzenlenen vergi uzlaşma komisyonundaki belgeler incelendiğinde, örgüte yakın isimler de ortaya çıkacaktır. Bu hususlar iş çevrelerinde konuşulan konulardır."
Eski Bursa Valisi Harput'un, İl Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya'yı yanına alarak iş adamlarından para istediği yönündeki ifadesi sorulan F.K, "Bazı iş adamları yüksek miktarda bağış yaptığında, örgüt imam ve yardımcıları, teşvik ve özendirme için bu bağışları diğer iş adamları ve sanayicilere söylerlerdi. Bana da Cansun Sarıyıldız söyledi, vali, başsavcı ve emniyet müdürünün, M.Ç'nin çiftliğinde 80 bin lira himmet aldıklarını." diye konuştu.
F.K, ifadelerine şunları da ekledi:
"Kahya, terör örgütünün kuklası gibiydi demiştim daha önce. Harput, iş adamlarından para istemek için onları ziyaret ettiğinde, Kahya'yı psikolojik destek sağlamak için götürürdü, kuklası ve dolgu malzemesi lafları bu kanaati belirtmek için söylenmiştir. İl emniyet müdürü ayrıldıktan sonra basında da yazıldı, ben oradan öğrendim kendisine yakın görüştekileri önemli yerlere getirdiğini, zaten herkes tarafından da bilinen bir şeydi. Şahit olduğum bir olay yoktur."
- Eski İl Milli Eğitim Müdürü Gülsar'la ilgili iddialar
Tanık F.K, iddianamede de yer alan eski İl Milli Eğitim Müdürü Gülsar'la ilgili de "Örgüte ait okullardaki öğretmenlerin gerçekten öğretmen olup olmadığı hususları bana göre yeterince denetlenmemiştir. Gülsar, bunların işlerini hızlıca yürütmüştür." ifadelerini kullanarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gülsar direkt Harput'a bağlı olduğu için örgütsel emirleri asker gibi hızlıca yapardı, o kadar hızlıca hallediliyordu ki bu işler bence yeterince denetlenmiyordu. Cansun Sarıyıldız babama gelip okul yaptıracağız dediğinde, babam bir sürü evrak işi olacağını ve bu işin kendisini uğraştıracağını söylediğinde Cansun Sarıyıldız, evrak işlerinin tümünü bizim elemanlarımız hızlı şekilde halledecek, sen işin o kısımlarını düşünme dedi. Okulun tüm evrak işleri o kadar hızlı yapıldı ki ben o kanaate vardım haliyle, herkesin de bildiği şeylerdi bunlar."
Sanıklardan Gülsar ise bu ifadeler üzerine F.K'nın babasının adına yaptırılan okul açılışında eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve bazı siyasilerle çekilen toplu fotoğrafı mahkeme heyetine sunarak, böyle bir hızlandırma işini yapmadığını öne sürdü.
Sanık Kahya da F.K'nın ifadelerine karşın, "Bana dolgu malzemesi dedi, kendi karakteriyle ilgili olduğu için kendisine iade ediyorum" deyince mahkeme başkanı araya girerek, o tarz bir tartışmaya girilmemesi konusunda sanıkları uyardı.
Mahkeme başkanı Sarcan, sanıklar tanık beyanları hakkında yorum yapınca, daha sonra kendilerine söz hakkı verileceğini belirterek sanıkların yorumda bulunmamaları konusunda tekrar uyarıda bulundu.
Öte yandan diğer tutuklu sanık eski İl Sağlık Müdür Yardımcısı Levendoğlu da tanık F.K'nın kendisini daha önce görüp görmediğini sorması üzerine, F.K, Levendoğlu'nun değiştirdiği imajına atıfta bulunarak, "Bu saçlarla görmedim" dedi.
Bu ifadeler üzerine salonda tutuksuz sanıklar ve sanık yakınları gülüşünce, mahkeme başkanı yeniden uyarıda bulundu. Bunun üzerine Levendoğlu tanık F.K'ya acıdığını söyleyince mahkeme başkanı Sarcan, Levendoğlu'na bu şekilde konuşmamasını söyledi.
Sanık avukatlarının tahliye taleplerinin ardından sanıklar da taleplerini iletti.
Cumhuriyet savcısı mütalaasında tutuklu sanıklar İbrahim Saydam ile Atilla Gülsar'ın tahliyelerini talep etti.
Mahkeme heyeti ise kısa bir aranın ardından, Ali Osman Kahya'nın evinde bulunan, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e ait olduğu iddia edilen notla, Gülen'in el yazılarının karşılaştırılması için Adli Tıp Kurumu'na yazı yazılmasına, duruşmaya gelmeyen bazı tanıkların zorla getirilmesine, tutuksuz sanıkların adli kontrol şartılarının hafifletilerek haftada 3 gün yerine 1 gün imza atmasına, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
- "Ne oldu, biz şimdi serbest kalmadık mı?
Mahkeme Başkanı Sarcan, kararı açıklarken sanıkların tutukluluk hallerinin devamına oy çokluğuyla karar verildiğini, kendisinin bu konuda karşı oy kullanarak Gülsar ve Saydam'ın tahliyesini önerdiğini söyleyince, sanık Gülsarın, "Ne oldu yani biz şimdi serbest kalmadık mı?" diye sorması dikkati çekti.
AA