Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV), İsrail'in Kudüs'te uluslararası hukuku hiçe sayan, insanlığın maşeri vicdanını yaralayan ve tüm dünyanın gözü önünde yapılan insanlık dışı saldırılarını kınayarak, "Alçak işgalci Siyonistleri ve bu zulme sessiz kalanları şiddetle, nefretle kınıyoruz" açıklamasında bulundu.
TİMAV'dan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
İnsanlığın kadim şehirlerinden, İslam’ın ilk kıblesi ve üç kutsal mabedinden biri olan Mescid-i Aksa’mızı içinde barındıran mukaddes belde Kudüs’ümüz hain bir işgal girişimi ile yeniden karşı karşıyadır.
Bu mübarek günlerde yaşanan acı ve ızdırap, Kudüs’e hizmetle şeref bulan aziz milletimizi ve İslam alemini olduğu kadar insanlık vicdanını da derinden yaralamıştır.
Sadece müslümanların değil, İnsanlığın bütün mukaddesatı ayaklar altına alınmaktadır.
Huzur, barış ve güvenlik şehri anlamında selam yurdu olan Kudüs’te yapılan saldırılarda yaralanan kardeşlerimize Rabbimizden acil şifalar, şehitlerimize rahmet diliyoruz.
Uluslararası hukuku hiçe sayan, insanlığın maşeri vicdanını yaralayan ve tüm dünyanın gözü önünde yapılan bu insanlık dışı saldırıları, alçak işgalci Siyonistleri ve bu zulme sessiz kalanları şiddetle, nefretle kınıyoruz.
Dünya, barbar ve vahşi bir millet görmek istiyorsa Filistin’deki işgalci İsraillilere bakmalıdır. Bir terör organizasyonu olan İsrail’in Filistin’de on yıllardır yaptığı zulüm, insanlık tarihinin yüzkarasıdır.
Kudüs, sadece İslam Âlemi için değil aynı zamanda Hristiyanlar ve Yahudiler için de kutsal mekânların merkezidir. Bu bağlamda milyarlarca Müslümanla birlikte Hristiyanlar da, dünyada toplamda 20 milyonu bulmayan siyoniste, oynadıkları bu kirli oyunda hak ettiği cevabı derhal vermelidir. Terör yapılanması İsrail’in şımarıklık, vicdansızlık, vandallık ve barbarlığı ile insanlığı ifsat etmesine, insanlığı bunca acının içerisinde büyük bir savaşa sürüklemesine asla izin verilemez.
Hiçbir zorbalık Filistin’in, Gazze’nin ve Mescid-i Aksa’nın özgür geleceğine engel olamayacaktır!
Mescid-i Aksa’nın ve Kudüs’ün içler acısı durumu ümmetin içinde bulunduğu dağınıklığın bir sonucudur. Ne zamanki Müslüman halkların ve yöneticilerin birlik-beraberliği tesis edildi , işte o zaman sözde devlet olduğu iddiası taşıyan dünyanın en büyük terör organizasyonu İsrail’in bu zulmü son bulacaktır.
Türkiye, ümmetin bu bağlamda yüzyıllardır hamisi ve öncüsü olmuştur ve bu konuda da olmaya devam edecektir. Ülke olarak hiç bir zulme sessiz kalmadık ve bundan sonra da kalmayacağız.
Bu noktada tüm İslam ülkelerini ve uluslararası kurumları Türkiye gibi ses vermeye ,yaşanılan zulümlere karşı birlik olmaya, zulme dur diyecek adımları atmaya, girişimleri başlatmaya davet ederken sözde insan hakları savunucusu kurumları, devletleri ve milletleri de insanlığın kadim vicdanına ve Allah’a havale ediyoruz.
İslam ülkeleri olarak Batı dünyası, Siyonizm, emperyalizm ve kapitalizm karşısında gönlümüzü, sesimizi, işimizi, istikametimizi bir kılmamız Müslümanlar olarak bizim için bir ihtiyaç değil mecburiyettir. Bu büyük, kirli, zalim oyunları bozacak tek yol budur.
İnanıyoruz ki, intikam sahibi, her türlü oyunu bozan, tuzak kuranların en hayırlısı olan Âlemlerin Rabbi bu oyunu da bozmamızda en büyük yardımcımızdır.
Son olarak altını çizerek ifade etmek istediğimiz bir husus da şudur: İmam Hatip nesli, Kudüs ve Mescid-i Aksa için her türlü mücadeleye, her zaman hazırdır. Kudüs yeniden ümmet ve insanlık için “selamet yurdu” oluncaya kadar mücadelemiz sürecektir.