Türkiye İmam Hatipliler Vakfı önderliğinde düzenlenen VI. Uluslararası Dini Araştırmalar ve İnsan Sempozyumu, 'Olağandışı Dönemlerde Ahlak ve Vicdan Ekseninde Değişim, Süreklilik ve Sürdürülebilirlik' temasıyla 22-23 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. 2 gün süreyle devam eden sempozyumda açılış oturumu ve 20 farklı oturumda ulusal ve uluslararası düzeyde akademisyenler ve araştırmacıların katılımlarıyla Türkçe Arapça ve İngilizce 82 bildiri sunuldu.
Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) önderliğinde Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi, Mardin Artuklu Üniversitesi, Lübnan Trablus Üniversitesi, Kazakistan Ahmet Yesevi Üniversitesi, Pakistan Abdul Wali Khan Üniversitesi, Cezayir Kostantiniyye 3 Salah Boubnider Üniveristesi, Konya Büyükşehir Belediyesi ve İlim ve Hikmet Araştırmaları Merkezi (İLHAM) tarafından düzenlenen VI. Uluslararası Dini Araştırmalar ve İnsan Sempozyumu, 'Olağandışı Dönemlerde Ahlak ve Vicdan Ekseninde Değişim, Süreklilik ve Sürdürülebilirlik' temasıyla 22-23 Mayıs tarihlerinde online olarak gerçekleştirildi.
Sempozyum programı TİMAV Genel Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz’ün açılış konuşmasının ardından Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu başkanlığındaki Açılış Paneli ie devam etti.
'Olağandışı Dönemlerde Ahlak ve Vicdan Ekseninde Değişim, Süreklilik ve Sürdürülebilirlik' temasıyla gerçekleştirilen 6. Uluslararası dini Araştırmalar ve İnsan Sempozyumu’nun sonuç bildirisi şöyle:
İnsanlık tarih boyunca çeşitli saldırganlar ile karşılaşmış ve bunları atlatmayı başarmıştır. Ancak bu saldırılar kitlesel ölümlere sebep olduğu için toplumu şekillendiren birçok unsurun değişmesini beraberinde getirmiştir. Şu an yaşadığımız salgının da sebep olduğu toplumsal ve bireysel travmalar nedeniyle sosyal yapıdan ahlaki değerlere kadar çok çeşitli alanlarda köklü değişikliklere sebep olacağı aşikardır.
Tüm dünyada pandeminin sağlık boyutu ilk sırayı alınca sorun büyük ölçüde sağlık önlemleri ile çözümlemeye çalışılmıştır. Bu noktada teorik bilgi üretiminde oldukça mahir olan sosyal bilimcilerin pratik çözümlemede çok yeni şeyler söyleyemedikleri konusunda tespitler ve değerlendirmeler yapılmaktadır.
Yaşanan küresel salgın her birey ve toplumu farklı şekillerde ve oranlarda etkilemiştir. İnsanlar özgürlük, güvenlik kural ilke ve arzuları arasında sıkışmışlık yaşamaya başlamıştır. Fiziksel mesafe kavramı yerine kullanılan sosyal mesafe kavramı ile yalıtılmış insan oluşmaya oluşturulmaya başlanmıştır.
Yaşlıları ve gençleri eve kapatırken onların yalnızlığımı giderecek mekanizmalar üretme konusunda çok başarılı olunmadığı çocukların ve gençlerin adeta dijital medyanın kucağına bırakıldığı ve sosyal medyanın onların sosyalleşme kaynağına dönüştüğü kaygı ile dile getirilmektedir.
İlk beşini 'Uluslararası Dini Araştırmalar ve Küresel Barış Sempozyumu' ismi ile gerçekleştirdiğimiz sempozyumlar dizimiz bu yıldan itibaren 'Uluslararası Dini Araştırmalar ve İnsan Sempozyumu' şeklinde güncellenmiş ve bu yıl 'Olağandışı Dönemlerde Ahlak ve Vicdan Ekseninde Değişim Süreklilik ve Sürdürülebilirlik' ana temasıyla çağrıya çıkılarak pandemi koşulları nedeniyle online olarak gerçekleştirilmiştir.
2 gün süreyle devam eden sempozyumda açılış oturumu ve 20 farklı oturumda ulusal ve uluslararası düzeyde akademisyenler ve araştırmacıların katılımlarıyla Türkçe Arapça ve İngilizce 82 bildiri sunulmuştur.
2019 yılı Aralık ayından itibaren başlayan ve 2020 yılında tüm dünyaya yayılan Kovid-19 pandemisi insanlık için yeni bir dünya ve yaşam deneyimi sunulmuştur. Bu yeni deneyim özellikle din bilimleri ve insan bilimlerinin bütün alanlarında yeni kavram ve tartışmaların gündeme gelmesine neden olmuştur. 2021 yılı yaz mevsimine girilirken tüm dünyada ve Türkiye'de halen pandeminin fiziksel, psikolojik ve sosyolojik olumsuz etkileri ciddi seviyede devam etmektedir.
Sempozyumda Kur'an-ı Kerim'in insan ve ahlak anlayışı başta olmak üzere naslardaki insanlık kavram ve mesajları yeniden değerlendirilmiş, İslam'ın olağanüstü hallerdeki çözüm ve önerilerine yer verilmiş, Türkiye ve dünyanın birçok coğrafyasında pandemi sırasındaki dini, sosyolojik, psikolojik, eğitimsel ve ahlaki deneyimler teşhis edilerek tartışılmış, insanla ilgili yeni gelişmelerin dini inanç özelinde değerlendirmesi yapılmış, felsefe ve sosyal bilimlerin insana yaklaşımının güncellenmesi gereğine yönelik değerlendirmeler paylaşılmıştır.
İnanç, duygu ve ahlak olmadığında olağanüstü koşulların insanı makineleştirmesi ve yaşamın büsbütün anlam ve değerlerden uzaklaşması gibi bir risk söz konusu olabilmektedir. Nitekim ekonomik yetersizlikleri nedeniyle dünyada halihazırda Covid-19 aşılarına ulaşamamış toplumlar bulunmakta ve zengin ülkelerin bazılarında aydınların bir kısmı sağlık ve ekonomik kaynaklar bu gayri insani duruma ses çıkarmamaktadır. Bütün insanların yaşamları değerlidir ve duyarsızlık nedeniyle bir insanın bile olsa hayatını kaybetmesi İslam'ın itikat, hukuk ve ahlak ilkelerine aykırıdır. Covid-19 pandemisi İslam'ın evrensel ilkelerinin insanlık için önemini ve değerini bir kez daha ortaya koymuştur.
Pandemi gibi olağanüstü koşullar yeni insanın veya gelecek insanının duygu inanç ve ahlaka ne kadar muhtaç olduğunu da göstermiştir. Pandemi sırasında çevrimiçi niteliğe bürünen birçok insani deneyimin her yerde aynı verimliliğe ulaşmamış olması ve kimi zaman insanların yeterince motive olamamaları, duygu inanç ve ahlaka ayrılması gereken gündemlerin önemli olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak açılış paneli ile birlikte toplam 21 ayrı oturumda 2 gün süreyle temel İslam ilimleri, din bilimleri ve insan bilimlerine ait tefsir, hadis, kelam, İslam hukuku, din felsefesi, İslam felsefesi, din psikolojisi, din sosyolojisi, din eğitimi, dinler tarihi, felsefe, sosyoloji ve psikoloji gibi birçok araştırma disiplininden pandemi sırasında ve sonrasında insanın artık ne olduğu nasıl yaşadığı ne tür ahlaki ilkelere dikkat etmesi gerektiği onu ne tür risklerin beklediği ve gelecekte nasıl bir yaşamın ortaya çıkabileceğine ışık tutulmuştur. Başarıyla tamamlanan sempozyumda ilim dünyasına önemli katkılar sunulmuştur.