-Dalıp dalıp gidiyorum.
-İçimde kıpır kıpır bir sevinç; inceden inceye bir hüzün
-Önümde, “Topçu ve Füze Yedek Subay Okulu’nun albüm kitabı… 45 yıl sonra sandığımdan çıkarttım.
-Polatlı’da “Topçu ve Füze Okulu”nu bitirişimiz hatırası adına hazırlanmış . 951. Tertip; 3. Bölük tekmili birden…
“SERVİ GİBİ UMUTLAR”INI AŞK GİBİ, SEVDA GİBİ YILLARI…
Şu geçen 15 Mart. Ama, 2017’ün 15 Martı değil; 1969’un 15 Martı.
“Lacivert yakalı” Topçu subayları olarak “kur’a”larımızı çekmişiz; Edirne’den Ardahan’a kadar.
Bavullarımızda “Askerlik Hatırası” olarak, “Topçu ve Füze Okulu Hatırası” albüm kitap…
Dün gibi.. Hayret…
Beş “Konyalı” kucaklaşarak ayrılıyoruz. Kısa dönem, bedelli filan değiliz. Altı oy okul; 18 Ay kıt’a; toplam iki sene… “Kimimiz nişanlı, kimimiz evli”…
İktisatı, Yüksek İslam Enstitüsü’nü, Eğitim Enstitüsü’nü bitirmişiz; rüzgar bizden yana; henüz “Servi gibi umutlar”ın ilk yıllarındayız.
ZARİF ŞAKALAR; YAŞAM BİÇİMİNİ “Tİ”YE ALMALAR…
“Topçu ve Füze Okulu Albümü”nü; tertip komitesi Polat Tokay, Atilla Gücüyener, Oktay İnselel, Ziya Tanalı, Hayri Ergun, Naftali Ervaron gizlice hazırlar. Dağıtılacak güne kadar kim için ne yazıldı, kimsenin haberi olmaz.
Polatlı’da altı ay gözlerler; alışkanlıkları, tutkuları, karakter özelliklerini, huylarını sularını… Sonra oturur yazarlar… Yazıyla arkadaşlarının portresini çizerler.
Takılmalar, zarif şakalar; yaşam biçimini “ti”ye almalar. Yıllar boyu hatırlama, hatırlarken bir tatlı ayrılık hüznü ile ince gülümsemeler için…
Topçu ve Füze Okulu’nun albümünde biz Konyalı beş kişiyiz; “samimi” olan beş kişi. Ahmet Atilla Gücüyener, Baha Öten, Ali Osman Koçkuzu, Ahmet Yurdakul, Seyit Küçükbezirci…
Bakar mısınız? Neler yazmışlar hakkımızda…
2678 A. ATİLLA GÜCÜYENER, KONYA
1943 İşletme İktisadi Enstitüsü
“ Bölüğümüzün başını çeken ilk dörtlüden biri olan arkadaşımız haşa disiplinsiz değildir. Ancak 1.90 cm boyunda birine 1.60 cm boyundakilerin ayak uydurması mümkün olmadığından kendisi dönem boyunca yürüyüşünü ayarlayamadığı gerekçesiyle herkesten fırça yemekten kurtulamamıştır.
Bam telleri fazla ve gergin olduğundan onu kızdırmak kolay, gönlünü almak ise işten bile değildir. “Esmer olsun da çamurdan olsun” kendisine mutlu bir yaşantı ye başarılar dileriz.”
***
2755 BAHA ÖTEN, KONYA 1943
Selçuk Eğitim Enst.
“Üşüttüğünden devamlı büzülen arkadaşımız için başta en büyük endişemiz boyunun bu gidişle kısalacağı idi. Ama dersler içeriye alınınca hepimiz bu üzüntüden kurtulduk. Uykuya karsı verdiği meydan savaşlarından ekseri yarı galip olarak çıkan arkadaşımız için kur'a torbasından sıcak bir bölge temenni eder hayatta mutluluk ve başarılar dileriz.”
***
2747 AHMET YURDAKUL, KONYA 1945
Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü
“Dershane koridorlarındaki hafif yolcu fasıllarının baş müdavimlerinden olan arkadaşımız kendi halinde, sessiz ve sakin olmayı seven bir kimsedir. Lâkin kendi sine kafa tutmaktan kaçınmanızı tavsiye ederiz. Zira arkadaşımız, duygun görünüşüne rağmen rivayete göre güreşçidir. Arkadaşımıza hayatta nice yağlı enseler ve başarılar dileriz.”
***
2870 ALİ OSMAN KOÇKUZU, KONYA 1937,
Yüksek İslam Enstitüsü
“Otuz ikinci kısmın en efendisi en ağırbaşlısı olan bu arkadaşımızın, en büyük meziyeti ağzından kötü bir tek laf çıkmamasıdır.
Arkadaş arasındaki konuşmalarında dahi beysiz konuşmayan, aynı zamanda mesleğinin verdiği olgunluğu her hareketinde belli eden, ve arazi derslerine elinde hep' siyah evrak çantasıyla giden arkadaşımıza kutsal görevinde başarılar dileriz”
***
2804 SEYİT KÜÇÜKBEZİRCİ KONYA 1942
Eskişehir İ.T.İ.A.
“Bölüğünün düşünen adamı. Akşamları koğuşun devamlı nöbetçisi. Arayan üçüncü kat koridorunun dip tarafında oturmuş sigara içip düşünürken kolaylıkla her an bulunabilir.
Tek vitamini sigarasıdır. Girme zahmetine katlansa “Olimpiyat sigara içme yarışını” rahatlıkla kazanır. Derlerde elli dakika sigara içmeden nasıl oturur şaşırır. Yaz kış sönmeyen içmeden nasıl oturur şaşırırız. Yaz kış sönmeyen “mangal” diyebiliriz.
Ekmek-yemek derdi yoktur. Üç öğün helva ekmek verin yeter”
***
ANLATA ANLATA BİTİRİLMEZ HATIRALAR
Herkes için "askerlik Hatıraları çok” “özel"... Bir ömür boyu anlatıla anlatıla bitirilemez. Uzun yıllar geçse de dün gibi anlatılır. “Yorulduk yahu” dene dene kadar, anlatılır.
Bize dönelim; “Topçu ve Füze Okulu” ndan Askerlik Arkadaşı" beş kişiye
"Teğmen" olarak terhis edildikten sonra döndük " Toprağımıza
Yıllar yel gibi geçti... "Rüzigâr" bazen kasırgalaşarak sert esti; bazen bir tatlı meltem oldu” Ahmet Atilla Gücüyener ticareti, yaylacılığı seçti. Baha Öten, Özel Güadoğdu Koleji’ni kurdu; Ali Osman Koçkuzu Dr. Doç, derken profesör oldu; Ahmet Yurdakul milli eğitim baş Müfettişliği’ni sürdürdü; Seyit Küçükbezirci’yi biliyorsunuz, “Yazı Denizlerinde elli beş yıldır dümen tutuyor.
Ahmet Atilla Gücüner ile Ahmet Yurdakul rahmetli oldu. Ali Osman Koçkuzu. Baha Öten, ben. Henüz "Bir namazlık saltanat"ımız olmadı. Ne zaman olur, Hüda bilir.
Önümde, “Topçu ve Füze Okulu”nun hatıra albümü; 45 yıldır saklayıp duruyorum.
Acaba Baha Öten de, Ali Osman Koçkuzu da hala saklıyor mu?
Hayırlısı olsun…