Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1200 kilometrelik güney sınır bölgesinden gelebilecek her türlü silahlı tehdide karşılık, geçtiğimiz yıl Fırat Kalkanı ve bu günlerde de Zeytin Dalı operasyonunu başlatmıştır. Türkiye bu operasyonları neden yapıyor? Bir ülke askerlerini savaşa neden gönderir? Güney sınır bölgesinden silahlı bir terör tehdidi ve yine bu bölgelerde, küresel güçler tarafından kullanışlı, koridor ve kukla devletçikler kurma girişimlerine de DUR demek için bu harekâtı başlatmıştır. Yani devletimizin bekası, milletimizin birliğine ve bölgemizin de huzuruna yönelik bir tehdidi sadece bertaraf etme girişimleridir.
Türk milleti bir asırdan beridir savaş yüzü görmemiştir. Allah bu millete tabii ki savaşlar yaşatmasın ve göstermesin! Fakat bir milletin milli birlik ruhuna, milli bilince, tam ve kâmil manada kavuşabilmesi için böyle gün ve olaylar mutlaka yaşanmalıdır! Böyle günler millet olarak test edilme tarihleridir! Bir milletin varlığı ve bekası adına, birlik ve kenetlenme günleridir! Savaşları tasvip ettiğimiz, onayladığımız da anlaşılmasın! Bu asil milletin tek hedefi ülkesi ve bölgesinde sadece ve sadece birlik ve huzur içinde yaşamaktır. Bu asil Milet yeryüzünde hükümdar olduğu tüm bölgelere sadece Adaleti, barışı ve huzuru götürmüştür. Dünya tarihi bunların canlı örnekleri ile doludur. Bu asil millet ve devletinin hiç bir millet ve devletin bir karış toprağında kesinlikle gözü yoktur!
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geçtiğimiz yıl yapmış olduğu Fırat Kalkanı ve şimdi başlattığı Zeytin Dalı Harekâtının Suriye devleti ve milleti zaviyesinden hedeflerine kabaca bir baktığımızda, karşımıza şu ilkeleri görmekteyiz! Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne tüm dünya devletleri tarafından bağlılık ve saygı! Suriye topraklarının herhangi bir parçasının pazarlık konusu yapılmaması! Suriye’nin hiç bir devlet ve terör örgütü tarafından iç işlerine müdahale edilmemesi! Suriye, BM sözleşmesi çerçevesinde dünyadaki ve bölgedeki rolüne yeniden kavuşması! Suriye halkının demokratik süreçler ve seçimler yoluyla kendi geleceğini belirleme ve hiçbir dış müdahale olmaksızın kendi siyasi, ekonomik ve toplumsal düzenini tayin etme hakkına sahip olması! Suriye’de Devletin ulusal birliği, toplumsal uzlaşmayı, sürdürülebilir ve dengeli kalkınmayı özerk makamların adil temsiliyle birlikte gerçekleştirmeye bağlı olduğu! Suriye halkına, ulusal kimliğe ve ülkenin tarihsel mirasına saygı, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele, gelecek nesiller için ulusal mirasın ve çevrenin korunması, ilkeleri, idealleri ve hedeflerine şahit olmaktayız.
Afrin Zeytin dalı operasyonu hakkında, kamuoyunda cılız da olsa aykırı ifade, sözlere ve paylaşımlara da şahit olmaktayız. Türkiye gibi ülkelerde hain ve devletine ihanet edebilecek bireyleri çok kolay bir şekilde bulur ve üretebilirsiniz. Neden ve nasıl olabilir? Bir kişi devletine ve milletine nasıl ihanet noktasında bulunabilir? 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişimi ve daha önceki darbeler dışarıdan birileri tarafından olmadığını, içimizdeki tipleri bizden, fakat çipleri dışarıda olanlar maharetiyle icra edildiğini de hepimiz biliyor ve hatırlıyoruz, değil mi? Herhangi bir Avrupa ülkesinde devleti ve milletine ihanet edeni çok zor bulabilirsiniz. Anadolu ve bu topraklar, Dünyanın kavşak ve merkez konumunda olmasından kaynaklı olarak elbette ki bir bedeli olacaktır. Bu asil millet yüz yıllardan beridir bu bedeli ödemektedir. Bu topaklarda yaşayan her bir Türk evladı bunun bilincinde ve idrakindedir! Devlet, Millet ve Milli bilinçte olmayan üç beş aklı evvelin bu konulardaki safsata paylaşımları da muhatabımız değildir. Dünyanın en asil milleti olan Türkler, ülkesinin ve bölgesinin selameti ve huzuru adına girişmiş olduğu bu askeri operasyonlara, top yekûn olarak, 80 milyon olarak bir bütün halinde her bir fert olarak askeri ve devletinin yanındadır.
Merhum, Milli şairimizin dizelerinde; Milli Birlik, Milli Ruh, Milli Bilinç, Milli Birlik, Zor ve sıkıntılı dönemlerde şahlanan Milli Mutabakatı, en güzel bir şekilde ifade ettiği gibi;
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez! Toplu vurdukça yürekler, Sineler, ONU TOP SİNDİREMEZ!