ANTALYA (AA) - Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sait Gönen, tiroit hastalığının dünyada ve özellikle de Türkiye'de en yaygın görülen endokrinolojik rahatsızlık olduğunu belirterek, "Türkiye'de toplumun yüzde 40'ı tiroid hastası veya hastalık riski taşıyor" dedi.
Endokrin Derneği, Avrupa Endokrinoloji Derneği ve Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneğinin işbirliği ile gerçekleştirilen "3. EndoBridge 2015 Kongresi" kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Gönen, tiroit hastalığının tanı ve tedavisiyle ilgili bilgiler aktardı.
Bu rahatsızlığın dünyada ve özellikle de Türkiye'de en yaygın görülen endokrinolojik hastalık olduğunu vurgulayan Gönen, "Türkiye'de toplumun yüzde 40'ı tiroit hastası veya hastalık riski taşıyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Gönen, 16 yıldır tuz iyotlama programı uygulandığını, ancak hala iyot eksikliğinden kaynaklanan guatrın toplumun önemli bir kesiminde görüldüğünü dile getirerek şu bilgileri aktardı:
"Okul çağındaki çocuklarda bile yüzde 30 oranında guatr bulunduğunu ortaya koyan çalışmalar mevcut. Öte yandan gebelik sırasında iyot alımının yetersizliği nedeniyle hamile kadınların ve bebeklerin sağlıklarının etkilenmesi günümüzde önemli bir sorundur. Hamile kadınlarda tuzdan yeterli miktarda iyot alınamaması halinde tıbbi iyot tedavisi düşünülmelidir."
Alınabilecek tedbirlerle riskin azaltılabileceğine işaret eden Gönen, "Sofra tuzunun iyodizasyonu dışında endüstriyel tuzun, ekmek ve suyun iyodizasyonu ve gübrelere iyot ilave edilmesi gibi tedbirler alınabilir" değerlendirmesinde bulundu.
-"Obezite sıklığı ABD'de yüzde 34 oranında"
Amerikan Endokrin Derneği Başkanı Prof. Dr. Lisa Fish ise obezitenin tüm dünyada artış gösterdiğine dikkati çekti.
Obezite sıklığının ABD'de yüzde 34 oranında olduğunu bildiren Fish, "Türkiye'de ve Avrupa'nın geri kalanında bu oran yüzde 23 iken Türkiye'de diyabet sıklığı ABD'den daha yüksek" dedi.
Her geçen gün hem obezite hem de diyabeti tedavi eden yeni ilaçların kullanıma girdiğini belirten Fish, bu ilaçların maliyetinin oldukça yüksek olduğunu ve birçok hastanın ilaca erişimde güçlük çekebildiğini bildirdi.
Fish, şunları kaydetti:
"Diğer tedavi seçeneklerine, insülin direnci fazla olan hastalarda insülinin sürekli verilmesini sağlayan insülin bantları veya insülin pompalarının kullanımı dahildir. Daha seyrek kullanılan bir başka müdahale ise midenin bir bölümüne by-pass uygulayan mide ameliyatıdır ve bunun sonucunda önemli bir kilo kaybı oluşur. Bu operasyonu geçiren hastalarda diyabet hastalığının iyileşme oranı yaklaşık yüzde 67'dir."
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Okan Yıldız da 23 ülkeden 440 katılımcı ve 45 konuşmacının yer aldığı kongrede diyabet, obezite, tiroit, kemik ve osteoporoz, hipofiz, böbrek üstü bezi gibi tüm hormon hastalıklarının ele alındığını bildirdi.
Dünya genelinde her yıl çok sayıda kadının şeker hastalığına bağlı yaşamını yitirdiğini ifade eden Yıldız, "Annenin 25 yaş üzerinde ve obez olması, daha önceki gebeliklerinde şeker yüksekliği bulunması, çoklu gebelik ve ailede diyabet öyküsü gebelik şekeri riskini artırmaktadır" uyarısında bulundu.
AA