ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'da yıllarca çeşitli şirketlerin kurumsal iletişim ile halkla ilişkiler müdürlüklerinde görev yapan 52 yaşındaki Serpil Seçkin Göçer, işsiz kalınca köyüne dönüp 10 dönümlük arazisine lavanta bahçesi kurdu.
Antalya'da yaşayan Göçer, geçen yıl kurumsal iletişim direktörü olarak çalıştığı kurum kapanınca işsiz kaldı. Bu süreçte zorluklar yaşayan Göçer, Isparta'nın lavantalarıyla ünlü köyü Kuyucak'ı ziyaret ettiği sırada turizmin başkenti Antalya'da lavanta yetiştirerek kendisine yeni bir iş sahası oluşturmaya karar verdi.
Kuyucak'ta bir süre kalarak buradaki köylülerden lavantanın nasıl yetiştirileceğini öğrenen Göçer, ardından Kepez ilçesi Odabaşı Mahallesi'ndeki nar ekili 10 dönümlük arazisinin toprak yapısının lavantaya uygun olup olmadığını inceletti. Toprağın yapısının lavantaya uygun olduğu belirlenince Göçer, nar ağaçlarını keserek 20 bin lavanta fidesi dikti.
Geçen yıl ocak ayında ekilen lavantalar, ilk yılında çiçek açarak tarlayı adeta mora boyadı.
Hasat ettiği lavantayı yağ olarak değerlendiren Göçer bu yıl daha da büyüyen bahçesini, fotoğrafseverlere ve vatandaşlara da açtı.
Bir yandan da hasat ettiği lavantaları demet yaparak kentteki çiçekçilere satan Göçer'in bahçesi, bir fotoğraf stüdyosunu andırmaya başladı. Öyle ki bahçesinde gelinlik ve damatlık giyen mankenlere katalog çekimleri yaptıran Göçer, acentelerle de irtibat kurarak lavanta kokulu bahçesini turistlere açmaya hazırlanıyor.
Göçer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, işsiz kaldıktan sonra hiç yılmadığını ve her Türk kadını gibi güçlü durarak kendisine yeni iş kolları oluşturmaya çalıştığını söyledi.
- "Odabaşı da Kuyucak gibi lavanta ile anılacak"
Isparta'daki lavanta bahçelerinden çok etkilendiğini dile getiren Göçer, şunları anlattı:
"Aklıma bu lavantaları Antalya'da yetiştirmek geldi. BATEM'de bunun ilk örneklerinin yetiştirildiğini gördük. Topuklu ayakkabılarımı çıkartıp, şalvarımı, lastik ayakkabılarımı giydim. Özel bir girişimci olarak Antalya'da lavantayı üreten ilk kişi olmak istedim ve bunu yetiştirmeyi başardım. İlk ektiğimizde '3 yıl ürün alamazsın' demişlerdi ama 4 ay sonra biz ürün aldık. Sanırım bu, kentin ikliminden ve toprağın verimliliğinden kaynaklandı. Çok şaşırdık. Çok güzel bakıyoruz. Kendimizdeki enerjiyi onlara aksettiriyoruz. Bu yıl da çok güzel açtılar. Bizim avantajımız Isparta'dan 20-25 gün önce lavantalarımız açıyor ve tarlalarımız mora boyanıyor."
Lavantaları ilk yetiştirdiği yılda bazı köylülerin "Bu çiçekler yeniyor mu? Çayı mı yapılıyor?" diye kendisine sorular sorduğunu aktaran Göçer, "Lavantayı öğrenen, tanıyan ve ticari değerini gören komşu köylülerimiz de bu yıl ekmeye başladılar. Odabaşı da inşallah Kuyucak gibi ileride lavanta ile anılacak. Antalya deyince akla deniz, kum ve güneş geliyor. Antalya'nın arka bahçelerinde başka güzellikler de var. Acentelerle görüşüyoruz, buraya yakında turistleri getirmeye başlayacağız." ifadelerini kullandı.
Şehir yaşamının stresli, lavanta bahçesinin ise huzurlu olduğunu belirten Göçer, şöyle devam etti:
"Sabah ve akşamları kuş sesleri eşliğinde lavantalar en güzel renklerini bize sergiliyor. Çok huzurlu. Şehir hayatını bıraktığım için çok mutluyum. Kadınlara da bir tavsiyem var. 'Ben bunu yapamam, başaramam' diye düşünmesinler. İstedikten sonra her şeyi yaparlar. Tek başına proje üretip hayata geçirebilirler. Yeter ki istesinler ve inansınlar."