Torku Arena'nın kralı
İlk yarıyı fazla anlatıp hem sizin hem de kendi canımızı sıkmak istemiyorum. Sadece kadro konusunda, Aykut Kocaman'ın Rangelov tercihini yadırgadım. Geldiğinden beri O da Rangelov'un bu takımda oynayamayacağını büyük ihtimalle anladı. Ama Marica'nın olmaması, Hasan Kabze'yi destek kuvvet ve joker olarak değerlendirmesi ve en önemlisi Ömer Ali'den haklı olarak vazgeçememesi nedeniyle yine O'nu oynattı.
İlk yarıdaki vasat futbolun asıl sebebi tabiki kadro tercihi değil Aykut Kocaman'ın her zamanki gibi temkinli, rakibi ölçüp biçen futbol anlayışıydı. Sonuçta rakip de 20 puan ile gelmiş Mersin İdman Yurdu'ydu. Rıza hoca da ilk yarı risk alıp o harika stadyumun çimlerine 45 dakikada gömülmek istemedi.
İkinci yarı bazı takımlara neden "şiir gibi futbol oynuyor" dendiğini uygulamalı olarak gördük. 10 dakika geçmeden Rangelov-Djalma değişikliğini yapan Kocaman Mersin savunmasını çökertti. Şiir gibiydi futbol. Yer yer serbest şiir gibi coşkulu, zaman zaman aruz vezni gibi düzenli akınlar yaptılar. Djalma ve Ömer Ali sürekli yer değişerek Hasan Kabze'ye boş alan oluşturdu. Çamdalı ve İnceman da kanatları besleyince golün gelmesi kaçınılmazdı. Kornerden Selim'in attığı gol, harika hücum futbolunun bir savunmacıya hediyesiydi. Djalma kilidi açan adamdı, kapıdan ikinci giren Hasan Kabze de Konyaspor için daha çok iş yapacağını gösterdi. Geçen haftaki Akhisar beraberliğinden sonra herkes, Torku Konyaspor'u eleştirirken benim "Konyaspor bu futbolla Mersin'i de Galatasaray'ı da yener" dememi yadırgamıştı. Futbolcular Torku Arena'da Aykut Kocaman'ın kral, kendilerinin de O'nun direktiflerini yerine getirip futbol dersi veren has adamları olduğunu gösterdi.
Umarım Galatasaray maçını da kazanıp yazdıkları futbol şiirini tüm Türkiye'ye okurlar. Bu arada ben de fena sükse yaparım.