Toroslar'ın "şair" demircisi Aşık Mehmet

Karaman'ın Sarıveliler ilçesinde demircilik mesleğini 39 yıldır sürdüren 65 yaşındaki Mehmet Çetin, evinin altındaki küçük atölyesinde hem çalışıyor hem de şiir yazıyor- Demirci Çetin:- "Dükkanımda demir döverken hayaller kurdum, düşündüm, şiir yazdım. Za

KARAMAN (AA) - Karaman'ın Sarıveliler ilçesinde demircilik mesleğini 39 yıldır sürdüren, şiirleri dolayısıyla "Aşık Mehmet" olarak bilinen 65 yaşındaki Mehmet Çetin, evinin altındaki küçük atölyesinde hem çalışıyor hem de şiir yazıyor.

Toros Dağları'nın eteğindeki ilçede doğup büyüyen Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yaşında bir demirciye boş zamanlarında yardım etmeye başladığını söyledi.

Yalnız olduğu bir gün iş yerindeki çelik parçasından bıçak yaptığını anlatan Çetin, "Çok emek çekmiştim, heyecanlıydım. Ustamın gelip yaptığım bıçağa sap takmasını bekliyordum. Geldi, bıçağa baktı ve 'eğri' diye attı. Çok üzüldüm, utandım. Kekeme olduğum için iyice tıkandım. O zaman kendime 'Bir gün bu işi yapacağım' diye söz verdim." şeklinde konuştu.

Askerden gelince evinin altına atölye açtığını belirten Çetin, şöyle devam etti:

"1980 yılıydı. Malzemeleri aldım, çocukluğumdaki gözlemlerimle çalışmaya başladım. Tam anlamıyla bir çıraklık-kalfalık dönemi yaşamamıştım. Sadece boş zamanlarımda komşumuza yardım etmiştim. Nal çivisi yapmaya çalıştım. Saatlerce uğraştım olmadı. Kapattım dükkanı, benden 5 yaş küçük bir demirciye halimi anlattım. Yanına kabul etti. Birkaç ay çalıştım. Ustam bana bir gün 'Artık burada çalışmana gerek yok, kendi dükkanına git.' dedi. Bugün bile kendisini gördüğümde önünde saygıyla eğilirim. O zamandan bu yana çalışıyorum. Bıçak, tahra, nacak, çapa, keser, nal ve mıh gibi malzemeler yapıyorum. İşler yavaşladı, bizim ürünlere talep yok. Çapa motoru çıktı eşek, katır kalmadı. Onlara ihtiyaç kalmayınca nala, mıha da ihtiyaç yok. Motorlu testereler çıktı, tahraya, baltaya ihtiyaç kalmadı."

Çetin, ilçede 5 demirci daha olduğunu dile getirerek, "Onlar genç. Teknolojiyi takip ediyor, seri üretim yapıyorlar. Ürünlerimin hepsi el emeğiyle yapılıyor. Özel siparişler oluyor. Bıçaklarımızın sapı boynuzdan. Bunu herkes yapmıyor. Körüğümüzü elimizle çekiyoruz. Çeliği ocakta kor haline getirip, döve döve şekil veriyoruz. Yağmasa da damlıyor. Yıllarca bu işten geçindim. Oğullarım bu işi yapmıyor. Ölürsem burası böylece kalır ama bir şikayetim yok." ifadelerini kullandı.

- "Yaşadıklarımı mısralara döktüm"

Zorlu bir hayat geçirdiğini, yaşadıklarını mısralara döktüğünü anlatan Çetin, şunları kaydetti:

"Yaşadıklarımı kendi çapımda dizelere döktüm. 8 yaşında aşık oldum. İlk şiirimi ona yazdım. Çok kar vardı, okula gittim, baktım sevdiğim kız o gün gelmemiş. Hemen ona 'Çizmemi giyemedim ben. Yoluma gidemedim ben. Öyle bir derde düştüm, yarimi göremedim ben.' dizelerini yazdım. 8 kardeştik, babam gurbette öldü. Öksüz kalınca babama şiir yazdım. Dükkanımda demir döverken hayaller kurdum, düşündüm, şiir yazdım. Zamanla bunlar birikti, bir kitapta topladım. Kitabımın ismi 'Ağlayan Aşık.' Şiir yazmayı, okumayı çok severim. Bu yüzden beni 'Aşık Mehmet' olarak bilirler. Biraz kekemeyim ama şiir okurken bu kekemelik kayboluyor."



Kültür Sanat Haberleri

Afyon kaymağı ve bal Güney Kore’de
Milli Kütüphane'nin ikizi dijitalleşti: 25 milyon poz aktarıldı
11! Bir Film Hadisesi: Yılın Merakla Beklenen Filmleri Vizyondan Önce Seyirciyle Buluşuyor
Turistik Doğu Ekspresi yeni sezonun ilk seferine çıktı
2024'ün kelimesi açıklandı: Kalabalık Yalnızlık