ANKARA (AA) - AHMET SERTAN USUL - İlk kadın milletvekillerinden, "Satıkadın" olarak da anılan Satı Çırpan'ın, muhtarı olduğu Kahramankazan'ı ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk'ü karşılarken giydiği bindallısı ve taktığı kemeri, torunları tarafından özenle korunuyor.
Çırpan, 1890'da Kahramankazan'da doğdu. Türk kadınına 5 Aralık 1934'te seçme ve seçilme hakkının verilmesinin ardından yapılan seçimlerde Meclise girdi ve Türkiye'nin ilk kadın milletvekillerinden oldu. Ankara milletvekili olarak 1935-1939 yıllarında görev yapan Çırpan, seçilen 18 kadın arasında yer aldı. Satıkadın, 19 Mart 1956'da hayatını kaybetti.
Satıkadın'ın torunu Zekai Çırpanoğlu, babaannesinin Atatürk ile tanışmasının ve milletvekili olmasının hikayesini, Kahramankazan ilçesindeki Satıkadın Müze Evi'nde AA muhabirine anlattı.
Atatürk'ün, yaveri ve arkadaşları ile 1934'te İstanbul'a giderken Kahramankazan'a uğramaya karar verdiğini belirten Çırpanoğlu, haberi alan köylülerin hazırlık yaptıklarını aktardı.
Çırpanoğlu, Satıkadın'ın o dönem Kazan köyünün muhtarlığını yaptığını ifade ederek, "Atatürk, yaveri ve Afet İnan ile nahiyemize gelmiş. Atatürk'ü görmek ve karşılamak için bütün vatandaşlar orada toplanmış. İkram etmek için ayran hazırlanmış ama köylüler biraz çekingen oldukları için yanına gidememiş. Babaannem 'Atatürk'ten çekinilir mi' diyerek yanına gitmiş, bakraçtan doldurduğu ayranı ikram etmiş." diye konuştu.
Atatürk'ün bu esnada babaannesi ile sohbet ettiğini dile getiren Çırpanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Babaanneme kim olduğunu sormuş. O da 'Paşam, ben Kazan köyünün muhtarıyım.' diye cevap vermiş. Ağaların, erkek hegemonyasının hakim olduğu devirde bir kadının muhtar olması Atatürk'ün hoşuna gitmiş. Babaanneme 'Kaç yaşındasın?' diye sormuş. Babaannem de '1919 doğumluyum' demiş fakat 1919 doğumlu olabilmesi için o yılda 15 yaşında bir kız olması gerekiyormuş. Atatürk, karşısında deneyimli ve olgun bir kadın olduğunu gördüğü için 'Şaşırmış olmayasın, 1919 doğumlu olduğuna emin misin?' diye sormuş. Babaannem de 'Paşam, siz Samsun'a çıkmadan önce biz yaşamıyorduk ki!' diye cevap vermiş."
Çırpanoğlu, Atatürk'ün bu sözlerden çok memnun kaldığına işaret ederek, "Satıkadın ile diyaloğunun ardından yanındaki Afet İnan'a dönüp, 'Mecliste Türk kadınını temsil edecek kişiyi bulduk' demiş. Yaveri babaannemin ismini bir kağıda not etmiş ve oradan ayrılmışlar." dedi.
Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin ardından yapılan ilk genel seçimde babaannesinin milletvekili seçildiğini kaydeden Çırpanoğlu, "Kazan köyünde yaşayan ve muhtarlık yapan Satıkadın, milletvekili olmasının ardından Atatürk'ün devrimlerine ayak uydurarak, Türk kadınını medeni şekilde TBMM'de temsil etmiş. Komisyonlarda yer almış. Anadolu kadınının ruhuyla Meclise gelen tüm kadınlara yardım etmiş." ifadelerini kullandı.
- "Adı tarihi belgelerde 'Satı' ve 'Hatı' olarak geçiyor"
Çırpanoğlu, babaannesinin milletvekilliği yaparken köylü kadınların dertleriyle dertlendiğini ve Mecliste sorunlarına çözüm aradığını vurguladı.
Atatürk'ün, Meclise girdikten sonra babaannesine "Hatı" ismini verdiğini belirten Çırpanoğlu, "Atatürk, babaanneme güçlü ve cesur Türk kadını anlamına gelen 'Hatı' adını vermiş, böyle hitap etmiş. Bu yüzden adı tarihi belgelerde 'Satı' ve 'Hatı' olarak geçiyor." bilgisini paylaştı.
Satıkadın'ın Atatürk'ü karşıladığı sırada giydiği bindallıyı ve taktığı kemeri özenle koruduklarına dikkati çeken Çırpanoğlu, "Babaannemin emanetine gözümüz gibi bakıyoruz. Atatürk'ü karşılarken giydiği bindallısını ve taktığı kemeri özenle saklıyoruz. Aile büyüklerimizden aldığımız bu emanetleri bizler de torunlarımıza bırakacağız ve Satıkadın'ın hatırasını yaşatacağız." şeklinde konuştu.
- "Bindallının ailemiz için çok büyük manevi değeri var"
Zekai Çırpanoğlu'nun oğlu Selim Çırpanoğlu da çocukluğunun 2014'te müze haline getirilen Satıkadın'ın evinde, babaannesinin hikayeleriyle geçtiğini anlattı.
Selim Çırpanoğlu, Satıkadın'ın Atatürk'ü karşılarken giydiği kıyafetlere ilişkin şu bilgileri verdi:
"Büyükannem, Atatürk'ü karşılarken giydiği bindallısını, o dönemde gelin olacak maddi durumu elverişsiz kızlara giymeleri için verir daha sonra tekrar alırmış. Böylece birçok genç kız bu bindallıyı giyerek gelin olmuş. Bu bindallının ailemizde çok büyük manevi değeri var. Bizler de Türk kadınının seçme ve seçilmesinde öncü isimlerden Satıkadın'ın hatıralarına sahip çıkarak, anısını yaşatmak istiyoruz."