Trafik ve ahlak

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

 

Ülkemizde trafik kazaları büyük can ve mal kayıplarına sebep olan ciddi bir sorundur. İşte bu sebeple 16–18 Mayıs 2012 tarihlerinde Ankara-Ato Kongre Merkezinde 3. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu düzenlendi. Bu sempozyumda 50’ye yakın bildiri sunuldu ve tartışıldı. Maalesef her yıl ülkemizde on bini aşkın kişi trafik kazalarında can vermekte, yüzlerce kişi de ya yaralanmakta ya da sakat kalmaktadır. Mal kayıpları hakeza.. Bu sebeple trafik sorunları ciddi bir mesele, ülkemiz açısından.

Türkiye’de meydana gelen trafik kazalarının sebepleri arasında birçok şey sayılabilir. Ama unutulmamalıdır ki, hepsinin başında insan ve insan hatası gelmektedir. İslam, insana büyük bir değer atfeder. Akıl, can ve mal emniyeti dokunulmaz haklar arasındadır. Bu sebeple, insana saygıyı temel alan haklara riayet etmek, İslam’ın olmazsa olmaz ilkelerindendir. Her sürücü kendi güvenliğini düşündüğü kadar, yolcuların ve yayaların da güvenliğini düşünmesi gerekir. İşte ben bu makalede yolların standartları, arabaların periyodik bakımı, trafik kurallarına uymanın öneminden ziyade –ki bunlar da çok önemlidir- trafik-ahlak ilişkileri üzerinde durmak istiyorum.

Ahlak, doğrudan insan davranışlarıyla ilgilidir. Onun konusu, iyi ve kötü insan davranışlarıdır. Bu açıdan, insan üzerinde bilgi ve bu bilgiyi üreten akıldan ziyade, güçlü bir dindarlığın etkileri vardır. Daha doğrusu insan üzerinde yaptırım gücüne sahip olan din ve bu dinden kaynaklanan ahlak anlayışıdır.

Ahlaklı bir sürücü, hem kendisine ve hem de diğer insanlara saygılı, hak ve hukukun ne olduğunu iyi bilen bir kimsedir. İnsanların istirahat ettiği bir saatte korna çalmaz ya da aşırı ses yapsın, gürültü kirliliği oluştursun diye arabasının ekzosunu sökerek cadde ve sokakları yarış pistine çevirmez. Çünkü gece ve sabahın ilk saatlerinde evinde istirahat eden ya da hasta yatağında kıvranan kimseler vardır. Unutulmasın ki İslam’da affedilmeyen günahlar arasında kul hakları gelir.

Ana yollarda yük taşıyan kamyon sürücüleri, diğer arabaları ezilmesi gereken böcek gibi görmemelidir. Maalesef kimi sorumsuz sürücüler seyahat ettiği yolda ya diğer arabalara yol vermemekte ya da onları sıkıştırarak kaza yapmalarına sebebiyet vermektedirler. Bu tür davranışlar, İslamlığa ve insanlığa sığmayacak kadar deni hareketlerdir. Yollar kamunun ortak kullanım alanlarıdır. Herkes birbirine saygılı olmalıdır. Herkesin bu yollarda kurallara uymak suretiyle seyahat etme özgürlüğü vardır.

Trafik, asla öfke, dikkatsizlik ve gafleti affetmez. Bu sebeple sürücülerde bulunması gereken iki ahlaki ilkeden birisi hilm, bir diğeri de sabır ahlakı olmalıdır. Hilm, insanın öfkesini iyi yönetme ahlakıdır. Hilmin zıddı, cehildir. Cehil ise, öfke patlamasıdır. Öfke ise, aklı baştan alır. İnsanın başına ne gelirse, öfkesini iyi kontrol edememekten gelir. Bu sebeple de sabır ve teenni ahlakı kuşanılmalıdır. Öfkeyi iyi yönetme eğitimi, sadece ailede şiddeti önlemede değil, öfkesini iyi kontrol edemeyen sürücüler için de geçerlidir. Sürücülerin trafikte yol açtığı psikolojik ve fiziksel şiddet, çocuklara ve kadınlara yönelen trafik şiddetinden daha az değildir. Dolayısıyla, sürücü belgesi almadan öfke kontrol merkezlerinde sürücüler de eğitimden geçirilmelidir.

Trafiğe çıkan her sürücü duygudaşlık yapmalıdır. İslam’da; “zarar yoktur, zarara karşılık vermek de yoktur” ilkesi, trafikte de uygulanmalıdır. Maalesef trafik kazalarının % 60’ı alkol ve uyuşturucu kullanmak yüzünden meydana geldiği ifade ediliyor. İşte benim aklım bu işe ermiyor. Nasıl oluyor da bir insan alkol ya da uyuşturucu alarak trafiğe çıkabiliyor? Bunun adı düpedüz intihar girişimidir. Bu intihar hem kişinin kendisine yönelik ve hem de diğer insanlara yöneliktir. Dinimiz haksız yere cana kıymak en büyük günahlar arasında sayılır. Bir mü’min, kendi hayat hakkına saygılı olduğu gibi, başkalarının hakkına da saygılı olmalıdır. Bundan dolayı İslam akıl, can ve mal güvenliğine büyük önem vermiştir.

Yüce Allah’ın en güzel isimlerinden birisi “er-Ragîb”tir. Rakîb, gözetleyip kontrol eden anlamına gelir. “Allah, her şeyi gözetmektedir.” (33/Ahzap 52). Yüce Allah, mülkünde gizli ve açık, helal ve haram, meşru ve gayr-i meşru, yasal ve yasal olmayan kullarının her türlü yaptıkları şeylere muttali olur. O, kullarının yaptığı şeyleri gözetlemektedir. Hatta onların kalplerinden geçen ve henüz dillerine ve davranışlarına dökmedikleri düşüncelerini bile bilir. Allah’ın murakabesinde olduğuna inanan bir sürücü, polis radarından önce, ilahi radarı hesaba katmalıdır. Bu sebeple de hayatının her alanında gerek sekenatında ve gerekse harekatında açıklar vermemeye dikkat etmelidir. Unutmayalım ki trafik kuralları da, birçok deneyimin sonunda geliştirilmiştir. Bu sebeple her Müslüman aleyhine ve lehine olan şeyleri bilmede trafik fıkhına sahip olmalıdır.

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.