Daha evvel de birkaç kez yazdım, bu trafik meselesini...
Abi falanca yoldan her gün giden birisisiniz. Günlerden bir gün hoop trafik polisi durduruyor. Hızlı gidiyordun, ver bakalım 230 lira, radara yakalandın...
Yav arkadaş ben her gün bu yoldan aynı hızla gidip geliyorum. Hemen herkes de aynı şekilde gidiyor, bu ceza da nereden çıktı şimdi diyorsunuz? Burada uygulama yapıyoruz deniliyor. Peki yarın?
Yarın da burada uygulama yapacak mısınız?
Hayır...
Yarın eski hamam eski tas devam yani...
Bugün yediğimiz ceza yanımıza kar yani...
Aynen öyle. Tam bir tombala... Sana çıktı!
Yarın da başka bir yolda birilerine cezalar kesilecek! Yarın da başka birilerine çıkacak tombala! İşte karşı olduğum şey bu.
Falanca yoldan şu hızın üzerinde gidenlere ceza kesilecek denilmeli ve o tarihten itibaren o yolda anılan hızı geçen herkese, istisnasız ceza yazılmalı. Buna kimse karşı çıkamaz ve bir süre sonra da zaten millet yavaş gitmeye alışır, mecburen!
Oysa burada radar ekibi şehri geziyor. Bugün burada, yarın başka yerde bahtına kim çıkarsa...
Yahu kardeşim, bir şey suçsa ve ceza gerektiriyorsa o suçu işleyen herkese ceza yazılmalı. Uygulama yapılan günleri biz nereden bileceğiz. Veya tam bana cezayı yazdınız, üç dakka sonra da uygulamayı bitirdiniz, çektiniz gittiniz. Dört dakka sonra aynı benim gibi hızlı birisi daha geçti oradan. Onun cezası ne olacak? Bir iki dakka geç gelmeyle cezadan yırttı öyle mi? Böyle bir uygulama hangi adam gibi kriterle açıklanabilir ki!
Öte yandan hükümetlerimiz her sene trafik cezalarını güya caydırıcı olsun diye artırırlar. Eğer maksadınız caydırıcılıksa, bu tombala çekerek olmaz. İnsanımızın gözü karadır, risk alır ve basar gaza. Caydırıcılık, süreklilikle olur. Cezanın miktarı az veya çok önemli de değildir. Sürekliliktir önemli olan. Yani insanımız riski göze alamayacak. Bilecek ki basarsam gaza yerim cezayı diyecek. Hem de kesinlikle emin olacak. Bak bakalım trafik suçu işleyen çıkar mı?...
Yok efendim, maksat caydırıcılık değil, devlet bütçesine mütevazi bir katkı sağlamaksa tombalaya devam. Hatta biraz abartarak devam edilmeli ki şöyle kallavi bir miktarı Maliye Bakanlığımızın kasasına indirelim. Devletimiz güçlensin, memuruna işçisine daha çok maaş verebilsin!..
Hızlı giderek radara yakalananlara değil sadece, şehirde farklı mekânlara farklı zamanlarda park edenlerin de başına gelmekte bu tombala hadisesi. Birileri, artık kim ise bir karar almalı ve zart diye uygulama adı altında tuttuğuna ceza yazmaktan vazgeçmeli. Bu işin de bir prosedürü olmalı. Ceza yiyeceğini bilerek kimse kuralları çiğnemez bu ülkede. Boşluklar olmasa...
Yazının sonunda belirtmekte fayda gördüğüm bir hususu da sizlerle paylaşmalıyım. Bu yazımız Konya Emniyet Müdürlüğü’nü veya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nü rencide etmek için değil, bilakis onlara da bu mevzuda kafa yormaları maksadıyla yazılmıştır. Kanunun veya yasanın ne yazdığını değil, insanlığın neyi gerektirdiğini dile getirirken kimseyi üzmek istemeyiz. Bilvesile ilgililere selam...