Trump’un nereye koştuğuna bakmak ve anlamak için; ABD’nin geçmişteki başkanlarına ne yaptırdıklarına, 1980 yıldan beri bölgemizdeki stratejisine ve operasyonlarına bakmak gerekir.
Büyük resmi görebilmek için, puzzlenin küçük parçalarını birleştirmek gerekir.
ABD’nin dış politikasını, ekonomi çevreleri (finans), istihbarat, Pentagon (silah sanayi), İsrail Lobisi ve İslam düşmanlığı şekillendirir.
Seçimlerden önce, seçilecek başkanları da bunlar belirler. Bunlardan hangileri baskın (dominant) gelirse ona uygun adayı ön plana çıkarırlar. Başkan seçildikten sonra da işin peşini bırakmazlar ve kendi aralarında mücadeleye devam ederler.
ABD’de Trump’a kadar, etkin çevreler arasında kıran kırana bir mücadele yaşanmazdı. Tüm çevreleri gönülleyen orta bir yolda uzlaşırlardı. Fakat son ABD başkanlık seçiminde uzlaşamadılar.
Bu seçimde baştan anlaşamadılar, çünkü 15 Temmuz başarıyla sonuçlanmadı. 15 Temmuz’un başarısızlığı aralarındaki ortak planı, büyük planı bozdu. Çünkü, bölgemizin ve Türkiye’nin şartları değişti. Bölgede o zamanlar Eski Türkiye, şimdi Yeni Türkiye var.
Bölgenin şartları konusunda, büyük oyuncu olarak; Türkiye, İran, Rusya ve Çin var, İpek Yolu Projesi var. Trump nereye koştuğunu kendisi de bilmiyor ve tribünlere oynuyor. Neden tribünlere oynadığını da en iyi kendisi biliyor.
KUDÜS ÜÇ DİNİN MERKEZİDİR, kutsalıdır. KUDÜS’e sahip çıkmak, korumak Yüce Allah’ın ‘emrettiği şekilde’ inananların hakkı ve görevidir. Trump, o toprakların sahibi, emlakçısı mıda ‘ulufe’, ‘ikta’ dağıtıyor.
Köşeye sıkışan kedi cırmalar. Köşeye sıkışan insan da ‘tırmalar’. Sağa, sola saldırır, işleri karman çorman ve içinden çıkılmaz hale sokar. Trupm, ülkesi içerisinde kendisine saldıran kesimleri de şaşırtan bir kararı açıklamıştır. ‘Al! Öyle olmaz böyle olur’ demiştir.
İslam coğrafyasında 1400 yıldır, bir ülke yıkılırken sessiz sedasız yıkılır gider. Bir başka ülkeye saldırmaz, onları da batırmaz. Batılılar batarken dünyayı ayağa kaldırırlar. Kurtulmak, zaman kazanmak için başkalarının da huzurunu kaçırırlar ve ‘benden sonrası tufan’ derler.
Trump, ‘KRAL ÇIPLAK’, ‘CAMBAZA BAK CAMBAZA’ ve üç maymuna oynuyor. Bölgemizde ve kendi ülkesinde öncekilerin oluşturduğu ‘kör yumağı’, ‘kor ateşi’ kucağından atmak ve zaman kazanmak için ‘KUDÜS’ açıklamasını yaptı.
ABD’de bir Demokrat Partili gelir, ardından Cumhuriyetçi başkan gelir ve her biri iki dönem başkanlık yapar giderler.
ABD, Cumhuriyetçilerde farklı, Demokratlarda farklı strateji izler. Cumhuriyetçilerle operasyon, demokratlarla düzenleme yapılır. Cumhuriyetçilerin döneminde saldırı, müdahale, operasyon yaparlar. Oluşan ABD düşmanlığını Demokrat başkanlar döneminde tamir ederler.
15 TEMMUZ darbe girişimin başarısızlıkla sonuçlanmış olması, başta ABD olmak üzere; ABD içerisindeki derin güçlerin, İsrail’in ve AB ülkelerinin planlarını bozdu. Başarıyla sonuçlansaydı, ABD seçimlerinin sonucunu da farklı olacaktı.
Eğer başarılı olsalardı, bölgemizde 30-40 yıldır yaptıkları operasyonları sonuca bağlayacak düzenlemeleri suya sabuna dokunmadan uygulayacaklardı. Planları tıkır tıkır işleyecekti.
15 Temmuz darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanınca, yukarıda saydığımız çevrelerin, ülkemizdeki işbirlikçilerinin, FETÖ/PDY’nın, güneyimizdeki terör örgütlerinin ve İsrail’in planı ‘suya düştü’. Yeni bir planla yeni bir yola girdiler.
İşte, Trump’un geldiği günden beri ABD içerisinde ve bölgemizde yaşananların esas nedeni budur. Masa başında yapılan planlar çoğu zaman, saha da hengameye uğrar ve birebir sonuç vermez.
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
‘Korkma, çekinme,üzülme, hüzünlenme ye'se kapılma Allah bizimle beraberdir'
Onların planlarını; 15 Temmuz akşamı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Halkımı sokağa meydanlara davet ediyorum!’ çağrısına uyarak, tankın, topun, tüfeğin önünde siper eden cesur, kahraman HALKIMIZ, GENÇLERİMİZ bozmuştur.
Kudüs’ü başkent yapmalarına şiddetle karşı çıkma konusu, tüm Müslümanların, tüm halkımızın, tüm siyasi partilerin, STK’ların ortak sorunudur. Bu konuda ülkemizde, hiç kimsenin hassasiyetinden şüphemiz yoktur.
Fakat bölgemizde eleştirilen, hassasiyetinden şüphe duyduğumuz bazı ülkeler var. Bunlar kuyruğu zamanında onlara kaptırdılar. Onların ipi yıllardır İsrail ve ABD’nin elindedir. Trilyon dolarları Müslüman la paylaşmaz ve onlara kaptırırlarsa olacakları durum budur. Bu ülkeleri eleştiren kardeşlerimiz haklıdır.
Sonuç olarak; İsrail geri adım atmaz ise bölgemizde uzun yıllar sürecek bir mücadele dönemi başlamış olacaktır. Suya düşen 30-40 yıllık planlarının devamı, alternatifi yeni bir planı devreye sokacaklar.
Kasım ÇAKIR-Memleket Gazetesi