Tüm başkanlık seçimlerinin kazananını 1984 yılından beri doğru tahmin eden Amerikan Üniversitesinde Profesör Allan Lichtman, "Bir bilim adamı olarak benim yaptığım iş bilimsel bir temele dayanıyor. Yoksa kişisel olarak Trump'ın, hem ABD hem de dünya için tehlikeli olabileceğini düşünüyorum." dedi.
Başkent Washington'daki Amerikan Üniversitesinde siyaset tarihi dersleri veren Lichtman, 1984'ten bu yana olduğu gibi bu seçimlerde de doğru tahminde bulunmasının arka planını anlattı.
ABD'de neredeyse tüm medya kuruluşları ve anket firmaları ülkenin 45. başkanının Demokrat aday Hillary Clinton olacağını söylerken Lichtman, "kesinlikle" Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın başkan seçileceğini iddia etmişti.
- "Aslında her seçim, yönetimin icraatlarının bir değerlendirmesidir"
1981 yılında geliştirdiği bilimsel yöntemle 1984 yılından başlayarak ABD'deki başkanlık seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve şu ana kadarki tüm kazananları doğru tahmin eden Lichtman, "Aslında her seçim, yönetimin icraatlarının bir değerlendirmesidir. Bu icraatlara bakarak gelecek seçimlere ilişkin bir fikir çıkarmaya çalışıyorum." diye konuştu.
Lichtman, yöntemini 1984’ten 2012’ye kadarki tüm seçimlere uyguladığını ve işe yaradığını belirterek özellikle mevcut başkan Barack Obama'nın ikinci dönemine ilişkin önemli sorunlar olduğunu ve toplumun bunları gördüğünü dile getirdi.
- "Demokratların çok fazla kırılgan ve zayıf yönleri vardı"
Demokratların çok fazla kırılgan ve zayıf yönlerinin olduğunu ve Beyaz Saray’daki partinin kırılganlıklarının Trump gibi bir adayın önünü açtığını kaydeden Lichtman, özellikle ikinci Obama döneminde kayda değer politikalar üretilemediğini, dış politikada da ilk dönemindeki Usame bin Ladin’in öldürülmesi gibi bir olayın yaşanmadığını söyledi.
Lichtman, seçimlerde, Demokrat aday Hillary Clinton'ın, John F. Kennedy veya Franklin Roosevelt gibi "insanlara ilham kaynağı olan bir aday" olmadığını vurgulayarak "Bunların hiçbiri Donald Trump’ın işi değil ve onunla ilgisi de yok. Aslında baktığınız zaman Clinton, Trump’la tüm canlı yayın tartışmalarını kazanmıştı." ifadelerini kullandı.
- Anketleri ve yorumcuları takip etmiyor
Amerikalı Profesör Lichtman, anketlerin tahmin olmadığını belirterek "Ben pek anketlere bakmam. Arkasında bilimsel bir araştırma yoktur, sadece anlık fikir verir. Aynı şekilde TV yorumcularını da pek takip etmem. Çünkü onlar da anketlere göre konuşurlar. Eğer onları dinleseniz size Trump’ın ne kadar kötü kampanya yönettiğini anlatırlar. Ama o Trump seçimleri kazandı." dedi.
Yaptığı işin ve yönteminin bilimsel bir çaba olduğunun altını çizen Lichtman, "Bir bilim adamı olarak benim yaptığım iş bilimsel bir temele dayanıyor. Yoksa kişisel olarak Trump'ın, hem ABD hem de dünya için tehlikeli olabileceğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
- Yöntemi iki partili sistemlere daha uygun
Yönteminin iki partili sisteme uygun olduğuna işaret eden Lichtman, yöntemin başka ülkelerde değişiklikler yapılmadan birebir uygulanamayacağını söyledi.
Allan Lichtman, ilk kez mayıs ayında yaptığı tahminle gündeme gelmişti. Lichtman, henüz o tarihlerde Cumhuriyetçi Parti adayının kim olacağı bile belli değilken, partinin adayı olmak için yarışan çok sayıda kişi arasından Donald Trump'ın sadece aday değil, ABD Başkanı seçileceğini de söylemişti.
- 13 aşamalı doğru-yanlış yöntemi
Lichtman'ın yöntemi, anketlere, demografiye ya da eyaletlerin analizlerine dayanmıyor. Model, bunların yerine mevcut durumda başkanlığı elinde bulunduran partinin performansına dayalı olarak 13 aşamalı bir sorgulama sistemi içeriyor.
Allan Lichtman'ın bu performansı ölçmek için kullandığı 13 ana soru ise şunlar:
"Başkanın görevindeki iki yılın ardından yapılan ara seçimde Temsilciler Meclisinde Beyaz Saray'daki parti çoğunlukta mı? Halen görevde olan başkan tekrar yarışacak mı? Beyaz Saray'ı elinde bulunduran parti içinde adaylık için çok sayıda kişi ortaya çıktı mı? Üçüncü bir parti ya da bağımsız bir aday çıktı mı? Kısa vadede ekonomi iyi mi? Geçmişe dönük uzun vadede ekonominin durumu iyi mi? Ülkenin politikalarında ciddi değişimler var mı? Toplumsal huzursuzluk bulunuyor mu? Yönetim büyük bir skandalla anıldı mı? Ülke dışında ya da askeri alanda başarı kazanıldı mı? Ülke dışında ya da askeri alanda başarısızlık görüldü mü? Görevdeki başkanın karizması var mı? Beyaz Saray'daki partiyi zorlayan adayın karizması var mı?"
Lichtman'ın bu metodolojisinin ortaya çıkmasının da ilginç bir öyküsü bulunuyor. Lichtman, deprem tahmin metotlarını kullanmak üzere birlikte çalışmak isteyen bir Rus jeofizikçiyle 1981 yılında tanıştığında "kazara" bu yöntemle karşılaştığını söylemişti.
Allan Lichtman, bunun o kadar da "inanılmaz" olmadığını çünkü her iki tahmin formülünün de "istikrar ile değişimi" ölçtüğünü belirtmişti.