CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, "Amerika'nın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması, İsrail'in daha da cesaretlenmesini sağlayacak. Filistin'in özgürlük mücadelesinde, halkının kendi kaderini tayininde, dünyanın Filistin'i tanıması noktasında CHP'nin sonsuz desteği var." dedi.
Aksünger, Türkiye solunun yıllardır, Filistin'in özgürlük yolundaki mücadelesine her türlü desteği verdiğini söyledi.
Filistin halkının, kendi kaderini tayini, özgürlüğü ve dünyanın bu devleti tanıması noktasında büyük mücadeleler verildiğini hatırlatan Aksünger, Türkiye'nin geçmişten bu yana Filistin'in yanında olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin AK Parti dönemindeki dış politikasını eleştiren Aksünger, Filistin konusunda üst perdeden konuşulmasına rağmen herhangi bir yaptırımın uygulanamadığı kötü bir dış politikayla karşı karşıya olunduğunu savundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Eğer böyle bir adım atılırsa bu diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir." dediğini aktaran Aksünger, iş bu aşamaya gelmeden, diplomatik çabalarla, Amerika'da yapılacak lobi faaliyetleriyle sorunun çözülebileceğine işaret etti.
Dış politikanın iç siyasete alet edilmesi nedeniyle, bu adımların zamanında atılamadığını savunan Aksünger, "Amerika'nın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması, İsrail'in daha da cesaretlenmesini sağlayacak. CHP dün söylediğinin bugün de arkasında. Filistin'in özgürlük mücadelesinde, halkının kendi kaderini tayininde, dünyanın Filistin'i tanıması noktasında CHP'nin sonsuz desteği var. Ancak ne yazık ki ülkemizin dış politikası bugün buna hizmet etmiyor. Bu çok üzücü." dedi.
- "Kabul edilebilir olmadığı gösterilebilir"
Gelinen aşamada da ABD'nin söz konusu kararı almasına karşı bir şeylerin yapılabileceğini dile getiren Aksünger, "Amerika'nın bu kararı alması, birçok ülkenin bu kararı alma noktasındaki cesaretini ortaya koyacak. Amerika'nın bu kararı almasını engelleyebilmek için diplomasiyi ve arka kapı diplomasisini çok iyi yapmak gerekiyor. Bu saatten sonra da bunlar yapılabilir ama bu dış politika bakışıyla biraz zor gözüküyor." değerlendirmesinde bulundu.
ABD ile başta Rıza Sarraf davası olmak üzere birtakım konularda yaşananları anımsatan Aksünger, ikilem içerisinde dış politika yürüten hükümetin, çok fazla bir şey yapabileceğine inanmadığını söyledi.
Aksünger, Avrupa ve Amerika gerekli diplomasi ve lobi çalışmalarıyla ikna edilirse söz konusu kararın kabul edilebilir olmadığının dünyaya gösterilebileceğini sözlerine ekledi.
HDP'Lİ TAN: KUDÜS'ÜN STATÜSÜ KORUNMALI
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma planını eleştirerek, "ABD'nin ateşle oynamaması lazım. Kudüs Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık için kutsal bir yer, bu statüsünün devam etmesi, korunması lazım." dedi.
Tan, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki terör operasyonları sonrasında evleri yıkılan ve mağdur olan her aileden bir kişinin kamuda istihdam edilmesi için kanun teklifi verdiğini söyledi.
Sur'da 3 bin civarından ailenin birinci dereceden mağdur olduğunu, evlerinin yıkıldığını ve bu kişilerin dışarıda kaldığını öne süren Tan, "Sur’da ister mülk sahibi olsun ister kiracı, yıkım tarihi itibarıyla muhtarlık kaydı, ikametgahı Sur'da olan her aileden en aşağı bir kişinin devlet kadrolarında istihdam edilmesini istiyorum, kanun teklifimin çerçevesi bu." diye konuştu.
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma planını da eleştiren Altan Tan, "ABD'nin ateşle oynamaması lazım. Kudüs Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık için kutsal bir yer, bu statüsünün devam etmesi, korunması lazım. Mutlaka işgal sonlandırılarak, yeni bir statüyle üç dinin mensuplarının kendilerini rahatlıkla ifade edebilecekleri siyasi ortama kavuşturulması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
İsrail Parlamentosu Knesset'in Kudüs'te bir tepede bulunduğunu hatırlatan Tan, "Knesset fiilen orada ama dünyanın bunu meşru kabul etmesi başka bir şey." ifadesini kullandı.
- "Kerkük Türkmenleri unutuldu mu"
HDP'li Tan, 25 Eylül'de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin gayrimeşru referandumun Türkiye'de çok tartışıldığını, TBMM'de bir ay boyunca bu konunun konuşulduğunu anımsatarak, "5 bin ülkücü Kerkük'e gitme hazırlığına girdi. Ne oldu da Kerkük unutuldu? Haşdi Şabi oraya girince, bölgede İran egemen olunca rahat mı ettiniz? Ne oldu Kerkük'e, Kerkük'e gidecek 5 bin ülkücüye ne oldu? Sayın Bahçeli ne düşünüyor Kerkük'ün statüsüyle ilgili, Kerkük Türkmenleri unutuldu mu? Sadece hatırlatmak istiyorum." diye konuştu.
Açıklamaları sırasında "Kerkük" yerine 2 defa yanlışlıkla "Kudüs" ifadesini kullanan Tan, "Tekrar tekrar Kudüs diyorum... Kudüs'e de gidebilseler iyi de o da yok." dedi.
AK Parti ve MHP'li siyasetçilerin Kudüs ve Kerkük meseleleriyle ilgili siyaset mühendisliği, şov yaptıklarını öne süren Tan, bu meselelerin iç politika malzemesi yapılarak kitleler üzerinde farklı algı oluşturulmak istendiğini iddia etti.
Tan, bir gazetecinin New York'ta tutuklu bulunan eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı davada tanıklık yapan iş adamı Rıza Sarraf'ın ifadelerini hatırlatması üzerine, "Bu işin genel çerçevesi o kadar açık ki İran ile yapılan bir iş var, bu işten belli insanların cebine girenler var. 25 yaşındaki çocuk bu kadar bakan, genel müdür, devlet büyüğüyle ilişkiyi nasıl kurdu? Biz 60 yaşına geldik bir bakandan randevu alana kadar haftalarca uğraşıyoruz, milletvekili olduk bekçiler önümüzü kesiyor. Nasıl oluyor da 25 yaşındaki çocukla bu işlere girdiniz. Sizin bununla ne işiniz var veya bu çocuğun sizinle ne işi var bunu anlatın. Evcilik oynuyorlar desem yok, şarkı türkü söylüyorlar desem çocuk onu da bırakmış."