NAOMI WATTS
DENİZ KORKUMA RAĞMEN FİLMDE OYNAYABİLDİM!
Film, 2004 yılında yaşanan gerçek bir hikayeden uyarlama. Canlandırdığınız 'Maria' karakteriyle bir araya gelme fırsatınız oldu mu?
Maria ile epey zaman geçirme fırsatı buldum; hem yapım öncesinde, hem de yapım aşamasında bolca bir araya geldik.
Senaryoyu ilk okuduğunuzda neler hissettiniz?
Senaryo çok dürüsttü. Tsunami; bir ailenin hikayesini anlatmak için arka planda kullanılmamıştı yani. Sonradan Maria ile Henry'nin anlattıklarına ve deneyimlerine dayanarak her şeyi daha iyi anlama fırsatım oldu. Onlarla tanışmak ve konuşmak çok büyük bir güç oldu benim için. Maria çok cömert ve yardımsever bir kadın; aynı zamanda da çok güçlü ve cesur...
Filmde en çok hangi sahneden etkilendiniz?
Filmdeki oğlum Lucas ile aramda geçen sahnelerden çok etkilendim. Tsunami her şeyi adeta bir hız treni gibi içine çekiyor ama bu iki insan o kadar şanslı ki; birbirlerini kaybetmelerine rağmen o korkutucu denizde kavuşuyorlar, hayatta kalmak için birbirlerine yardımcı oluyorlar. Bu sahneler gerçekten de beni çok etkiledi.
DÖRT HAFTAYI TANKTA GEÇİRDİK
Filmde oğlunuzu canlandıran Tom Holland ile çok fazla sahneniz var. Çekimlerde anlaştınız mı?
Tom çok başarılı bir oyuncu. Yeteneği sayesinde onunla çalışmak çok kolay ve ilham verici oldu. Öncesinde daha çok tsunamidaki fiziksel ama korkutucu durumlarla uğraştık. O sahneler çok oyunculuk gerektirmiyordu, su tarafından itilip duruyorduk ve dalgalar duygularımızı yönetiyor gibiydi. Pek konuşulacak bir durum değildi yani. Fakat bir-iki tane; Tom ile bir araya geldiğimiz, ona ne kadar özel bir yeteneğe sahip olduğunu söyleyebildiğim sahneler de oldu.
Peki tsunaminin gerçekleştiği sahnelerin çekimleri nasıl geçti, korktunuz mu?
Dalga ve akıntı sahnelerini çekmek için dört haftayı bir tankın içinde geçirdik. Korkutucu olmasının yanı sıra çok da yorucuydu. Herkes suyun içinde çekim yapmanın ne kadar zor olduğunu bilir. Dolayısıyla oldukça zorlu bir çekim süreciydi ama hepsine değdi.
Bildiğimiz kadarıyla sizin deniz korkunuz var. Bu korkuyla böyle bir filmde oynamak zor olmadı mı?
İngiltere'de büyüyen biri olarak çok iyi bir yüzücü olmadığımı söyleyebilirim. 14 yaşında Bali'de tatil yaparken boğulma tehlikesi atlattım. Bu deneyim sonrası her zaman dalgadan ve kuvvetli akıntılardan korktum. Bunun böyle bir projede yer alarak sonlanması ilginç oldu.
EWAN MCGREGOR
FİLMDE OYUNCU GİBİ DEĞİL KENDİM GİBİ OYNADIM...
Bu filmde yer almaya nasıl karar verdiniz? Sizi filmle ilgili heyecanlandıran ne oldu?
Okuduğum anda senaryoyu çok beğendim. Çok dürüst ve samimi bir yanı vardı, aynı zamanda acımasız basitliği de yalın bir hal katıyordu filme. Naomi ile birkaç yıl önce başka bir filmde çalışmıştık ve daha önce beraber iş yaptığın biriyle çalışmak; iyi anlaştıysan çok keyiflidir. Birbirimizi tanıdığımız için hoş ve kolay bir çalışma oldu. Ayrıca ikimiz de çocuk sahibi olduğumuz için sanırım çok daha yaşayarak anlatabildik hikayeyi.
Rolünüze hazırlanırken filmdeki karakterinizle ilgili kafanızda nasıl bir resim çizdiniz?
Her şeyden önce filmin hikayesi beni çok etkiledi. Henry'nin sonunda çocuklarıyla hastanede karşılaşmasını, ailesine kavuşmasını senaryoda okurken bile gözlerim doldu. Şu anda dört çocuğum var ve daha önce hiçbir filmde ebeveyn rolü üstlenmemiştim. Henry'yi de kendim gibi oynamak istediğimi fark ettim. Bir karakter gibi de oynayabilirdim fakat böyle korkunç bir felaket karşısında ebeveyn olma halini bu yolla deneyimlemek istedim. Bunu yapabilmenin en efektif yolu da kendim gibi oynamaktı.
HİSSİYATI ANLADIM
Çekimler başlamadan önce canlandırdığınız karakterle tanışma fırsatınız oldu mu?
Çekimler başlamadan önce canlandırdığım karakterle tanışmak istedim fakat yoğun iş takvimim sebebiyle bu isteğimi gerçekleştiremedim. Yine de, senaryoyu okuduğumda insanların oradaki tüm hissiyatına hakim olabildim diyebilirim. Çekimlerin ilerleyen döneminde aile ile tanışma fırsatım oldu ve onların birbirlerine olan bağlılıkları, güçlü duruşları beni derinden etkiledi.
GİŞEDE REKORLAR KIRIYOR
Gerçek bir hikayeden sinemaya uyarlanan 'The Impossible-Kıyamet Günü', birçok ülkenin ardından 28 Aralık'ta Türkiye'de de vizyona girdi. Gösterildiği her ülkede gişe rekorları kıran film; gerçeği birebir yansıtmasıyla büyük ilgi görüyor.