TÜBİTAK destekli 'Sanayi Doktora Programı' Konya'da hayata geçiyor

TÜBİTAK'ın hazırladığı 'Sanayi Doktora Programı' çerçevesinde imzalanan protokol ile doktora öğrencileri, hem bilimsel çalışmalarını sahaya yansıtma imkanı bulacak hem de teknolojiyi deneyimleme şansı elde edecek.   

Üniversite-sanayi iş birliğinin, ekonomik kalkınmanın öncelikli şartlarından biri olduğuna inanan ve bu düşüncesini somut adımlarla hayata geçiren Selçuk Üniversitesi, önemli bir projeye daha imza attı. TÜBİTAK'ın hazırladığı “Sanayi Doktora Programı” çerçevesinde imzalanan protokol ile doktora öğrencileri, hem bilimsel çalışmalarını sahaya yansıtma imkanı bulacak hem de teknolojiyi deneyimleme şansı elde edecek.   
  Üniversitelerdeki bilimsel potansiyeli, sanayinin gücüyle birleştirerek ekonomik değere dönüştüren üniversite-sanayi iş birliği; hem firmaları Ar-Ge, inovasyon çalışmalarına yönlendiriyor hem de öğrenci ve akademisyenler için teoriyi pratiğe dönüştürme imkanı sunuyor. Bu konuda pek çok kurum ve şirketle iş birliği yapan Selçuk Üniversitesi, TÜBİTAK’ın 2244-Sanayi Doktora Programı kapsamında Bürotime firması ile proje hazırladı. Protokolün imzalarını, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy ile şirketin yönetim kurulu üyesi Mevlüt Tosunoğlu attı. Türkiye’nin 2023 yılı hedefleri kapsamında sanayide ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının üniversite-sanayi iş birliği ile yetiştirilmesi, sanayide doktoralı araştırmacı istihdamının teşvik edilmesi ve üniversite/araştırma altyapısı-sanayi iş birliğinin geliştirilmesini amaçlayan proje ile hibe ve yatırım destekleriyle hedeflenen teknolojik dönüşümün sağlanması ve değer zincirinde istenilen seviyelere ulaşılması için kritik önem arz eden insan kaynağının, nicelik ve nitelik olarak iyileştirilmesi sağlanacak. 

“Hem üniversite hem de özel sektör kazanacak” 
  İmza programında kısa bir konuşma yapan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, üniversite-sanayi iş birliğinin ülke ekonomisi için büyük önem taşıdığını, bu birliktelikten hem özel sektörün hem de kamunun istifade ettiğini söyledi. Üniversitedeki eğitimin üretime dönüşmesiyle yeni istihdam olanaklarının da oluşabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Aksoy, böylece akademisyenlere ait bilimsel çalışmaların ihtiyaç duyulan sektörlerin hizmetine sunulabildiğini, uygulamaya geçirildiğini ve ticarileştirilebildiğini kaydetti. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da iş dünyasının taleplerini dikkate alarak bu noktada neler yapılabileceğine dair çözüm kanalları oluşturulacağını ifade eden Prof. Dr. Aksoy, alanında uzman akademisyenlerin birikimlerinden yararlanarak hem üniversiteye hem de ülkemize katkı sunulacağını vurguladı. Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden biri olan Selçuk Üniversitesinin Konya sanayisi ile olan iş birliklerini artırmaya gayret ettiklerini aktaran Prof. Dr. Aksoy, “Bu kapsamda hem Teknokent hem de birçok fakültemiz, üniversite-sanayi iş birliği için çalışmalar yürütüyor. İmzalanan protokol ile üniversitemizin bilimsel birikimi, sanayide üretime dönüşecek. Öğrencilerimizin gelişimine katkı sağlayacak olan bu projenin hayırlı olmasını diliyorum” dedi. 

“Öğrencilere kapılarımızı açtık” 
Protokole imza atan Mevlüt Tosunoğlu da 140 bin metrekarelik alanda üretim yaptıklarını belirterek, “Bugüne kadar birçok yenilik ve inovasyona imza attık. Çevreci üretime özen gösteriyoruz. Kanserojen madde içermeyen ürünleri hazırlıyoruz. Selçuk Üniversitesi, hata payını sıfıra indirmemiz için bugüne kadar hep yanımızda durdu. Bizler de öğrencilere kapılarımızı açtık. Üretim alanımızdaki teknolojiyi deneyimleyebiliyorlar. Projenin hayırlı olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu. 

Üniversite-sanayi iş birliğinde daha güçlü bir dönem başladı 
  Türkiye’nin, “Milli Teknoloji Hamlesi” vizyonunun önemli bileşenlerinden biri olarak uygulamaya konulan “Sanayi Doktora Programı” ile 2023 hedefleri doğrultusunda yetişmiş akademik kadroların sanayiye entegre edilmesi hedefleniyor. Sanayi Doktora Programı’na kabul edilen doktora öğrencilerine 4 yıl boyunca aylık 4 bin 500 TL burs verilecek. Bu bursun yüzde 75’ini TÜBİTAK, yüzde 25’ini de özel sektör kuruluşları karşılayacak. Doktora öğrencileri, TÜBİTAK tarafından belirlenen akademik başarı kriterlerini yerine getirirlerse doktora döneminde çalışmalarının 6 ayını yurt dışında devam ettirme hakkı kazanacak. İmzalanan ve 7 yılı kapsayan protokolden 3 doktora öğrencisi yararlanabilecek.