Memleket'e konuşan Tuba Gönül, "Silindir kapağını kendim üretip, ismimi dünyaya duyurmak" dedi.
-Bu işe nasıl başladınız? Sanayi seçmenizde ne etkili oldu?
4 yıl önce eşimin hastalığından dolayı işten çıkarıldı. Artık bi işe yaramadığını söylüyordu. Eşimin bu durumu beni çok üzdü. Arabamı satıp sanayide ona torna dükkânı açtık. İlk olarak bir tornacı dükkânında çalışarak işi öğrendim. Sonra otomobilimizi 30 bin liraya satarak açtığım 100 metrekarelik bir atölyede tornacılık yapmaya başladım. Atölyedeki makineyi de taksitle almıştım. Zamanla 'tornacı Tuğba usta' diye anılmaya başlandım. İşimi hep severek yaptım. 'Kadın tornacılık mı yapar?' diyenlere kulak asmadım. Kadın olmamdan dolayı çok olumsuz tepkiler aldım. Buna karşın sektörde faaliyet gösteren birçok esnaf da bana destek oldu, moral verdi. Sektördeki esnafın desteğiyle büyük işler aldım. Azimle çalışarak kısa sürede borçlarımı ödedim ve o atölyeden çıkarak üretimimi büyük bir fabrikaya taşıdım."
-Aileniz ve çevrenizde ki insanlar nasıl tepki verdiler?
Sanayide çalışacağım için ailem de dahil herkes karşı çıktı. Özellikle bu konuda ailem bana küstü, "arabanı sat parasını ye ama yinede sanayide çalışma" dediler. Çok sıkıntılı dönemler geçirdim çünkü bilmediğiniz, alışmadınız bir meslek yapıyorsunuz. Sanayideki insanlar da bana çok tepki gösterdiler, eşime, "karısını çalıştırıyor" diye kızdılar. Daha sonra benim hayat hikâyemi öğrenince helallik isteyenler bile oldu.
-İşe nasıl alıştınız? Toplam kaç çalışanınız var?
Makineleri aldım her şeyi hazırladım parçanın nasıl bağlanacağını eşime sordum, hastalığından dolayı unuttum dedi. Ben bilmediğim bir işin altına girdim. Eşim bana her şeyi anlatarak öğretti. Su anda 4 tane çalışanım var. Ben makinenin yazılımlarını yapıyorum.
-Çalışma alanınız hakkında bilgi verir misiniz?
Yedek parça fason imalatı yapıyoruz. Büyük firmalara ürün tedarik ediyoruz.
-Bir bayan işveren olarak personelle ilişkileriniz nasıl?
Bir kadın işletmeciyse biz burada çalışmayız. "Biz bir bayandan emir almayız" diyorlardı. Zamanla birçok şeyi aştık ve artık çalışanlarım bana dertlerini de rahatlıkla açabiliyorlar.
-Ev hanımlığından sanayiciliğe geçişte zorlandınız mı?
Aslında dertlerimle uğraşmaktan farkına varamadım bile. İlk 3 ay iş alamadığım için gerçekten çok zorlandım. Hiç kimseden destek görmedim.
-Mesleğinizi kadınlara tavsiye ediyor musunuz? Kadınlar çalışmalı mı sizce?
Açıkçası tavsiye etmiyorum çünkü yapılması zor bir meslek. Bence kadınlar çalışmamalı çünkü çocuklar küçük yaşta okula başlıyorlar, evde yalnız kalıyorlar, anne anneliğini yapmalı. Yalnız, çalışmak zorunda olanları bu cümleden hariç tutuyorum.
-Bu sektördeki hedefiniz nedir?
Silindir kapağını kendim üretip, ismimi dünyaya duyurmak.
-Eve nasıl yetişiyorsunuz?
Evi genelde otel gibi kullanıyorum. Ama sadece haftanın bir günü evde oluyorum yemekleri dışardan yiyoruz.
-Sanayide sizi ziyarete gelen var mı?
Annem babam haricinde arkadaşlarımdan ziyarete gelen yok.
-İlk aşamalarda kendinizi nasıl tanıttınız?
Tornacı olduğumu duyunca kapıdan kovanda oldu. İşverenler de oldu.
-Davutoğlu'nun başbakanlığı dönemindeki diyaloğunuzu anlatırmısınız?
Sayın Başbakanımız bana, 'Konya'dan böyle bir kadın çıkması gurur verici' dedi. Bunun üzerine ağladım. Başbakanımız bana 'sakın ağlama, sen daha iyi yerlere geleceksin' dedi. Çok şükür gerçekten de öyle oldu. Ailemi kimseye muhtaç etmek istemiyordum. Çok şükür Allah yardım etti ve 100 metrekarelik bir alanda başladığım işe şu anda 670 metrekarede yedek parça imalatı yaparak devam ediyorum. Fabrikamızda otomotiv, makine ve tarım makinelerinin yedek parçalarını üretiyoruz. İşe tek bir makine ile başladım şimdi 4 çalışanımla, her biri yaklaşık 200 bin liralık 3 makine ile üretim yapıyoruz.
-Çocuklarınız bu durumu nasıl karşılıyor?
Oğlum sınıfta ailesini tanıtırken, 'annem tornacı' dediğinde sınıftakiler gülmüş, inanamamışlar. Oğlum incinmiş tabi. Yanıma gelip boynuma sarılarak, 'senin gibi güçlü olmak istiyorum' dedi. Çok duygulandım. Evet, ben zor bir iş yapıyorum. En büyük problemim, ellerimin görünümü. Torna işiyle uğraştığım için ellerim bir bayan eline göre oldukça yıpranmış vaziyette. Bu nedenle 3 yıldır çok nadir markete gitmişimdir. Çünkü ellerim alışveriş yaparken ister istemez karşıdakinin dikkatini çekiyor. Utanmıyorum ama sonuçta kadınım. Tek tesellim ailemi hiç kimseye muhtaç etmemem.
Röportaj:Ahmet Gökbaş- M. Ali Elmacı