Serdar Turgut, geçtiğimiz yılın Eylülünde ABD'de bulunan Fethullah Gülen'i ziyaret etti. Ziyaretine ilişkin yazdığı yazıyı okuyanlar, "Sardar Turgut da şakirtlerden mi oldu?" demeye başladı.
Turgut, ziyaret sonrası yazdığı yazıda Mavi Marmara konusuna nerede ise hiç temas etmedi. "O konu da gündeme geldi" gibi bir cümle ile yer aldı. Turgut'un son yazısını okuyanlar ise şaşırdı kaldı. Turgut, ziyarette ana konu Mavi Marmara imiş gibi sundu.
Haber7 yazarı Erkam Tufan Aytav, Gülen'i Turgut ile birlikte ziyaret eden isimlerden idi. Serdar Turgut'un bir yazıya 4 hatayı nasıl sığdırdığını anlattı. Aytav'ın o yazısı:
Serdar Turgut'un Fethullah Gülen yanılgıları
Sayın Gülen İHH hakkında olumsuz bir karar çıkması durumunda Türkiye adına çok kötü olacağını ve böyle bir ihtimal karşısında duyduğu üzüntüyü ve tedirginliği ifade etmişti.
Sevgili Serdar Turgut;
Habertürk gazetesindeki ‘Fethullah Gülen ne demek istedi’ başlıklıbugünkü köşeni dikkatle okudum. Mavi Marmara olayı vesilesi ile Pensilvanya’da Sayın Gülen ile görüşmeni ve izlenimlerini kaleme almışsın.
Müsaade edersen yazındaki yanlış anlaşılmaya sebebiyet verebilecek bir iki ifadeyi tashih etmek isterim.
1- Fethullah Gülen’i ziyarete bir grup gazeteci ile birlikte gitmiştik hatırlarsan. Yazının başında ‘Fethullah Gülen ile konuşmaya götürüldüm’ ifadesini kullanmışsın, bunun doğrusu pek çok gazeteci gibi uzun bir zamanı içine alacak şekilde ısrarların sonucunda randevu gelmişti. Dolayısı ile aşırı ısrarlı taleplere karşı bizim de ricalarımızla çok sınırlı bir görüşme gerçekleşmişti. Yani götürülme yok ısrarlı talep karşısında kabul var.
2- Mavi Marmara ile ilgili ‘konu biz sormadan Fethullah Gülen tarafından gündeme getirilince ben konunun Gülen tarafından önem verilerek ve dikkatle izlendiğini düşünmüştüm’ demişsin. Doğrusu şudur; görüşme esnasında Mavi Marmara’yı gündeme getiren ve soran sendin. Sayın Gülen’in konu ile ilgili yapmış olduğu çıkışı takdir eder bir cümle ile sohbete giriş yapmış ve arkasından sorularınla konuyu gündeme taşımıştın. Dolayısı ile Sayın Gülen’in bu konu ile ilgili gazetecilere açıklama yapma gibi bir niyeti yoktu ve sorun üzerine sohbette gündeme gelmiş oldu.
3- Gelelim en problemli yanlış anlamaya. Yazındaki ifade aynen şöyle ‘söyleyiş biçimi, tavrı ve seçtiği kelimeler Gülen'in bu soruşturmanın Mavi Marmara seferini düzenleyenler aleyhine çıkmasını olumlu bir şeymiş gibi algıladığını düşündürüyordu’. Bu cümleni tekrar tekrar okudum acaba ben mi yanlış anladım diye, hayır yazında Sayın Gülen’in ABD kongresinden İHH hakkında olumsuz bir karar çıkması durumunda sanki hoşnut olacakmış gibi tamamen yanlış bir anlam çıkıyor. Allah’tan görüşme esnasında oradaydım da neyin ne olduğu biliyorum. Sayın Gülen İHH hakkında olumsuz bir karar çıkması durumunda Türkiye adına bunun çok kötü olacağını ve böyle bir ihtimal karşısında duyduğu üzüntüyü ve tedirginliği ifade etmişti.
4- Son olarak küçükte olsa önemli bir ayrıntıyı da burada dile getireyim ‘konuyu adamlarına bizzat neden takip ettiriyordu’ ifadene de takıldım. Fethullah Gülen’in ‘adamları’ yoktur ‘arkadaşları’ vardır.