MUĞLA (AA) - DURMUŞ GENÇ - VOLKAN YILDIZ - Türkiye'nin gözde turizm merkezlerinden Muğla'da aralık-ocak döneminde büyük zahmetlerle toplanarak fabrikalara ulaştırılan ve büyük bölümü yağa dönüştürülen zeytin, yöre halkının önemli geçim kaynakları arasında yer alıyor.
Yüzyıllardır sağlık deposu olarak bilinen, her biri büyük bir özenle toplanan zeytinden farklı yöntemlerle yağ elde ediliyor.
Muğla'daki geçmişi 3 bin yıl öncesine kadar dayanan ve farklı medeniyetlerce şifa kaynağı olarak görülen zeytin ve zeytinyağı bugün yaklaşık 40 bin çiftçinin geçimini sağlıyor.
"Yeşil altın" olarak da nitelendirilen zeytinler, elle ya da silkme yöntemiyle toplanıyor, türlerine göre ayrılıyor. İşleme tesislerine götürülen ve işçilerce "huni" adı verilen çukura dökülen zeytinler, makine sistemiyle yapraklarından temizleniyor, yıkanıyor ve kırıcıda ezilip kırılıyor. Buradan çıkan hamura karıştırma ve yoğurmadan sonra su veriliyor, böylece posa ve şıra ayrıştırılıyor.
Şıradan da yağ ve kara su ayrıştırılıp, yağ filtre tankına alınıyor, son tortuları ayıklanıp dinlenme tankına bırakılıyor. Doğal yağ, daha sonra güğümlere, teneke ve şişelere dolduruluyor, halk pazarları ve marketler aracılığıyla sofralara ulaşıyor. Yağdan geriye kalan "pirina" ise tekrar öğütülüp sanayide çeşitli alanlarda kullanılıyor.
- "Milas'ta 10 milyon zeytin ağacı var"
Muğla'da zeytin ve zeytinyağı üretiminin büyük bölümü Milas, Bodrum, Yatağan ve Menteşe ilçelerinde gerçekleştiriliyor.
Milas Ticaret ve Sanayi Odası (MİTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Milas'ta 10 milyon zeytin ağacı bulunduğunu, kaliteli zeytinyağı üretiminde ise Türkiye'de 5 markadan biri olduklarını ifade etti.
Milas zeytinyağı adıyla Coğrafi İşaret Tescil Belgesi aldıklarını ve ilçedeki zeytinyağının marka değerini artırdıklarını belirten Özer, şöyle konuştu:
"Milas’ta 73 yağhane var. Bunun yanı sıra 49 zeytinyağı markası var. Zeytinyağında Coğrafi İşaret Tescil Belgesi almamızla marka sayısı arttı. Bundan 3 yıl önce 25 marka varken bu sayı şu an 49’a çıktı. Bu markaların içinde 10 tanesi de coğrafi işaret almaya hak kazandı. Milas, memecik türü zeytin ağaçlarıyla ünlü. Memecik zeytininden elde edilen yağların aromatik kokusu, polifenol değerleri yüksek. Son yıllarda bu yağlar büyük talep görüyor. Bir kaç markamız İtalya, İspanya ve Amerika’da düzenlenen yarışmalardan ödül aldı. Bu başarılar Milas'ı kaliteli zeytinyağı üretmek isteyenlerin gözdesi haline getirdi. Milas bu anlamda cazibe merkezi oldu."
Özer, Milas’ın geleneksel lezzetlerinden yağlı zeytine Coğrafi İşaret Tescil Belgesi almak için başvuru yaptıklarını dile getirdi.
S.S. 153 Nolu Milas Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifi Başkanı Kamil Gül ise bölgenin Ege’de zeytincilik anlamında büyük bir potansiyeli bulunduğuna dikkati çekti.
Tariş olarak diğer kurumlarla iş birliği halinde zeytinciliği geliştirmek için çalışma yürüttüklerini anlatan Gül, "Türkiye zeytinyağı rekolte ortalaması dikkate alındığında ülkenin yüzde 10’luk rekoltesini Milas karşılamaktadır. İlçemizde sezon verimi yüksek olduğunda 20 milyon kilogram zeytinyağı alınmaktadır. Ancak bu verim yıllara göre değişiklik göstermektedir." dedi.
- "Organik sıkım yapılıyor"
S.S. 153 Nolu Milas Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifi Müdürü Elin Alpay da Tariş olarak fabrikalarında organik sıkım yaptıklarını söyledi.
Organik sıkımın sertifikasyon gerektirdiğine işaret eden Alpay, "Bu sertifikasyon bahçeden başlayıp, fabrikada son buluyor. Organik sıkım için üreticimizin öncelikle organik üretim kriterlerini yerine getirerek sertifikalarını alması gerekiyor. Sonra organik sıkım yapan fabrikalarda sıkım yaptırabilirler. Fabrikamızda 4 ünitemiz var bunlardan birisi organik sertifikalı sıkım yapıyor. Sağlık için faydalı olan soğuk sıkım, son yıllarda insanların özellikle rağbet gösterdiği bir sıkım türü. Biz de sadece baş zeytinlerini soğuk sıkıyoruz." diye konuştu.
Şenköy Mahallesi’nde Mustafa Baş ise bahçelerinde memecik türü zeytin yetiştiriciliği yaptıklarını kaydetti.
Doğal gübreyle ağaçları güçlendirdiklerini anlatan Baş, şöyle devam etti:
"Zeytin hastalıklarıyla yine organik yöntemle mücadele ediyoruz. Hasatta dikkat ettiğimiz nokta ağaca zarar vermeden hasat işlemini gerçekleştirmek. Bunun için seneye meyve verecek olan dalları kırmayan hasat makineleri kullanıyoruz. Şenköy’deki üreticilerimiz 15 yıl önce sırık kullanmayı bıraktı ve makinalı hasada geçti. Plastik kasalarda topladığımız zeytinlerimizi daha sonra bekletmeden fabrikada sıkıma götürüyoruz."
Zeytinciliğin meşakkatli ve emek isteyen bir iş olduğunu vurgulayan Baş, arazilerinin tamamında
organik tarım yaptıklarını kaydetti.