Türk futbolunda Toroğlu depremi

Erman Hoca'nın sözleri, Arda'nın gözyaşları futbolumuzu salladı. İşte otoritelerin Arda Turan'ın “Şerefsizlik” isyanına getirdiği yorumlar...

Yaşanan son tartışma aslında bize yeni bir çağın başladığını gösteriyor.. Artık futbolcular susmayacaklar.. Azerbaycan maçından sonra Emre Belözoğlu, Hamit ve Servet'in söyledikleri, ardından Arda Turan'ın kulübünden ceza alma pahasına yaptığı “Şerefsizlik diz boyu” açıklaması artık yeni dönemde basının 'tek taraflı salvolarına' yer olmadığının birer kanıtı.. Eskiden futbolcular “Ah bir güçlü olalım o zaman konuşuruz” diyerek sinsi politikalar izler, kazandıktan sonra konuşurlardı. Ama yeni jenerasyon bu döngüyü kırmak istiyor..

ARDA'NIN televizyon ekranlarında ağlayarak isyan etmesi tüm Türkiye'yi ayağa kaldırırken bu durum medyayı bile insafa getirdi.. Tüm otoriteler Arda'nın arkasında yer alırken, G.Saray'ın ezeli rakipleri F.Bahçe ve Beşiktaş başkanları da yıldız oyuncuya destek verdiler.. İşte otoritelerin Arda Turan'ın “Şerefsizlik” isyanına getirdiği yorumlar...

Türkiye'nin önde gelen sporseverleri, Toroğlu-Arda polemiğini yorumladı:

'Şerefsiz lafını hakettiler'

F.BAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım da Darüşşafaka Eğitim Kurumları'nda yaptığı açıklamalarla resmen Arda Turan'a kol kanat gerdi.. Yıldırım, Arda Turan'ın medyaya yansıyan ifadeleriyle ilgili olarak, 'Doğru şeyler söylemiş, haklı. Tenkit ayrı şey, çok fazla ağır şeyler yazılmış. Çok üzüldüm. Söyledikleri şeyler doğru' diyen Yıldırım, bir gazetecinin 'Şerefsizler lafı biraz kaba olmadı mı?' sorusuna da, 'Hak edenler var. Bence kaba olmamış' yanıtını verdi.

Yılmaz Özdil: Arda Turan'ı kıskanıyorlar

BİRİNCİSİ; Arda Turan'ı resmen kıskanıyorlar.

İKİNCİSİ; Alex de Souza ve Emre Belözoğlu da, Arda'nın hastalığından muzdarip.. Niye onlara seks meks denemiyor? Çünkü F.Bahçe camiası daha duyarlı, kendi futbolcularını reytinge malzeme yaptırmıyorlar. G.Saray seyrediyor.

ÜÇÜNCÜSÜ; evet, Almanya'daki doktor bu işin piridir ama Arda Turan'ın ameliyatının Türkiye'de yapılmıyor olması Türkiye'nin ayıbıdır.. Almanya 3 tanede bırakarak, az bile attı bu kafaya.

DÖRDÜNCÜSÜ; terbiyesizliğe hakaretle cevap vermesi, Arda'ya bir şey kazandırmaz. Ağlayacak kadar sinirleri bozulmuş. En iyisi, bir an önce toparlanıp, yurtdışına transfer olması.

BEŞİNCİSİ; futbol ile seks yakın alakalıdır.. İkisinde de pozisyon zenginliği esastır, ikisi de şifreli kanaldan yayınlanır, ikisinde de skor önemlidir, ikisinde de ofsayta düşülür, ikisinde de ilk kez milli olunur, ikisinde de belirli yaştan sonra jübile yapılır... Ve en önemlisi, ikisinin de magandası hiç çekilmez!

Yıldırım Demirören: Ayıptır, günahtır

HAKARETİN her türlüsüne karşıyım, herkesin de bu anlayışta olmasını bekliyorum.. Kime edilirse edilsin, futbolcuya, hakeme, federasyon başkanına, medya mensubuna, hiç fark etmez.. Artık dünyayla bütünleşiyoruz, yapılacak eleştirinin de evrensel bir ölçüsü olmalı.. Ne yazık ki hiçbir ölçüye dikkat etmeyen, başkalarına küfür ederek bunu reytinge tahvil etmeye çalışan insanlar var..

ERMAN Hoca'nın Arda Turan'a sarfettiği gibi bir söz en kibar ifadeyle yakışıksızdır.. Bu kadar hakaret, özel hayata karışmak hiçbir şart altında kabul edilemez, kimsenin de haddine değildir.. Ayıptır, günahtır, herkesin bir ailesi var..

ARDA meselesi de değil bu, kız arkadaşının düştüğü durumu kim onarabilir? Bu kadar yanlış anlaşılmaya müsait şeyler, böyle uluorta konuşulabilir mi? Bizlerin de nerede durulması gerektiğini bilmemiz gerekir. Futbola olan sevgiyi elbirliği ile yükseltmeye uğraşıyorsak bu gayrete herkes birden katılmalı.. Arda ve Sinem kızımız için çok üzüldüm.. Buna sebep olanları kınıyorum..

Mehmet Ali Aydınlar: Telekulak gibi bir şey..

FUTBOLDA müthiş bir seviye kaybı var. Futbola bir spor olarak bakmadığımız, insanların özel hayatına saygı göstermediğimiz, her şeyi başarı odaklı gördüğümüz sürece futbolu, basketbol ve voleybolun seviyesine çekemeyiz. İnsanları kendi mesleğiyle ilgili eleştirmek bu işin doğrusu.

ÖZGÜRLÜKLERİ kısıtlayacak, toplum önünde suçlu duruma düşürecek ve aşağılayacak tavırlardan uzak kalmadıkça herkesin aklına geleni söylediği, kimseye saygı göstermediği tuhaf bir ortamın içinde kalırız. Bakın şu an Türkiye'de herkes illegal telefon dinlemelerinden şikayet ediyor.

ŞU yapılanın bu dinlemelerden hiçbir farkı yok. Mesele Erman Toroğlu veya Arda meselesi değil. Eleştiri müessesesine yanlış bakıyoruz ve bu nedenle futbolun hak ettiği kalitenin uzğında kalıyoruz.

Hasan Cemal: Özel hayata SAYGI!

ARDA Turan'ı televizyonda izledim, son derece üzüldüm. Arda'nın tepkisi haklı bir tepkidir. Yalnız Arda'nın değil, herkesin özel hayatı vardır, mahremiyeti vardır ve bunlar kutsaldır. Bu mahremiyete, özel hayata en başta bizim mesleğimizin, gazeteci milletinin son derece saygılı olması gerekir ki, bu konuda Arda örneğinde de gördüğümüz gibi fazlasıyla zayıf noktalarımız ve eksiklerimiz çoktur.

REYTİNG ve tiraj uğruna Arda dahil kimsenin mahremiyetiyle oynanamaz. Arda'nın bu sıkıntılı ve acılı dönemini aşacağına, yeniden yeşil sahalara en kısa zamanda döneceğine inanıyorum. Sakın ola ki mesleğine küsmesin, futbola 4 elle tutunmaya devam etsin. Çünkü o büyük bir yetenek ve büyük bir topçu. Kendine çok iyi bak Arda Turan.

Ahmet Hakan: Erman'ın yaptığı RACONA ters!

KADIN-ERKEK ilişkilerinde mahremiyet duvarını hep yukarılarda tutmuş bir memlekette 20'li yaşlarındaki bir futbolcu hakkında “çok seks yaptığı için futbolda başarısız” demek, her şeyden önce vicdansızlıktır, ayıptır ve racona terstir. Çünkü bizim memlekette birine “çok seks yapıyor” dendiği zaman bu bir yandan mahremiyetin ihlali anlamına gelir, bir yandan da her türlü ahlâksız, yargılayıcı, gurur kırıcı bakışların o genç adama ve o genç adamın sevgilisine çevrilmesine neden olur.

BİR genç adamı ve onun yakınlarını bu türden ahlâksız iki yüzlülüklere hedef göstermek delikanlılığa sığmaz. Erman Toroğlu ister açık söylesin, ister ima etsin hiç fark etmez, yanlış yapmıştır.

AMA sadece Toroğlu mu? Futbol aleminde yorumculuk yapanların ilgi çekme, rekabet etme, ayakta kalma, popüler olma gibi dürtülerle yapılmadık maskaralık bırakmadıkları hepimizin malumu. Aşağıya, hep daha aşağıya gidişte işin gencecik çocukların onurlarıyla, gururlarıyla oynanmasına vardırılacağı belliydi.

BU tiyatroya içeriden bakanlar durumu “normal” kabul etmeye, dışarıdan bakanlar ise durumu “eğlenceli” bulmaya devam ettiği müddetçe bu türden delikanlılık ayıplarına daha çok rastlarız.

ONUR çiğnemek bu kadar kolay olmamalı. Taraftarlık ruhunu, Arda'nın geçmiş hatalarını ve daha başka duygularımızı bir tarafa bırakıp bu haysiyet cellatlığına karşı durmalıyız. Ve hep birlikte haykırmalıyız: Arda'nın suçu ne?

Gökmen Özdemir: Arda yeni bir dönemi başlattı

ARDA'NIN söylediklerinden hangimiz şikayetçi değiliz ki! Kimi zaman medya, kimi zaman da masanın diğer tarafındakiler haksız suçlamalar yapmıyorlar mı? Arda'nın ekranda isyanını izlerken onun gözyaşlarını görmek Türkiye'yi insafa getirdi.. Arda delikanlıca çıktı dertleşti hepimizle.. Televizyonda izlerken ya da gazetede okurken “Vay be ne konuşuyor!” ya da “Vay be ne yazmış” dediğiniz, dediğimiz durumlar aslında bilinmeli ki karşıdaki insanın canını yakıyor.

GALİBA hepimizin atladığı nokta, hepimizin insan olduğu..! Arda Turan bize insanlığımızı hatırlattı.. Belki kendisini ateşe attı ama bence yeni bir dönemin de kapılarını açtı..

Ahmet Çakar: 'Erman bu 'cinsel' esprileri yapmamalı'

PUBİS'İN sebeplerini hangi literatürde okursanız okuyun karşınıza fazla seks diye bir kavram çıkmaz. Bu rahatsızlığın sebepleri arasında bacak ve leğen kemiğinin anatomik bozukluklarından tutun da eksik ya da fazla antrenman, kaslar arasındaki dengesizlik, ayağın yere basma açıları, ani dönüşlerde yaşanan travmalar gibi birçok faktörü görürsünüz.

HER ne kadar programda Erman kendisinden örnek verdiyse de bu toplum tarafından Arda'ya yönelikmiş gibi algılandı. Hep söylerim. TV'de cinsel espri ve benzetmeler, din, mezhep ya da etnik kökenle ilgili espriler yapmak tehlikelidir. Bu abartılı algı Toroğlu'nun geçmişiyle ilgili.

GEÇMİŞİNDE de cinsellikle ilgili önemli sabıkaları var. Mesela Ümit Karan'ın nikâhından bir gece önce “Bugün golleri attın yarın geceye hiçbir şey bırakmadın” ya da kaleci Şenol'un annesiyle ilgili pornografik sınırları zorlayan benzetmeleri yapması Toroğlu'nun farklı algılanmasına da neden olabiliyor.